| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 31.12.1996 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 86

DALYA

Doksanyedi’nin ilk yazısı, ne kadar enteresan bir sayıyla karşılaştı; farkında mısınız? Yazının başlığından da göreceğiniz gibi, “DALYA” dedik. Yüzüncü sayının sizlere ulaşmasının gururunu yaşıyoruz. Benim açımdan bir başka kıvanç daha söz konusu. BT/Haber’deki yazılarımdan yüzüncüsünü okuyorsunuz.

Aynı zamanda, yeni bir yıla girişimizi kutluyoruz. Tatil bitti, güzel hayallerle dolu planlar yapıldı. Ne kadarının gerçekleşeceğini önümüzdeki günler gösterecek. Şirketler bütçelerini hazırladılar veya hazırlık aşamasındalar. Ankara’dan haberler olumlu gözüküyor. Büyük bilgisayar projeleri yolda gibi.

Dokuz Ocak Bindokuzyüzdoksanbeş’te ilk yazımı göndererek, demişim ki; “Yeni bir gazete, yeni bir soluk. Sektör yayınları arasında yerini almak üzere yola çıkmış haftalık bir gazetede sizlere merhaba demek istiyorum.” İki sene kadar kısa bir sürede, bilgi teknolojisi sektörünün nereden nereye geldiğini, “BT/Haber” aracılığı ile izlemiş durumdayız. Bir anlamda, Türkiye Bilgi Teknolojisi sektörünün tarihçesi yazılıyor.

Yine o sayıda sorduğum sorunun yanıtını, henüz alabilmiş değilim. Soru’yu anımsatmak istiyorum; “1995 senesi ile ilgili basın organlarında çeşitli sektörlerin temsilcilerinin görüş bildirdiklerini okuduğumu, bilgi teknolojisi sektöründen söz edilmediğini aktarıyor ve soruyordum;

Görüşü alınan bir sektörün mensubu olmak için neler yapmalıyım diye düşünüyorum. Bu soruyu sizde kendinize sorun” Aynı soruyu 1997 için de tekrarlayabiliriz.

Henüz bir ilerleme yok. Kriz dönemlerinde bir araya gelen, birşeyler yapmak için omuz omuza mücadele edilmesi gerektiğini düşünenlerin bir kısmı, “Gemisini kurtaran kaptan” misali, ortadan kaybolmuş durumdalar. Bir avuç, gerçekten bu işe gönül vermiş, Bilgi Teknolojisi sektörünün ülke ekonomisi içinde hak ettiği yeri alması gerektiğini düşünenler, çabalarını sürdürüyor. Yolları ve yolumuz açık olsun. Onlara elimizden geldiğince destek olalım.

Herkese, sağlık, başarı, sevgi ve barış dolu günler dilerim. Herşey gönlünüzce olsun, birlikte daha güzel günlere ulaşalım. Nice yüz sayılara.

* * * * *

Körfez savaşından sonra, Amerikan sinemasının bu konuyu ele alan ilk filmi olma özelliğini taşıyan bir film; “Courage Under Fire - Ateş Altında Cesaret”.

Edward Zwick’in yönettiği filmde başrolleri, Denzel Washington ve Meg Ryan paylaşıyorlar. Onların yanında, sürekli görüntüye giren, kalabalık bir oyuncu kadrosu mevcut.

Film, savaşta ölen bir kadın subay’ın, “Onur Madalyası” ‘na aday gösterilebilmesi için, madalya alıp almaması ile ilgili başlatılan bir araştırmanın öyküsünü anlatıyor. Madalya’ya aday gösterilen ilk kadın subay olması ve araştırmayı, savaşta yaşadıklarından dolayı vicdan azabı çeken bir subayın yürütüyor olması konuyu genişletiyor. Başlangıçta, çok monoton gibi gözükmesine karşın, zaman ilerledikçe, film bir anda boyut değiştiriyor. İşin içine kadın subayın savaşta birlikte olduğu diğer kişilerin söyledikleri, entrikalar, üstü kapatılmaya çalışılan suçlar giriyor. Vicdan azabı ise bir başka boyut katıyor. Sürekli geri dönüşlerle merak üst düzeyde tutuluyor.

Denzel Washington, bu filmdeki rolü ile Oscar’a aday gösterilebilir. İzlediğinizde pişman olmayacağınız bir film. Savaşın pek çok olumsuz yanının beyaz perdeye aktarıldığı bu filmi, kaçırmayın derim.

* * * * *

Amerikan başkanlarından Thomas Jefferson (1743-1826)’a göre; “Kızgınsanız, konuşmadan önce on’a kadar sayınız. Eğer çok kızgınsanız, yüz’e kadar saymanızda yarar görüyorum”.

Yüzüncü yazı olmasına istinaden, bir sözde Çinli General Sun Tzu (5.-6. yy) ’dan. “Eğer, kendinizi ve düşmanınızı iyi tanıyorsanız, yüz savaştan da muzaffer ayrılabilirsiniz. Kendinizi iyi tanıyor, düşmanı tanımıyorsanız, kazandığınız her zafer için, kaybetmenin ıstırabını da duymanız olasıdır. Ne kendinizi, ne düşmanınızı tanıyorsanız, her savaşta mağlup olmaya mahkumsunuz.”

Bu savaşı, sadece kişiler veya kurumlarla ilgili olarak algılamayın. Kendinize ve nefsinize karşı verdiğiniz mücadelelerde nasıl hareket etmeniz gerektiğini de size öğütlüyor.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
86. Sayı önceki yazı 86. Sayı sonraki yazı
Geçmiş Zaman Olur ki Önceki Yazı Geçmiş Zaman Olur ki Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye