| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 20.08.1996 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 77

UYUM

Uyum; sisteme, çevreye, şartlara, topluma, uygulamalara, düşünebildiğimiz herşeye. Bunlara uyum sağlamamakta sizin elinizde. Bu durumda karşı hareketi yürütmek zorundasınız. Ancak, bu da her zaman çok kolay değil. Özellikle, bilgi teknolojisi sektöründe. Eski teknolojiyi, eski sistemleri kullanmaya ısrar etmeniz, kısa bir süre içerisinde olmasa da orta dönemde kırılıyor.

Değişimlere karşı ne reaksiyon gösterirsek gösterelim ne kadar çabuk adapte olduğumuzu farkediyormusunuz? Ayrıca, bilgi teknolojisi sektöründe, ne yapmaya çalışırsanız çalışın, sizin dışınızda gelişen olaylar, istemeseniz de, yenilikleri uygulamanızı zorunlu kılıyor.

Yeni bir bilgisayar, bir yan ürünün çıkması, modem teknolojisindeki gelişim, iletişim olanaklarının artması, işlemci hızlarının yükseltilmesini bir düşünün. İşletim sistemlerinin güncellenmesi, kullanmakta olduğumuz yazılım ürünlerinin eski versiyonlarına verilen desteğin, eski teknoloji bilgisayar sisteminin bakım anlaşmasının yenilenmesinde yaşananlar, yeni sistemleri bir an önce kullanmamızı da beraberinde getiriyor. Ne kadar yeni ürün kullanıyorsanız (ilk versiyonları dışında), sorunlarınızın azalmasını da bekliyorsunuz. Burada dikkat edilecek nokta, özellikle kritik uygulamalarda, uzun süredir sektörde olan firmalarla çalışmak ve onların yeni ürünlerini incelemek. Bu durumda yeni versiyonlarda çıkacak bir takım sorunları en aza indiriyorsunuz. Yine de, bir süre bekleyip, ilk versiyon yenilemede ortaya konan sistemi kullanmakta yarar var.

Hep bizim birşeylere uyumumuzdan söz ettik. Bir de, kullanılan sistemlerin, donanım, yazılım ve servis hizmetlerinin biribirlerine uyumu var. Bunlardan herhangi biririnin herhangi bir bölümünde yaşanacak sorun, tüm sistemin çalışmasını engelleyebilir. Biz sisteme uyum sağlamaya çalışırken, sistemin kendi içindeki uyumunu sağlamayı gözden kaçırmamalıyız.

Teknolojik gelişmenin tüm olanaklarından yararlanmak üzere ortaya çıkarılmış yeni bir uygulamayı, sistemi, eski teknoloji bir donanımda kullanıma almak zor, zor olduğu kadar da olanaksız olabilir. İyi bir ön araştırma sonucunda kararımızı vermeliyiz. Bu taktirde uyum sağlamada yaşayacağımız sorunlar en aza inecektir.

Uyum konusunda bilgi işlem dışından basit bir olay aktarmak istiyorum. Çoğumuz yaşamımızın herhangi bir anında şehirlerarası otobüs yolculuğu yapmışızdır. Özellikle, gece yolculuklarında, otobüsler mola verdiğinde gözlediğim bir olay var. Çoğunluk, gecenin ikisinde, üçünde, “domates çorbası” içer, mükellef bir yemek yemeye çalışır. Seyahate başlamadan yemek yemiş olsanız da farketmez. Yolculuk şartlarına hemen uyum sağlar, yapacaklarımızı planlar ve uygulamaya başlarız. Hangimiz evimizde veya gündelik yaşamımızda, gecenin ikisinde veya üçünde uyanıp, “domates çorbası” içeriz?

Şartlara bu kadar çabuk uyumu toplum olarak günlük yaşamımızın her anında görmemiz olası. Ankara’da bir değişiklik, düzenleme, ekonomideki dalgalanmaları izleme, yaşamımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiş durumda. Günlük yaşamaya, orta ve uzun dönem planları yapsak dahi, yaptığımız bu planları güncellemeye hazırız. Bu, beraberinde, her türlü ortama uyum sağlamayı getiriyor.

* * * * *

Yaz sezonunda ilginç gelebileceğini düşündüğümüz bir film var, bu hafta gündemimizde. “Spy Hard - Çıplak Casus”.

Rick Friedberg’in yönettiği filmin başrolünde, bu tür filmlerin oyuncusu Leslie Nielsen var. Film, geçtiğimiz sezonun filmlerinin abartılı sahneleri ile eğleniyor. O filmleri seyrederken, bu kadar da olmaz dediğiniz kareleri hicvediyor. Filmden yeterince keyif alabilmeniz için, geçen sezonun epeyce filmini izlemiş olmanız gerekli.

Peki, diğer filmleri hicveden bu filmi görmeye değer mi? Bana sorarsanız ayıracağınız zamana yazık. Herşeyden önce film çok kısa. Bir saat on dakikada bitiyor. Kısalığı bir kenara, bu süre içerisinde de yeterince filme değinilmemiş. Serinin diğer filmleri daha iyi idi. Çok az sahnede gerçekten eğlendiğinizi hissediyorsunuz. Yazık olmuş.

Önümüzdeki haftalarda gösterime girecek filmlere şöyle bir göz atınca, moralimiz yerine geldi. İlginç filmler başlıyor. Haftaya onları inceleriz.

* * * * *

Fransız yazar, eleştirmen, Emile Herzog ismi ile de bilinen, Andres Maurois (1885 - 1967), “Kendinizi küçük kitapların etkisi altında boğulmaya bırakmayın. Bir insan aldanabilir, bir kuşak aldanabilir fakat insanlık aldanmaz. Homerus, Tacitus, Shakespeare, Moliere kazanmış oldukları mevkilere şüphesiz layıktırlar. Onları henüz zamanın sınavından geçmemiş bulunanlara tercih edebiliriz.” diyor.

Zaman pek çok olgunun en iyi ilacıdır. Bir şeyin, iyi veya kötü, doğru veya yanlış, olumlu veya olumsuz olduğunu zamanın kendi düzeninde yerine koyabilir, anlayabiliriz. Ancak, olumsuzlukları bizim kuşağımızda yaşamamak en büyük arzumuz. Yaşanacaksa da, bizden sonraki kuşaklara aktarılmaması için elimizden geleni yapmalıyız.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
77. Sayı önceki yazı 77. Sayı sonraki yazı
Geçmiş Zaman Olur ki Önceki Yazı Geçmiş Zaman Olur ki Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye