| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 06.08.1996 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 76

ÇITA NEREYE YÜKSELECEK?

Geçen hafta İnterpro’nun ilk yüz Bilgi Teknolojisi şirketini duyurduğu bir toplantı vardı. Bu tür toplantıların en önemli özelliği, sektördeki kişileri biraraya getiriyor olması. Hemen hemen herkesin ortak kanısı, “Ne kadar uzun zamandır bir arada olunmadığı, bu toplantının ne kadar iyi olduğu”, idi.

Büyük olasılıkla, benim bu yazımı okurken, sizler, kimlerin kaçıncı sırada olduğunu biliyor olacaksınız. Listeyi incelediyseniz görmüşsünüzdür. Geçen senenin listesi ile bu senenin listesi arasında dikkati çeken en önemli olay, pazarın büyümesi. Bir başka husus, sadece yazılım gelirleri ile ilk yüz’e giren şirket sayısı çok fazla değil. Ancak, bu kadar çok donanım pazarlayan şirket mevcutken de, yazılımcıların ilk yüz’e girmesinin çok kolay olmadığı aşikar. Aynı olgu, hizmet şirketleri için de söz konusu.

Listeye bu sene ilk olarak dahil olmuş çok şirket var. Çok fazla sayıda şirketin bu sene listeye ilk olarak girmesi sevindirici ise de, bir o kadar şirketin listeden çıktığını da düşünmemiz gerekiyor. Geçen senenin ne kadar iyi gittiğini listedeki şirketlerin cirolarını izleyerek anlayabilirsiniz. Yüksek cirolar yapmak için, yüksek sermayeye ihtiyaç olmadığını kanıtlayan firmalara da dikkat.

Listeyi çok fazla irdelemeyeceğim. Bir görüş, listede yer alması beklenen başka şirketlerin de bulunduğu, büyük olasılıkla gerekli bilgileri göndermedikleri için sıralamaya giremediklerinin tahmin edildiği. Eğer, öyle ise, göndermeleri gerekirdi. Gerekli rakamları, araştırma grubuna sağlamak ve onları sağlıklı bilgilendirmek gerekiyor.

Dağıtım kanallarının da geliştiğini gözleyebiliyoruz. Bu iyi bir gösterge. Çünkü, son kullanıcıya gidecek ürünlerin sağlıklı dağıtımı ile hedeflenen kitleye daha uygun satış koşulları sağlayarak ulaşmak mümkün. Bu, kişisel bilgisayar adedinin satış rakamlarının artışını da beraberinde getiriyor. Aynı zamanda, çoklu ortam yan ürünleri satışı da artıyor.

Dağıtım kanalında, birden fazla katmanda, seviyede şirket bulunduğu zaman, son kullanıcıya giden ürünün fiyatında artış olmazsa, şirketlerin elde edecekleri karlar küçülmeye başlıyor. Aynı parayı, birden fazla şirket kendi aralarında bölüşmek zorunda kalıyorlar. Başka sektörler bunu yaşadı. Bir ürünün kaç elden geçtikten sonra, son kullanıcıya ulaşacağını iyi tespit edelim.

Önümüzdeki yıl için tahminim, ilk yüz’e giriş barajı, bir milyon üçyüzelli bin Dolar’ın üzerinde gerçekleşecek. Hatta, birbuçuk milyon’a da yükselebilir. Biliyorsunuz, bu rakam satış gelirlerini içeriyor.

* * * * *

İki yarısı biribirinden tamamen farklı bir film, “Restoration - Restorasyon”. Bir film içinde sanki birden fazla film izlemişsiniz duygusuna kapılabilirsiniz.

Film, Michael Hoffman tarafından yönetilmiş. Başrollerde, Robert Downey Jr., Sam Neill, Polly Walker ve Meg Ryan yer alıyor.
Filmde, bir kişinin yaşantısının kral tarafından nasıl düzenlenebileceğini, o dönemin en büyük derdi “Veba” ‘nın nelere yol açtığını izleyebiliyorsunuz. Kalabalık bir yardımcı oyuncu kadrosu da görev almış durumda.

Tarihi filmlerden hoşlanıyor, kostümleri beğeniyorsanız, klasik müziği seviyorsanız, bu film size göre. Görüntüler de güzel. Ancak, başka filmlerinde bu sıralarda vizyona girdiğini göz ardı etmeyin. Bir başka deyişle, sadece bu filme takılıp kalmayın.

Sinemaseverlere bir de kötü haber. Yaz sezonunda gösterime girerek, yurt dışında hasılat rekorları kıran filmlerin büyük bir kısmı (Independence Day, Mission Impossible, Twister gibi), sonbahardan önce vizyona girecek gibi gözükmüyor.

* * * * *

“Gençken, Plutarch’la, ihtiyar Catto’nun seksen yaşında Yunanca öğrenmeye başladıklarını, şaşkınlıkla okumuştum. Fakat, şimdi hayret etmiyorum. Yaşlılar, gençlerin çok uzun süreceği için yanaşmadıkları birçok görevi üzerlerine almaktan çekinmezler”. İngiliz yazar Somerset William Maugham (1874-1965), bunu söylemiş.

Bende şunu ekleyebilirim. Üstlendikleri görevleri, bir de bitirebilseler, ne iyi olur? Öğrenmek konusunda herşeyi yapabilirler, herşeyi öğrenebilirler. Ancak, sorumluluk üstlendiklerinde, yapacakları yanlışlar, yeni nesile çok pahalıya mal oluyor.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
76. Sayı önceki yazı 76. Sayı sonraki yazı
Geçmiş Zaman Olur ki Önceki Yazı Geçmiş Zaman Olur ki Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye