"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 30.01.1996 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 52

ORYANTASYON

Eleman mı, El'aman mı?

Aradaki farkı, şirketinize yeni aldığınız kişinin gösterdiği performansa bakarak, bir süre sonra anlayabilirsiniz. Peki, bu kişi göreve başlamadan neler olabileceğini önceden bilemez miydik?

Personel işe alımlarında çok tecrübeli olduğum söylenemez. Ancak, yaptığım pek çok görüşmede, yetkililer, işe eleman alımında, personelin şirkete göstereceği uyumun ön planda olduğunu, özellikle yazılımcı olacaksa, temel bilgisi sağlam olan kişilerin, bir şekilde yetiştirilmek üzere işe alındığını belirtiyorlar. Önemli olanın, şirkette mevcut ortama uyabilecek olması gerektiğini, öğretilebilecek konuların bir şekilde kendisine aktarılabileceğini söylüyorlar.

Bu durumda, işe göre eleman alabileceğiniz gibi, elemana göre de iş üretebilirsiniz. Kanımca, mevcut bir işe eleman almakla, elinizdeki yetenekli bir kişiyi, kendisine uygun görev buluncaya kadar, sizinle çalışmasını sürdürebilmek için, bazı görevlerde yetiştirmek, şirket atmosferini öğrenebilecek oryantasyon çalışmasında bulunmak şart.

Burada, anahtar kelime; "Oryantasyon".

Özellikle, büyük şirketlerde, oryantasyon çalışması yaparak, işe yeni alınan bir kişinin, şirketin misyonunu öğrenmesi, diğer çalışanlarla kaynaşması, şirket kültüründeki yerini bulması, oryantasyon çalışmasından geçiyor. Bundan sonra, kendisine yöneltilen işleri, gereği gibi yerine getirmesini bekleyebiliriz.

* * * * *

Geçtiğimiz hafta, İstanbul'da Multimedya fuarı vardı. Ramazan ayına denk gelmesine rağmen, izleyici sayısının çok olduğu görülüyordu. Çoklu ortam ile ilgili her konuda ürün bulmak olası idi. Türkiye'de satılmasının ne kadar zor olacağı düşünülen ürünlerin dahi alıcısı vardı.

Katılımcı firmaların oldukça iyi satış yaptığı ifade ediliyor. Ancak, son gün pek çok firmanın satış fiyatlarında hatırı sayılır bir indirim yaptığı, fuara gidenler tarafından iletildi. Şimdi, ilk gün ürün satın alanlar bunu nasıl karşılayacak çok merak ediyorum. Bir iki ürün satın alan ben de, buna çok olumlu bakamıyorum. Demek ki, önümüzdeki sene son gün gidip alışveriş yapmakta yarar var.

Fuarla ilgili iletebileceğim son şey, çoklu ortam pazarını yakından takip eden bir arkadaşımdan geliyor. Fuardan sonra izlenimlerini sorduğumda; "Ürünlerin fiyatları çok pahalıdan, pahalıya inmiş durumda" dedi. Gerçekten de, bazı ürünler yurt dışı fiyatlarla karşılaştırıldığında, arada uçurum var. Bazı ürünlerde ise, inanılmayacak kadar ucuzluk yaşanıyor.

* * * * *

Okulların yarı yıl tatilinde sinemaseverlerin gidebileceği ender filmlerden birisi, Roman Polanski'nin, "Death and The Maiden - Ölüm ve Bakire" 'siydi.

Kapalı mekanda çekilen bir filmi, konu ne kadar sürükleyici olursa olsun, izleyenlerin ilgisini kaybetmeden sunabilmeyi, her yönetmenin başarıyla uygulayabildiğini söylemek çok olası değil. Polanski, konuyu bir dantel gibi ince ince işleyerek, filmin sonuna kadar belirsizlik içinde düşünmenizi, işlenen konunun her ne kadar gerçek olmadığı söylense de, gerçekte olabileceğini size hatırlatıyor.

Sinema eleştirmenlerinin de belirttiği gibi, Polanski'den beklenmeyecek kadar, yumuşak, rahat izleyebileceğiniz bir film.

* * * * *

Haftayı, aktörlerle ilgili bir anektodla kapatalım.

Kel Hasan'a sormuşlar; "Hasan Efendi, bak artık aktörler alaydan değil, okuldan yetişiyor, ne dersin?"

Kel Hasan yanıtlamış; "Hiç aldırmam. Asıl seyirciler okuldan yetişirse, işte o zaman halimiz haraptır."

Şimdi, bunu bilgi teknolojisi sektöründe alıcı durumunda olan kullanıcılara uygulayalım. Acaba kullanıcılar okuldan yetişmeye başlarsa, sektördekilerin hali harap mı olacak? Sözümüz meclisten dışarı.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com