"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 26.12.1995 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 47

NE BEKLEMELİYİZ?

Bu yazıyı, büyük bir olasılıkla, yeni yılın, bir başka deyişle, 1996'nın ilk günlerinde okuyor olacaksınız.

Genelde adettendir, yeni yılın ilk yazıları, geçen yılın özeti ve değerlendirmesi, gelen yılında neler getireceği üzerine hazırlanır.

Ancak, ben böyle yapmayı düşünmüyorum. Her ne kadar, başlıkta verdiğim izlenim, o şekilde olsa da, iyi, tatlı, kötü, acı anıları ile, umudu ve umutsuzluğu ile, bir yılı daha geride bıraktık.

Basın kuruluşlarının çoğunda, yeni yılın neler getireceği, geçen yılın nasıl geçtiği üzerine, yetkililerden, sektördeki kişilerden, çeşitli fikirleri yansıtan yazıları izleme fırsatı bulacaksınız.

Geçtiğimiz günlerde içinde bulunduğumuz seçim atmosferi, yerini, önümüzdeki günlerin neler getireceğini gözlediğimiz bir ortama terketti. Belki de, yeni hükümet görevi devraldı ve neler olacağını görüyorsunuz. Yazımı belli bir süre önceden hazırlamak zorunda kaldığım için, son gelişmeler üzerine görüşlerimi aktaramıyorum.

Yine de, ümitsiz olmak için çok fazla neden olmadığını zannediyorum. Seçmen olarak görevimizi yaptık ve bizce iyi olacağına inandığımız şekilde görüşümüzü sandıkta belirttik. Şimdi, sıra sandıktan çıkan politikacılarda. Onlar da, üzerlerine düşen görevi en iyi şekilde yerine getirmek zorundalar.

Bugün, sizleri, günlük yaşamın esintilerinden uzaklaştırmak, sizlerin olabildiğince neşeli olmasınıı sağlayacak bir yazıyla, yeni yılı karşılamanızı arzu ettim. Hafifte olsa bir tebessüm, gelecek günler konusunda daha olumlu düşünmemizi sağlayabilir.

* * * * *

Son günlerde dinlediğim bir fıkrayı size aktarmak istiyorum. Bilenleriniz de, anılarını tazeleme fırsatı bulur.

İşini bilen birisi, yurt dışına gidiyor ve dönüşünde bir çuval içerisinde, çok miktarda kol saati getiriyor.

Gümrükten geçmek üzere iken soruyorlar; "Çuvalın içinde ne var?"

Cevaplıyor; "Tavuk yemi"

Gümrükçüler merakla ve biraz da yakalamanın verdiği gururla soruyorlar; "Böyle tavuk yemi mi olur?"

Bizimkinin cevabı; "Ben tavuk yemi diye getirdim, önlerine koyacağım. İster yer, ister yemezler. Onların bileceği iş".

Şimdi bu fıkrayı niye anlattım. Bilgisayar satıcısı şirketlerde çalışanlar açısından bakarsak, kullanıcılara sistemi verip, ister kullanır, ister kullanmazlar, biz kullansınlar diye verdik, diyebilirsiniz. Acaba, kapasiteyi, ihtiyaçları doğru tahmin etmiş miydiniz?

Kullanıcılar açısından yaklaşırsak, sistemi ne olsun diye almıştınız, şimdi ne amaçla kullanıyorsunuz veya hiç kullanamıyorsunuz. Çok uzaklara gitmenize gerek yok. Etrafınıza bir bakın ve neler olduğunu tesbit edin. Ne hayalleriniz vardı, neler buldunuz.

* * * * *

Yeni yılın bu ilk yazısını, 1990 senesinde, Vakko tarafından gönderilen bir kartta, yer alan, 12. yüzyıla ait bir astronomi kitabından alınmış dizelerle, kapatmak istiyorum.

"... Eğer, yeni yıl bir pazartesi günü başlarsa...
bu, barış ve mutluluğun işareti sayılır.
O yıl, çocuklar çoğalır, ticaret canlanır,
bol yağış olur, tarımda verim yükselir...
Denizlerde çok iri balıklar görülür..."

Bu dileklere katılmamak mümkün mü? 1996 yılının, herkese, tüm ulusumuza ve dünyaya, sağlık, başarı, mutluluk ve barış getirmesini diliyorum.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com