Eğlence 08.03.2005 - netyorum.com / Sayı: 160

"Bilmiyor"

Adam otomobili ile dağlık bir bölgede giderken, yönünü kaybeder. Yolda karşısına çıkan ilk kulübenin zilini çalar. Karşısına bir kadın çıkar.

- Zalimoğlan kasabasına nasıl gidilir?

"Hiç duymadım, bilmiyorum" der, kadın.

Adam çaresiz, otomobiline atlar, tekrar yola devam eder. Bir süre sonra bakar ki arkadan müthiş bir süratle toz bulutu içerisinde bir otomobil geliyor. Çeker yolun kenarına aracını ve bekler. Toz bulutu içimdeki araç gelir adamın yanına ve durur. Aracın içinde az önceki evdeki kadın ve bir adam iner.

Kadın der ki; "Bu benim beyim. Sorduğunuz adresi o da bilmiyormuş".

"Keşke"

Dükkan sahibi ödemesini yapan müşteriye; "Keşke sizin gibi yirmi tane müşterim olsaydı" der.

Müşteri büyük bir keyifle; "Bunu duymaktan çok sevindim ancak şaşırdığımı da söylemeliyim. Çünkü ben bütün faturalara itiraz ediyorum ve geç ödüyorum".

Dükkan sahibi; "Haklısınız. Ben yine de yirmi tane olsaydı diyorum çünkü sizin gibi ikiyüz müşterim var".

"Şanslı"

Genç kız apar topar falcıya gider ve sorar.

- İki genç var beni seven, Mustafa ve Mehmet adında. Kim şanslı olacak?

Falcı yanıtlar:

- Mustafa seninle evlenecek. Mehmet şanslı olan.

"Yalnızlık"

İlkokulda yardımcı bakıcılık işine başlayan genç kız, herkese yardım etmek için çırpınmaktadır. Bir öğlen tatilinde hava almak için dışarı çıktığında, çocukların bahçede bir topun peşinde koştuklarını görür. Bir süre seyreder. Ancak daha sonra fark eder ki, bir kız çocuğu tek başına bahçenin arkalarında durmaktadır. Çocuğun yanına giderek, herşeyin yolunda olup olmadığını sorar. Küçük kız oyun oynayan çocuklara bakarken, bakıcıya dönüp bir cevap vermez.

Aradan beş altı dakika geçtikten sonra, bakıcı konuşur:

- Burada yalnız duruyorsun. Seninle arkadaş olmamı ister misin?

Küçük kız biraz duraklar ve "Evet" der.

- Niçin burada yalnız başına duruyorsun bakalım?

- Çünkü arkadaşlarımla futbol maçı yapıyoruz ve ben kaleciyim.