Eğlence 22.10.2004 - netyorum.com / Sayı: 159

"Astım"

Bekar adama arkadaşları bir arkadaşlarının tanıdığı kız ile buluşma ayarlarlar. Ancak adam ve arkadaşları kızı hiç görmemişlerdir. Adam buluşma gününden önce heyecanlanır. Arkadaşlarına sorar;

- Arkadaşlar, tamam, ben şimdi bu kızla buluşacağım da, ya kız güzel değilse, hoşlanmazsam ne yapacağım? Bütün gece onunla beraber kalamam

Arkadaşları yanıtlar;

- Merak edecek ne var. Dışarı çıkarmak için evine gittiğinde, kapıda seni karşıladığı zaman eğer hoşlanmazsan hemen "Aaaauuughhhhhh" diye garip bir ses çıkararak, karnını tut ve astım krizi geçirdiğini söyleyip, uzaklaş.

Adam bu fikri pek beğenir. Ertesi gün kızı almak üzere kızın evine gider. Kapıyı bir kız açar ki, afet.

Adam nutku tutulmuş vaziyette bir şeyler söylemek için ağzını açtığı anda kız karnını tutar ve bağırır, "Aaaauuughhhhhh"

"Şaşkınlık"

Büyük şehrin stresli yaşamından bıkmış genç adam dağlarda tabiat ile iç içe yaşamaya karar verir. Küçük bir kulübe kiralar ve yaşamaya başlar.

Bir gün yürürken bir uçurumun kenarına gelir. Aşağılar bakar ancak uçurumun dibini göremez. Uçurumun derinliğini merak eder ve yerden bir taş alarak, aşağıya atar. Uzunca bir süre sonra taşın aşağıya vurma sesini işitir. "Derin bir uçurum bu" diye düşünür.

Etrafına bakar, bir kaya parçası görür. Kaya parçasını da aşağıya atar. Daha kısa bir süre sonra büyük bir gürültü ile kaya parçasının dibe vurma sesini işitir. "Tahminimden daha derinmiş" diye kendi kendine konuşur.

Yapacak başka bir işi de olmadığı için, uçuruma daha ne atabilirim diye etrafına bakınır. Büyükçe bir demir ray görür. Yere biraz batmış olduğu için, çıkarması zor olur. Ağır ray parçasını güçlükle uçurumun kenarına sürükleyerek getirir ve son bir gayretle aşağıya atar. Bir süre sonra rayın uçurumun dibine çarptığını duyduğunda "İşte şimdi tam oldu" der.

Ardından bir ağacın altında meditasyona başlar. Ancak bir anda önünden çılgına dönmüş gibi koşan bir keçi geçer, son hızla keçi uçurumun kenarına gelir ve aşağıya atlar.

Adam; "İntihar eden bir keçi, inanılmaz bir şey" diye söylenirken bir çoban çıkar gelir.

Çoban, adama; "Buralarda bir keçi gördünüz mü?" diye sorar.

Genç adam, büyük bir heyecanla; "Bunu bana sorma. Hayatında böyle bir şey görmüş olamazsın. Evet, bir tane keçi gördüm. Çılgınlar gibi koşarak uçurumun kenarına geldi ve aşağıya atladı" der.

Çoban kulaklarına inanamadığını gösterecek şekilde gözlerini açar ve "Bu nasıl olabilir, Dünya'da böyle bir şey olabilir mi? Sabah büyükçe bir ray parçasını toprağa batırıp, keçiyi de ray'a bağlamıştım, otlansın diye".

"Hırsız Fil"

Kuyumcu dükkanının önünde bir kamyon durur. Kamyonun arkasından inen bir fil, hortumu ile camı kırar ve vitrindeki bütün mücevherleri hortumu ile emerek, tekrar kamyonun arkasına biner ve kaçar.

Kuyumcu şaşkına dönmüştür. Bir süre sonra kendisine geldiğinde polisi arar. Polis geldiğinde sorar;

- Dükkanı soyan fil'i tanımlayabilir misiniz?

- Fil, fil'dir. Tanımlamaktan ne kastettiğinizi anlayamadım.

- İki çeşit fil vardır; Afrika fili ve Hindistan fili. Hindistan fillerinin kulakları daha küçüktür ve vücutları da Afrika filleri kadar büyük değildir.

Kafası kızan kuyumcu konuşur;

- Bu konuda size yardımcı olamayacağım herhalde çünkü kafasına çorap geçirmişti.

"Babası Kim?"

Genç kız şiddetli ağrıları olduğunu söyleyerek doktora muayeneye gider. Doktor genç kızı bir süre muayene eder. Genç kız'a, erkeklerle yatıp yatmadığını sorar. Genç kız yatmadığını söyler.

Ancak muayene sonunda genç kızın hamile olduğunu görür ve tekrar sorar; "Erkeklerle yatıyor musunuz?"

Genç kız sinirli bir şekilde; "Hayır yatmıyorum. Ben şu anda burada uzanmış, yatıyorum" diye yanıtlar.

Doktor; "Anlamadınız galiba" der, "Bebeğin babasının kim olduğunu biliyor musunuz?"

Genç kız şaşkınlıkla doktora bakar "Bilmem, sizce kim?"