| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

Eğlence 16.08.2001 - netyorum.com / Sayı: 82


"İyi ve Kötü Haber"

İki jet motoru ile hareket eden modern bir tren dağları aşarak gideceği yere varmak üzere hareket etmiş. Kalkıştan bir süre sonra motorlardan birisi bozulmuş. Makinistler, lokomotiften elde edilen güç yarıya inmesine rağmen hareket edilmesinde sorun olmadığını bildikleri için biraz daha yavaş da olsa yola devam etmişler. Dağın tepesine geldiklerinde ise ikinci motor da arızalanmış, dağın tepesinde kalmışlar.

Makinistlerden birisi mikrofondan anons yapmış;

"Değerli yolcularımız, size bir kötü, bir de iyi haberim var. Kötü haber; maalesef iki motorumuz da arıza yaptığı için burada kaldık, yardımın ne zaman geleceğini bilemiyoruz. İyi haberim ise; neyse ki uçakta değildiniz".


"Geçimsiz"

Temel, arkadaşı İdris'e havasını atıyormuş:

- Haçan penum buyük dedem Rus harbinde Ruslara karşı savaştı... Dedem Çanakkale harbinde İnciluzlere karşı savaştı... Babam Kurtuliş Savaşı'nda Yunan'a karşı savaştı... Ben de Kore'de Korelilere karşı savaştım.

İdris atılmış:

- Ula demiş, haçan senun de ne geçimsuz sülalen var imiş!


"Tatilde"

Adam telaşla çiçek dükkanından içeri girer ve "Bana hemen bir Petunya verebilir misiniz?"

Çiçekçi; "Üzgünüm ancak petunya kalmadı. Onun yerine Afrika Menekşesi verebilirim"

- Mümkün değil. Karım tatile giderken Petunya'ya bakacağıma söz vermiştim.


"Şantaj"

Orta yaşlı iki arkadaş sürekli birlikte dolaşırlarmış. Bir gün lüks bir lokantada yemek yemek istemişler. Masaya oturduktan sonra, garson yemeklerden önce yemeleri için ekmek ve tereyağ getirmiş.

- Yaptığım diet maalesef ekmek üstünde tereyağ yememi yasakladı. Ne yapacağımı karıma sorayım bari.

Arkadaşı; "Bak dostum. Sen kocaman bir adamsın. Karın olmadan da karar verebilirsin. Ekmeğini tereyağ sürüp, sürmeyeceğin tamamen senin insiyatifinde"

- Haklısın. Ben de bazen unutuyorum. Tabii ki canımın istediğini yapabilirim. Ekmeğimi tereyağ ile yiyeceğim.

Bunu dedikten sonra gayet güzel bir şekilde ekmeğe tereyağ sürüp afiyetle yemiş. Ardından ana yemekler gelmiş, kahvelerden sonra garson hesabı getirmiş.

Akıl veren arkadaş garson'a diğerini göstererek; "Hesabı o ödeyecek" demiş.

- Niye ben ödüyorum hesabın hepsini? Hep yarı yarıya ödedik şimdiye kadar.

- Eğer ödemezsen karına tereyağ yediğini söylerim.


"Fanatik Taraftar"

O güne dek yalnızca televizyon izleyerek taraftarlık yapmış bir futbol meraklısı, şampiyonluğun garantileneceği maç için, ne yapıp etmiş bir bilet bulmuş.

Herkesin yerinin numaralı olduğu stadımızda, bu arkadaşın yeri en arka sıranın en kenarındaymış. Sahayı zar zor görüyormuş.

Maçın başlamasına saniyeler kala en ön sırada boş bir yer görmüş, acemiliğin verdigi heyecanla oraya koşmuş ve otururken, nefes nefese kalmış bir halde yanındakine, koltuğun sahibinin olup olmadığını sormuş. Kimsenin gelmeyeceği cevabını alınca da rahatlamış ve sohbeti koyulaştırmak istemiş.

- Böyle mükemmel bir yeri olup da bu maça nasıl gelmez bir insan?

Yanındaki cevap vermiş:

- Karımın yeriydi orası.

- Yaaa, karınız nerede, peki?

- Kaybettik.

- Öyle mi, başınız sağolsun. Peki yerine gelecek bir yakınınız, akrabanız yok muydu?

- Maalesef gelemediler.

- Neden?

- Hepsi cenazeye gittiler! 


Yorum Ekle Yorumları Listele
82. Sayı önceki yazı 82. Sayı sonraki yazı
Eğlence Önceki Yazı Eğlence Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye