| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | | www.netyorum.com |
|
"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 14.04.1998 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 82SENEDE BİR GÜNÇoğunuzun bildiği gibi, bu, bir şarkı ismi. Geçtiğimiz ay sonunda, Antalya'da düzenlenen Bilgi İşlem Merkezi Yöneticileri Semineri'nin son gece verilen veda yemeğinde, seminer şarkısı olarak saptandı. Biraz değişikliğe uğrayarak; "Senede üç gün!" Yoğun katılımlı, keyifli üç gün geçirildi. Yapılan çeşitli konuşmalarda, bilgi teknolojisindeki gelişmeler, Türkiye'deki ve yurt dışındaki uygulamalar, örnek olaylar hakkında bilgi alışverişi yapıldı. Konu başlıklarını çeşitli dergilerden, gazetelerden görmüş olmalısınız. Bilgisayar şirketlerinin ilgisi ve katılımı da üst düzeyde idi. Bütün oturumlar ilgi çekmesine karşın, bazıları ardından çok konuşturdu. Kısaca göz atarsak, 2000 yılı sendromu ve Türkiye'nin harcaması gereken para, Yazılım Geliştirmede Önkestirim Teknikleri, Yazılımda Kalite ve Standartlar, Teknolojilerin Kuruluş İçindeki Bilgi İşlem Merkezi Konumuna Etkileri. Bunlar ve diğer konuşmalarla ilgili notları, Türkiye Bilişim Derneği'nden veya Semor'dan temin edebilirsiniz. Son gün yapılan oturumda, seçmen kayıtları ile nüfus sayımının neden aynı anda gerçekleştirilemediğini, daha önce yapılan nüfus sayımlarında elle toplanan sonuçların ne kadar kısa sürede açıklandığını, son sayımın sonuçlarının açıklanmasının niçin geciktiğini anlama fırsatı bulduk. "Baki kalan bu kubbede, hoş bir sada imiş". Büyük bir olasılıkla, seminerin altıncısı, önümüzdeki sene Nisan ayı içerisinde yapılacak. Şimdiden takvimlerinize işaretleyin. * * * * * Araya bayram tatilinin de girmesinden yararlanarak, iki filmden söz edeceğim. İlki, başrol oyuncularının bu yıl verilen Oscar ödüllerini aldıkları bir film; "As Good As It Gets - Benden Bu Kadar". Yönetmenliğini, James L. Brooks'un yaptığı filmin başrollerinde, Jack Nicholson, Helen Hunt ve Greg Kinnear yer alıyor. Jack Nicholson, en iyi erkek oyuncu, Helen Hunt en iyi kadın oyuncu ödülünü aldılar. Greg Kinnear, en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında aday olmasına karşın, kazanamadı. Aslında, bu ödülü alması gerekirdi. Film, Mark Andrus'un bir öyküsünden alınmış ve Brooks ile birlikte beyaz perdeye uyarlanmış. Bir yazar. Çeşitli takıntıları var. Örneğin kapıyı kilitlemek gibi bazı
hareketleri beş kez yapıyor. Kaldırım taşlarının kesişme çizgilerine basmıyor.
Lokantada yemek yerken, evden getirdiği plastik çatal, bıçak takımlarını
kullanıyor. Bütün bunların yanında, iyilik yaparken hiç tereddüt etmiyor.
Lokantada kendisine servis yapan garson kızın çocuğunun iyileşmesi için,
çalıştığı yayın evinin sahibi ile görüşüyor. Tedavi masraflarını üstleniyor.
Aynı apartmanda yaşadığı, komşusu, ressam zor duruma düşünce, yardım elini
uzatıyor. İkinci filmimiz, "Flubber - Dalgın Profesör". "Flubber", "Flying
Rubber" kelimelerinin birleşmesinden oluşuyor ve "Uçan Lastik" anlamına geliyor.
Bizde, filmin Türkçe adını düşünenler ise, her zaman olduğu gibi, özgün bir
çalışma sergilemişler ve "Dalgın Profesör" demişler. Oysa, profesör filmin
ilerleyen bölümlerinde, dalgın olmadığını, sadece okul yöneticisi hanıma aşık
olduğu için, onu düşünürken yaptığı bazı şeyleri gözden kaçırdığını söylerken,
filme verilen Türkçe ismin uymadığını gözler önüne seriyor. Profesörün çalıştığı okul borçları yüzünden kapatılma tehlikesi içindedir. Okul yöneticisi profesör ile evlenmek üzeredir ve ilk iki evlilik töreni, profesörün dalgınlığı yüzünden iptal edilmiştir. Üçüncüsü yapılmak üzereyken, profesör okulu kurtaracak bir buluş yapmayı başarır. Bundan sonrasını sinemada izlersiniz. Sıkılmadan, rahat vakit geçirmek için izlenebilecek, güzel bir komedi filmi. * * * * * Romalı yazar ve filozof Seneca (Lucius Annaeus Seneca)'dan bir alıntı; "Çok az şeye sahip olan insan değil, asıl, çok şeyin özlemini çeken insan fakirdir." M.Sinan Oymacı
|
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye |