| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

Eğlence 22.06.2000 - netyorum.com / Sayı: 26


"Büyük Gerçek"

Ufaklık okulda arkadaşları ile konuşurken, arkadaşları,

- Büyüklerin hepsinin sakladıkları ve kimsenin bilmesini istemedikleri bir gerçek vardır. Onlara şantaj yapmak çok kolaydır. Yanlarına gidip, kısık bir sesle "Ben herşeyi biliyorum" demek yeterli.

Ufaklık eve gidince bunu denemeye karar vermiş ve annesinin yanına giderek; "Ben herşeyi biliyorum" demiş.

Annesi hemen elini cebine atmış ve bir miktar para çıkarıp ufaklığa vererek; "Sakın babana söyleme".

Bu iş ufaklığın çok hoşuna gitmiş. Ertesi sabah okula gittiğinde etrafına bakınmış ve okula gelen postacıyı görmüş. Postacının yanına giderek; "Ben herşeyi biliyorum".

Postacı elindekileri yere bırakarak, kollarını açmış, ufaklığı kucaklamış ve "Yavrum, o zaman gel babana kocaman bir öpücük ver".


"Otoyol"

İki fakülte arkadaşı yıllar sonra sokakta karşılaşır. Biri diğerini eve yemeğe davet eder.

- Oğlum bu ne ev böyle be, şu salonun büyüklüğüne bak! Nereden buldun bu kadar parayı birader? Duvarlarda nadide tablolar.

- Gel göstereyim, gel şu pencerenin önüne. Şuradaki otoyolu görüyor musun?

- Evet.

- 20 milyon dolar tuttu, 25 milyon dolara fatura ettik, farkı cebe indirdik.

İki yıl sonra iki arkadaş yine karşılaşır.

- Gel bu sefer ben seni davet edeyim, bize gidelim.

- Yuh! Şuraya bak. Vay anam vay! Oğlum sen bizim eve saray diyordun bu ne böyle ya. Bizimki bunun yanında müştemilat bile olmaz valla, saray asıl burası. Nasıl yaptın bunu?

- Gel nasıl yaptığımı sana göstereyim. Geç şu pencerenin önüne, bak şuradaki otoyolu görüyor musun?

- Hayır!

- İşte!


"Metres"

Bir sanatçı, bir avukat ve bir bilgisayar mühendisi "Bir metresleri olduğunda neler olabileceğini" konuşuyorlarmış.

Sanatçı; "Bu ilişkinin keşfedilme riskinin getirdiği heyecan yaşanacak ihtirası bir kat daha arttırır"

Avukat, bunun doğuracağı problemleri belirtmiş ve işin sonunda utanç, boşanma, iflas olabileceğini söyleyerek, bu kadar soruna değmez demiş.

Bilgisayar mühendisi; "Bu olabilecek en iyi şey yaşantımdaki. Karım metresimle olduğumu düşünüyor, metresim ise evde karımla. Halbuki ben bütün bir geceyi ofiste bilgisayarımın karşısında geçirebiliyorum." 


"Memnuniyet"

Bir grup hanım arkadaş hep beraber tatile çıkmışlar. Nerede kalacaklarını araştırırken yolda beş katlı bir otelin önünde "Sadece Bayanlar İçin" yazılı bir levha görmüşler. Tatile çıkarken hiçbirisi yanına eşini veya erkek arkadaşını almadığı için çok cazip gelmiş ve otele girmişler, bakmışlar ki resepsiyonda yakışıklı genç bir erkek oturuyor. Tatilde olduklarını söyleyerek, boş oda olup olmadığını sormuşlar.

Resepsiyondaki yakışıklı genç erkek; "Dışarıdaki levhadan da görebileceğiniz gibi otelimiz beş katlı. Her kat değişik tarzlara göre tasarlandı. Önce katları aşağıdan yukarıya bir inceleyin, hangisinde kalacağınıza karar verin, ona göre birşeyler ayarlarız. Her katın girişinde ne tür olduğunu belirten tabelalar vardır. Karar vermeniz kolay olur" demiş.

Ekip harekete geçmiş ve önce birinci kata gelmişler. Kat girişinde "Buradaki bütün erkekler kısa ve çirkindir" levhası varmış. Hepsi gülmüş ve hiç tereddüt etmeden ikinci kata devam etmişler.

İkinci kat girişindeki levhada "Buradaki bütün erkekler kısa ancak çok yakışıklıdır" yazıyormuş. Bu da onları yeterince memnun etmemiş ve üçüncü kata devam etmişler.

Üçüncü katın girişinde "Buradaki bütün erkekler uzun ve çirkindir" levhasını görünce ve önlerinde de hala iki kat olduğunu düşününce, dördüncü kata devam etmeye karar vermişler.

Dördüncü katın levhası "Bu kattaki bütün erkekler uzun ve yakışıklıdır" yazısını görünce aradıklarını katın bu olduğu konusunda çok heyecanlanmışlar. Ancak henüz en üst katı görmediklerini düşünerek, ne kaybedeceklerini görmeden son kararlarını vermek istememişler ve beşinci kata çıkmışlar.

Beşinci katta levhada; "Bu katta erkek bulunmamaktadır. Bu katın tek amacı hanımları kolay kolay memnun etmenin mümkün olmadığını göstermektir".


"Japon Kalitesi"

Bu yazı fıkra olarak belirtiliyorsa da gerçek olduğu konusunda ciddi söylentiler mevcuttur ve hala anlatıldığında IBM'de gülündüğü bildirilmektedir.

Geçmişte bir gün bilgisayar şirketi deneme maksadı ile Japonya'da bazı parçaların üretimini yaptırmaya karar verir. Projenin özellikleri belirtilirken de hatalı parçalar konusunda çok titiz olduklarını belirterek, her on bin parçada sadece üç tanesi hatalı olduğunda partinin kabul edilebileceğini yazarlar.

Bir süre sonra parti şirkete ulaştığında ekince bir mektup bulurlar. Mektupta; "Kuzey Amerikalıların üretim anlayışlarını biz Japonlar olarak pek anlayamadık. Ancak yine de yazılı olarak bildirdiğiniz şekilde üç tane hatalı parçayı üreterek, gönderdiğimiz on bin parçanın yanına hediye olarak ekledik. Umarız bu sizi memnun eder".


Yorum Ekle Yorumları Listele
26. Sayı önceki yazı 26. Sayı sonraki yazı
Eğlence Önceki Yazı Eğlence Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye