| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları


SEVGİ VE AŞK HAKKINDA


 

Kral Arthur'a hizmet eden en saf şövalye Galahad'ti. Kralla ortak yönleri ikisinin de evlilik dışı bir ilişkiden olmalarıydı. Galahad'ın Lancelot'un öz oğlu olduğuna dair bir işareti yoktu. Saraydaki bir soylu kadının eşi olma günü gelip çattığında Arthur kafasını sallayıp, kaşlarını çattı.

"Hiçbir soylu kadının eşi olamazsın" dedi Arthur.

Galahad kızardı ve kekeledi, "Ama Lordum, her şövalye aşkının saflığıyla soylu bir kadına hizmet etmelidir."

"Aşk hakkında ne biliyorsun?" diye sordu Arthur. Ses tonunun ithamkarlığı Galahad'ı iki kat daha kızarttı.

"Eğer soylu bir kadının eşi olmak istiyorsan, sana aralarından seçmen için üç tane sunacağım."

Kral, hemen yaşlı bir temizlikçi olan gri saçlı ve burnu benli Margaret'i çağırttı.

"Ona aşkından dolayı hizmet eder misin dürüst şövalye?" diye sordu Arthur.

Galahad şaşırmıştı. "Lordum anlamıyorum" diye mırıldandı.

Arthur Galahad'a keskin bir şekilde baktı ve yaşlı kadını yolladı. "Başka bir tane getirin" diye emretti.

Bu sefer içeriye yeni doğmuş bir bebek getirildi.

"Eğer Margaret'i hizmet etmek için çok yaşlı ve çirkin buluyorsan, bu leydiye ne dersin? Asildir ve güzelliğini kabul etmen gerek."

Bebeğin çok güzel olduğu bir gerçekti, ama Galahad'ın kafasi iyice karışmıştı. Kafasını salladı.

"Bu aşk dedigin şey zor bir konudur" dedi Arthur ve üçüncü olarak on iki yaşında çok sevimli bir kız olan Arabelle'i getirtti.

Galahad kıza baktı ve sinirlerine hakim olmaya çalıştı.

"Lordum, o neredeyse kızım olabilecek yaşta, ufak bir bakire" dedi.

"Sen hizmet edecek soylu bir kadın istemiştin" dedi Arthur, "ve ben sana üç tane sunacak kadar cömert davrandım. Şimdi karar vermelisin."

Galahad sersemlemiş bir şekilde baktı, "Benimle niye eğleniyorsun?" diye sordu.

Arthur'un bir el kaldırmasıyla büyük salon bir dakikada boşaltılmıştı. İkisi yalnızdılar.

"Seninle eğlenmiyorum" dedi Arthur. "Sana, ustam Merlin'in öğrettiği bir şeyi göstermeye çalışıyorum."

Galahad, kralın daha yumuşamış yüz ifadesini gördü.

"Şövalyelerin soylu kadınlara aşklarından dolayı hizmet ettiklerini söylerler" diye devam etti Arthur, "ve masumane aşk yeminlerine karşın, hizmet ettikleri kişiye genelde tutku duyarlar, öyle değil mi?"

Galahad onayladı.

"Ve soylu kadınlara ne kadar tutkuyla bağlı iseler o kadar şevkli olurlar, değil mi?" diye sordu Arthur.

Genç şövalye yine onayladı.

"Merlin, bana sevmenin başka bir yolunu öğretti" dedi Arthur.

"Yaşlı kadını, bebeği ve kızın kadar ufak kızı hatırla. Hepside dişiligin tezahürleridir ve bu formlar değiştiğinde aşk dediğin şey de değişir. Aşığım dediğinde gerçekten söylemek istediğin, içindeki bir imajın
tatmin olduğudur".

"İşte bağımlılık böyle bir imaja bağlanarak başlar. Bir kadını sevdiğini söyleyebilirsin ama seni bir başkasıyla aldattığında aşkın nefrete döner. Niye? Çünkü kafandaki imaj zedelenir ve şimdiye kadar seviyor olduğun şey bu imaj olduğundan, bunun bozulması seni öfkelendirir."

"Bunun için ne yapılabilir?" diye sordu Galahad.

"Her zaman değişecek olan duyguların ötesine bak ve bu imajın ardında yatanın ne olduğunu sor kendine. İmajlar fantazilerdir; fantaziler bizi yüzleşmek istemediğimiz şeylerden korur. Bu durumda yüzleşmek istemediğimiz şey boşluk hissidir. Kendinde sevgi olmadığından, bu boşluğu dolduracak bir imaj yaratırsın. Bu yüzden sevdiğiniz kişinin sizden ayrılması veya sizi aldatması acı verir, çünkü sevgisizliğin oluşturduğu yara su üstüne çıkar".

"Aşk, yüce ve güzel bir şey olarak bilinir" diye mırıldandı Galahad, "ama sen ondan çirkin bir şeymiş gibi söz ediyorsun."

Arthur gülümsedi.

"Genelde aşk için söylenenlerin korkunç sonuçları olabilir ama bu, hikayenin sonu değildir. Aşkta bir sır vardır. Merlin bunu yıllar önce söylemişti. Yaşlı bir kadını, bir bebeği ve ufak bir kızı aynı şekilde sevebildiğinde, formların ötesinde sevebilecek özgürlükte olacaksın. Sonra da aşkın özü olan evrensel güç, içinde serbest kalacak. Ve bağımsız olacaksın ki bu, aşkın karşı koyamayacağı sessiz bir davettir.

..."Siz ölümlüler, başka birisine tamamen bağımlı olmaya AŞK diyorsunuz" dedi Merlin.

"Fantaziniz ya birini tamamen sahiplenmek ya da tamamen sahiplenilmek. Ancak bizler hiçbir bağımlılık veya sahiplenme olmamasına AŞK diyoruz"...

..."Aşkıi Tanrının hissettiği gibi hissetmek istiyorsan, tüm boşluklarını doldurman gerekir, çünkü Tanrı bir tamlık durumunda sever" diye tavsiyede bulundu Merlin.

"Mükemmel bir aşık olmak demek, bir başkasının onarmasını beklediğiniz hiçbir gizli zayıflığınız veya yaranızın olmaması demektir"...

..."Hatırla" dedi Merlin, "aşk basit bir his değil, gerçeği barındıran evrensel bir güçtür. Bu kadar derine inebilirseniz, her duygunun kılık değiştirmiş aşk olduğunu görürsünüz"...

..."Hayattaki gerçek güç içten gelir. Dünyayı sadece içten gelen sevginin ışığında görmek, zedelenmez bir huzur içerisinde korkusuz yaşamaktır"...

..."Ölümlülerin tarif ettiği sevgi, zayıflayıp yokolmaya mahkumdur" dedi Merlin.

"Sizin sevgi dediğiniz şey gelir ve gider. Bir arzu objesinden diğerine atlar. Arzularınız reddedildiğinde çabucak nefrete döner. Gerçek sevgi değişmez. Onun bir objeyle ilgisi yoktur ve başka bir duyguya dönüşmez çünkü başta o, bir duygu değildir."

"Tüm sahte sevgileri terkettiğinizde geriye ne kalır? Yanıtı; kendini kabullenmeyle ortaya çıkmaya başlar. İçsel bir güç olarak sevgi önce içinizde, yine kendinize yöneltilmiş olarak belirir".

"Ölümlüler sevgi için huzursuz ve endişeli bir şekilde telaşlanıp dururlar" dedi Merlin.

"Sevdiklerine sahip olamazlarsa öleceklerini zannederler. Ama gerçek sevgi sizi huzursuz etmez, çünkü onun ifade edilmeye ihtiyacı yoktur"...

..."Bir gün bu huzursuzca telaşın bittiğinde, ufak bir ışık göreceksin kalbinde. İlk önce bir kıvılcım büyüklüğünde olacak, sonra bir mum alevi ve nihayet cayır cayır yanan bir ateş. Sonra uyanacaksın ve bu ateş güneşi, ayı, yıldızları kaplayacak. İşte o anda evrende sevgiden başka bir şey kalmayacak ama yine de bunların hepsi senin kalbinde olacak."
 

Sayın Pınar Arkain'e teşekkür ederiz.

 

Yorum Ekle Yorumları Listele
133. Sayı önceki yazı 133. Sayı sonraki yazı
Dostluk ve Sevgi Önceki Yazı Dostluk ve Sevgi Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye