| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları


ÜÇ KEZ ÇAL
 

29 Aralık 1982'de Teksas'daydım, yeni boşanmış ve Kaliforniyadaki ailemden uzaktım.

Eve gitmek istiyordum. Arabama kocaman bir karavan takıp, dokuz yaşındaki kızımı, iki kedimi, Gine domuzumu ve dört yalnız yengecimi yanıma aldım ve şehirden çıkmak için yola koyuldum.

Austin'den çıkarken bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Eğer hala orada olsaydık, dokuz yaşındaki kızımla bir arabanın çektiği bir metrelik bir karavanın içinde yaşıyor olacaktım. Dağların üzerinde, şehirlerde ve uzun ana yollarda araba sürmek çok sinir bozucuydu. Yağmur hafif kara döndü, karanlık bastırmıştı, bense hala karanlıkta farlarımı göremiyordum. Kenara çektim ve motoru durdurdum, farlar yandı. Motoru çalıştırdım, tekrar söndü. Ağlamak istiyordum fakat çocuğumu korkutmak da istemiyordum.

Bu karavanla yolda Braille'nin yaptığı gibi sağ tekerin yolun kenarında seyretmesini sağlayarak karanlıkta saatte beş mil yapmaya başladım. Çok geçmeden büyük bir kamyon arkama yanaştı, sonra yanımdan hızlıca geçti, frene bastı ve yavaşladı. Teşekkür ettim ve bankete doğru yanaştım.

Hemen arkasından, başka bir kamyon daha hızlıca yanaştı, neredeyse yanımda durdu, kornasını çaldı ve sol şeride ilerledi. Ben de sağ şeride geçtim. Onun farını kullanabileceğim şekilde sürmeye devam etti. Sonra kaz sesine benzer kornasını üç kez çaldı ve yavaşladı. Ben bankete yanaşırken bir kamyon daha geldi. Yanımdayken o da üç kez korna çaldı ve ilerledi.

İnanılmazdı! Kamyon arkasına kamyon... Diğeri yerini alana kadar bir diğeri yanımda duruyordu.

Saatlerce kamyoncular yanlarında gitmemi sağlamak için yavaş giderek, bana Fort Stockton'a kadar eşlik ettiler.

Fort Stockton'un girişinde son kamyon veda kornasını çaldı ve ben kasabanın içine doğru giden yolda devam ettim. Sonra bir anayol devriyesi ışıklarını üzerime doğrulttu. Arabayı nasıl tamir ettireceğimi bilmiyordum, saat gecenin üçüydü. Üşüyordum, yorgundum ve şu an farların bozuk olmasından dolayı bir de ceza yemek üzereydim.

Memur "Sizi bekliyordum!"' dedi.

"Niye?'" diye sordum.

O da düzgün Teksas aksanıyla "Farları yanmayan araç seninki değil mi?" diye yanıtlayıp, "Saatlerdir senin hakkında çok şey duyduk" şeklinde ekledi.

Gözyaşlarına boğuldum. Endişelenmememi, tamirciyi benim için çağırdıklarını ve erken gelmesini söylediklerini anlattı. Ayrıca yakınlardaki bir otele kadar bana eşlik etti.

Gittiğimiz her yerde araçta bazı bozulmalar oldu. Austin'den Los Angeles üç gün sürdü ve biz yalnız o ilk gece otelde kaldık. Fakat bir daha hiç; gezinin ilk bölümünde korktuğum kadar korkmadım. Çünkü o kamyoncuların her biri bana, gezinin geri kalan kısmı için gerekli olan cesareti ve gücü vermişti.
 

Janet Williams

Çeviren: Şahin Önal

Not: Bu çalışmayı bize ulaştıran Sayın Doğugül Kan'a teşekkür ederiz.

 

Yorum Ekle Yorumları Listele
133. Sayı önceki yazı 133. Sayı sonraki yazı
Dostluk ve Sevgi Önceki Yazı Dostluk ve Sevgi Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye