Sinan Oymacı - 20010823

Maalesef, ekonomideki sorunlar etkisini tüm gücü ile göstermeye başladı. Ben buna "Domino Etkisi" diyorum. Belirli sektörlerdeki yavaşlama ve durgunluk bir şekilde çalışmakta olan diğer sektörleri de etkiliyor artık.

Hiç bir işletmeyi sadece kendi başına değerlendirmeniz olası değil. Bu şekilde değerlendirme yanlışına düşenlerin bir an önce kendilerine gelmesi gerekiyor. Büyük alışveriş merkezlerine gidin, ana caddelerde dolaşın. Kepenk kapatan dükkan, mağaza sayısındaki artış dikkatinizi çekmiş olmalı. Her kapanan işletme, işletme sahibi ile birlikte orada çalışanları, çalışanların ailelerini, o işletme ile çalışan, mal veren kuruluşları etkiliyor. Aynı şekilde nakliyeciler, tasarımcılar, o şirkete mal veren kuruluşlarla çalışan şirketleri de yanında etkiliyor.

Bir finans kuruluşunu ele alalım. Yeni şube açarlarken mobilyacısından, nakliyecisine, bilişim şirketinden, temizlik ve güvenlik şirketine, reklamcısından, matbaacısına, içinde bulunduğu mülkün mal sahibinden, yakıt satıcısına kadar onlarca değişik sektördeki şirket iş yapabiliyordu. Fark ettiniz mi, bir anda kaç farklı sektörden kaç farklı işletmeyi zorladı.

Ya da konfeksiyon mağazasını düşünün. Bu mağazanın işlerinin kötü olması, oraya mal üreten işletmeyi, o işletmedeki işçileri, hammadde üreten firmaları ne kadar etkiledi.

Birilerinin artık para harcamaya başlaması gerekiyor. Olmayan parayı nereye harcayalım demeyin. Bu paranın hepsi uçmadı ya! Yastık altındakilerin piyasaya çıkması, ekonominin çarklarını döndürmesi gerekiyor.

Yine pek çok kişi devlet kapısında. Öğretmen alınacak, herkes kuyrukta. Memur alınacak, herkes kuyrukta. Peki, bu maaşlar nereden ödenecek?

Eğitilmiş, geçmişte iyi para kazanabilen bir iş gücü şu anda açıkta ve iş bulamıyor. Benzer şekilde vasıfsız diye nitelendirilebilecek kişiler de iş bulmakda zorlanıyorlar. Pek çok kişi geçmişte bir kenara koyduğu birikimleri ile bu günleri geçirmeye, eş dosttan temin ettiği desteklerle ayakta kalmaya çalışıyor. Önümüzdeki günlerde okullar açılıyor. Çocukların bir şey istemesini engelleyebilir misiniz? Zor günler içerisindeyiz. Eskisi kadar olmasa da piyasalara bir canlılık gelebilir. Ancak tüketim konusunda artık daha dikkatli davrandığımız bir gerçek. Bu da ister istemez ortalıktaki para miktarını etkiliyor.

Umarım, önümüzde daha zor günler bizi beklemez.

FİLM: FINAL FANTASY: THE SPIRITS WITHIN

Yönetmenliğini Hironobu Sakaguchi ve Motonori Sakakibara'nın yaptığı "Final Fantasy: The Sprits Within" filminin başrol oyuncusu yok. Açıkçası adı verilecek oyuncusu da yok. Çünkü film tamamen bilgisayar ortamında gerçekleştirilmiş. Oyuncuların tamamı teknoloji yardımı ile oluşturulmuş. Türünün ilk örneği. Çünkü çizgi film havasında değil. Karakterler insan biçiminde tasarlanmış ve yaşama aktarılmış.

"Final Fantasy" bilgisayar ya da oyun konsolları ile ilgilenlerin yakından tanıdığı bir başlık. Uzun senelerdir önce Sony Playstation'da ardından kişisel bilgisayarlarda kullanıcılarla tanıştı. Her birisi bir öncekinden daha fazla ses getirdi. Konusu, oyun tekniği, grafikleri ile son kullanıcıların beğenisini kazandı.

Film teknoloji şöleni olarak değerlendirildiğinde çok başarılı ancak oyun ile ilgisi olduğunu söyleyemeyiz. Final Fantasy adlı oyundan bir şeyler bulacağını bekleyerek gidenler hayal kırıklığına uğrayacaklardır. Ancak bilgisayar ortamında hazırlanmış, farklı bir macera, bilim kurgu ve aşk filmi izlemek istiyorsanız, güzel.

Güçlü bir teknoloji kullanılmasına, hareketlerin, yüz ifadelerinin, kıyafetlerin, vücudun canlandırılmasının üzerinde son derece titiz bir çalışma yapılmasına rağmen, gerçek sanatçılarla çevrilen bir film havasında değil. Bunun bir adım ötesi gerçeklerinden ayırt edilemeyecek oyuncular. Eğer bu gerçekleşirse, beyaz perdede pek çok kavram değişecek gibi. Ödediğiniz bedel teknolojiye ve teknolojiyi kullanan kişilere gidiyor. Tabii ki, senaryonun yazılması, seslendirme, karakterlerin ve dekorun tasarlanması bu bedele eklenecek.

Filmin oyuncu listesinde görülen isimler karakterleri seslendirenler. Bunlar arasında Alec Baldwin'de yer alıyor.

Konuya gelirsek; 21. yüzyılın ortalarında dünya Fantomlar tarafından ele geçirilmek istenmektedir. Buna izin vermeyecek kişiler bizim kahramanlarımızdır ve uzlaşma ile bunu çözebileceklerini düşünmektedirler. Ancak dünyalılar arasında bunun sadece bir silah ile, düşmanları yok ederek çözülebileceğini düşünen de vardır. Film, bu çerçevede devam ediyor.

Bir teknoloji harikası olarak izlenmesi gereken filmlerden ancak gerçek sanatçıların yer aldığı filmlerin tadını vermiyor.

SÖZ: FRANCIS BEAUMONT / JOHN FLETCHER

Birlikte çalışmalar gerçekleştirmiş iki İngiliz oyun yazarından bir sözümüz var bu hafta. "Her insanın hayatında mutluluğa kavuşabilmesi için verilmiş bir saat vardır. İş, o saati kaçırmamakta..." Francis Beaumont (1584-1616), John Fletcher (1579-1625)

Siz o saatte uyanık mıydınız? Yoksa henüz zamanı gelmedi mi?

Niçin görüşlerinizi iletmiyorsunuz? E-posta adresim aşağıda. Katkılarınızla daha iyi olacağını garanti edebilirim.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
e-posta: sinanoym@triosh.com

Yorum Ekle

Yorumları Listele

83. Sayı önceki yazı

83. Sayı sonraki yazı

Yazarın Önceki Yazısı

Yazarın Sonraki Yazısı