| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

21.06.2001 Ebru Türkol - netyorum.com / Sayı: 76

YOKSA SİZ?

Hayatında hemen hemen herşeyi olan biriydi. Anlayışlı bir karısı, tatlı iki çocuğu, çok iyi gelir getiren bir işi... Dostları her daim onun yanındaydılar. Ama o mutsuzdu tüm bunlara rağmen...

Bir gün gazetede okuduğu bir seyahat acentasının ilanı çok ilgisini çekti. Tam da ona göre bir durumu yansıtıyordu çünkü. 
"Hayatınızdan memnun musunuz? Değil misiniz? Haydi o zaman mutluluğa!" Bu seyahate katılmaya karar verdi. Kimbilir belki de içindeki eksikliğin nedenini bulmaya yardım edebilirdi? İşinden izin, eşinden oluru aldıktan sonra acentanın yolunu tuttu. Kendisine seyahatle ilgili hiçbir açıklama yapılmamış, sadece bunun çok farklı bir yolculuk olacağından ve geri döndüğünde kendisini çok ama çok mutlu hissedeceğinden söz edildi. Merakla kendisi için özel olarak tutulmuş uçağa bindi. 

Beş saatlik bir yolculuktan sonra hayatında aklına bile gelmeyecek bir yere getirildiğini anladı. Uçsuz bucaksız bir çöl... Etrafta hiç birşey yoktu hem de hiç birşey... Onunla birlikte seyahat eden acenta görevlisi eline bir matara ve iki üç parça azık verdikten sonra uçakla birlikte alelacele çekti gitti. Şaşkınlık içinde orada kalakaldı. Niye getirmişlerdi onu buraya? Burada ne vardı ki hiçlikten başka? Üstelik dünyanın da parasını ödemişti... 
O kızgın sıcağın altında sağa sola yalpalayarak dolaşmaya başladı. Etrafta ne bir ağaç gölgesi vardı sığınacak, ne de ufacık bir dere elini yüzünü yıkayıp serinleyebileceği. Kuş sesleri, insan sesleri, hatta cırcır böceğinin bile sesi yoktu... Hava kararmaya başladığında onun da içi kararmaya başladı. Sıcağın ve bütün gün bir şeyler bulurum ümidiyle yürümenin etkisiyle uykuya dalıverdi kumların üzerinde. 

Sabah gözüne giren inatçı güneş ışığıyla uyandı. Olamaz! Bunlar bir hayal değildi. O günde amaçsızca, bilinçsizce dolaştı durdu yine. Suyu azalmış, azığı ise tükenmişti neredeyse. Saat kaçtı acaba? Acenta görevlisi kaybolur falan diyerek saatini de diğer değerli eşyalarıyla beraber emanete almıştı. Çıldıracaktı... Yoksa onu gelip buradan almayacaklar mıydı hiç? Akşamın ilk saatlerinde kendinden geçmiş bir şekilde uykuya daldı. 

Ertesi gün uyanması yine aynı şekilde oldu. Açlık, susuzluk, ilgisizlik, yalnızlık deilrtecekti onu. Evinin, çocuklarının, dostlarının özlemi çökmüştü içine. Eşinin eliyle hazırladığı yemeklerin kokusu geliyordu burnuna. Oğlu "Babacığım nasılsın?” diye sesleniyordu sanki. Şu Oktay'ı nasıl da yenmişti tavlada! Gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı.

"Tanrım!" dedi, "Söz veriyorum sana bundan sonra hiç birşeyden şikayet etmeyeceğim, bana verdiklerin için şükürler olsun! Ama ne olursun beni buradan kurtar! Bir an duraksadı. İnanamamıştı söylediklerine. Evet, evet hayatında ilk defa ama ilk defa şükrediyordu hem de ağlayarak...

Vakit akşama yaklaştığında umutsuzluk ve yorgunluktan kendinden geçmişti. O sırada büyük bir gürültü duyarak kafasını zorlukla çevirip baktı o yöne. Sevinçten kalbi duracaktı. Onu almaya gelmişlerdi. Uçağa bindiğinde gözlerinden akan yaşlara engel olamıyordu. Geri dönüş sona erip evine adımını attığında çok ama çok mutlu olduğunu hissetti. Mutluluğu bulmuştu, hem de tam içinde...

Sevgilerimle,

Ebru Türkol
e- posta: barutt@turk.net


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
76. Sayı önceki yazı 76. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye