|
12.04.2001 Erdal Akbulut - netyorum.com / Sayı: 66
NORMAL'DEN ANORMAL'E
BİR HAFTALIK BİR YAŞAM
Bu maili, mail adresini hatırladığım herkese gönderiyorum.
Gazetelerin 3. sayfalarında gördüğünüz ufak haberlerin nasıl oluştuğunu
anlamanız için. Hep bu haberlerin toplandığı bir web sitesi yapmak istemiştim,
bir gün kendimin bu haberlerden birinde yer alacağını bilmeden.
2 Nisan Pazartesi sabahı NORMAL bir insan olarak başladım güne. Saygın
bir üniversite'de okuyan, saygın bir şirkette çalışan ve en önemlisi YAŞAYAN
bir babası olan NORMAL bir insan olarak. Babam o akşam bir kalp
krizi geçirdi. Hastaneye ulaştığında tıbben ölüydü. Kalbi ve solunumu durmuş bir
insanın tekrar kalbinin çalıştırılması ilk bakışta tıptaki gelişme olarak
görülebilir. Bana da öyle geliyordu. Bunun hukuki, ahlaki ve dini ilişkileri
farklı yorumlanabilir ama o insanı geri getirmeye çalışılıp yarısının öteki
tarafta kalması, o insanın ailesini içinden kolay çıkamayacağı bir uçuruma
sürüklüyor.
Babam o akşam ölseydi, bugün üzerinden 1 hafta geçtiğine göre hüzünlü ama
NORMAL yetim bir insan olacaktım. Ama öyle olmadı, babam ne herşeyi ile o
tarafa gidebildi, ne de burada kalabildi. Babam şimdi bitkisel hayatta, dış
dünyaya hiçbir tepki vermeden yaşıyor denilebilirse yaşıyor. İşin bu tarafı bile
insanı normal olmaktan alıkoyan bir şey. Babanız hem var hem yok, hem yaşıyor
hem yaşamıyor. Ama sanki felaketler gerçekten saldıracak savunmasız birini
arıyormuşcasına saldırıyor. Babamdan 1 gün sonra hastaneye kaldırılan anneannem
Cumartesi günü öldü, Annesine, eniştesine ve bir arkadaşının başına gelenler
yüzünden dayımın ruhsal dengesi bozulduğundan hastanede tedavi altına alındı.
Tansiyon hastası annemi her akşam doktora götürmek zorunda kalıyorum. Kendimi
acıklı bir Türk Filminin başrol oyuncusu gibi hissediyorum, açıkcası acınacak
haldeyim.
Beni asıl anormal olmaya doğru iten şey ise içine düştüğüm çaresizlik.
Babamın ne yaşıyor ne yaşamıyor olmasının verdiği çöküntünün üzerine bir de
hastanenin bize çıkardığı fatura ve babamı başka hastaneye naklettirmenin
zorluğu ekleniyor. Hastanenin yoğun bakımdaki her gece için bize çıkardığı
fatura 1.400.000.000 (bir milyar dörtyüz milyon). SSK bu faturayı ödemiyeceğini
bildiriyor. Biz zengin sayılabilecek bir alile değiliz. Oturduğumuz ev ve
zamanında kenara konulmuş bir miktar paramız var. Evimizi satıp elimizdeki
parayı da üzerine eklesek bu paranın toplamı 40 milyarı bulmaz. Yani 25-26 gün
sonrası için yapacak hiçbirşeyim olmadığı için ve de babam için yapılacak hiçbir
şey olmadığının farkına vardığım için, babamı bu hastaneden, SSK, Devlet,
Üniversite hastanelerinden birine aldırtmaya çalışıyorum.
Hastane yetkilileri, götürecek hastaneyi bizim bulmamız gerektiğini söylerken,
görüştüğüm hastaneler topu SSK 'ya atıyor. Zaten sorumluluk almak isteyen yok.
Klinik şefi, hastane müdürüne, o, başhekim yardımcısına, o, başhekime, o da,
klinik şefine yolluyor ve ben günlerdir, onlarca insana derdimi anlatmaktan,
derdimin anlaşılmamasından dolayı dengemi kaybediyor, ANORMAL'e doğru
ilerliyorum. Bu öğlen artık olaylar arasında doğrusal olmayan bağlantıları
kuramadığımı farkettim ve bu satırları yazarken de aklıma çılgın fikirler
geldiğini. Babamın SSKlı oluşu, SSK'nın faturayı ödemeyip bana da gidecek yer
göstermiyor olması, solunum cihazı denilen cihazın 13 milyonluk İstanbul'da
Ferrari sayısından daha az olması, vs, vs
Yarın son kez NORMAL olmaya çalışarak çabalayacağım. Babamın SSK, Devlet,
Üniversite hastanelerine kabulünü sağlayabilecek birilerini tanıyorsanız, yarın
akşam olmadan bana haber verin ya da çarşamba günü göreceğiniz ANORMAL
benim nasıl ANORMAL'e gittiğim hakkında bilginiz olsun.
NOTLAR:
- Babamın kalp krizi sonrası beyin hasarı sebebiyle nörolojik kontrole ve
solunum desteğine ihtiyacı vardır.
- 3. Defadır aldığım Matematik dersinden yine kalacağım galiba
- Mutlaka Sağlık Sigortası Yaptırın
- Çevrenizdeki insanların değerini onlar hayatta iken bilin.
- Bu benim bu kadar çok kişiye yolladığım ilk mailim
Erdal Akbulut
Tel: 0546 221 68 14
e-posta:
erdalakbulut@hotmail.com
Netyorum.com: Bu mesaj elimize 10.4.2001 tarihinde
ulaşmıştır.
|