|
06.05.2005 Tuba Çiçek - netyorum.com / Sayı: 163
TEHLİKELİ DİKİZLEMELER
Choderlos de Laclos'un 'Tehlikeli İlişkiler' adlı
romanını duymuş muydunuz?
Hani bu sene Amerika'da yapılan bir ankette '100 yılın 100 romanı' arasına giren
roman.. Hani 1782'de ilk yayımlandığında kıyametler koparan, ilk kez tabulara
saldıran roman.. Hani Milan Kundera'nın 'Yavaşlık' adlı romanında
'bütün çağların en büyük romanı' diye bahsettiği roman.. (Tahmin edersiniz ki
benim için en önemli parametre bu son parametre.)
Hani şu filmi de yapılıp John Malkovich ile Glenn Close'un başrollerini oynadığı
roman..
Ne çok şey biliyorum değil mi? Kıskanmayın da faydalanın. Ya bildiklerimi sizden
saklasaydım? Cahil cühela kalacaktınız maazallah!
* * *
'Tehlikeli İlişkiler' 'i yıllar önce okumuştum. Geçenlerde elime
geçti, 'bir de bugünkü aklımla okuyayım' deyip, tekrar okudum. Doğrusu, hakkında
yazılıp söylenenlerin hepsini hak ediyor.
Romanın baş kahramanları Vikont de Valmont ile Marquise de Merteuil
baştan çıkarma ve öç alma güdülerini abartmış, müstehcen bir oyuna
çevirmişlerdir. Kurbanlarıyla öyle iştahlı ve zekice oynamaktadırlar ki gıpta
edersiniz.
Ancak sonraları bu oyun bir ölüm kalım savaşına dönüşür ve nihayetinde
Valmont bir düelloda ölür, Merteuil de aleme rezil olup aşağılanır.
Tabii bu arada masum insanlar da payına düşeni alır bu oyundan.
Okuyanlar bilir, 'Tehlikeli İlişkiler' mektuplardan oluşan bir
romandır. Kahramanlarımız yaşadıkları her şeyi birbirlerine -ve dolayısıyla
okura- mektuplar aracılığıyla iletir ve itiraf ederler.
Özellikle Valmont ve Merteuil ikilisinin tek amacı hazzı yakalamak
ve bunu birbirlerine böbürlene böbürlene anlatmak olduğu için, romanda, yaşanan
hiçbir şey sır olarak kalmaz. Kahramanların renkli, beyaz, kirli, solmuş, sökük
ne kadar çamaşırı varsa mektuplar aracılığıyla ondan ona yayılır.
Hani şimdilerde 'özel hayatın korunması' diye savundukları şey, 'Tehlikeli
İlişkiler' 'de tam olarak ayağa düşmüştür.
* * *
İnsanoğlunun doğasından olsa gerek, şahsına ait 'özel hayat'ın korunmasına
ne kadar özen gösterir, sırlarının deşifre olmasından ne kadar rahatsız olursa,
diğer insanların özel hayatını dikizlemekten ve sırlarını deşifre etmekten de o
kadar zevk alır. Aksi halde paparazziler ve reality show'lar bu kadar
reyting alır mıydı?
En çok izlenen televizyon programlarına bir bakın! Gündüzleri reality show'larda
sıradan insanların aşklarını, meşklerini, evliliklerini, ihanetlerini,
kavgalarını, kısaca özel hayatlarını dikizliyoruz; geceleri de paparazilerde
sanatçıların ya da BBG, 'Biz Evleniyoruz' gibi yapay mekanlarda, sonradan
yaratılma kahramanların özel hayatlarını dikizliyoruz.
'Tehlikeli İlişkiler'de mektuplar aracılığıyla dilden dile dolaşan özel
hayatlar, günümüz dünyasında televizyon aracılığıyla ve anında milyonlarca
insana ulaşıyor.
"Eee ne var yani bunda?" demeyin. Onun bunun özel hayatı üstünde düşünüp fikir
yürütmekten, kendi özel hayatlarımız hakkında kafa yormaya vaktimiz ve enerjimiz
kalmıyor. Eh bu da işimize geliyor doğrusu!
Diğerlerinin dedikodusunu yapmak, ötekilerin hayatları üstüne ahkam kesmek,
berikilerin kavgalarına taraf olmak kolay iş ne de olsa. Sonuçlarından etkilenen
biz olmayacağız nasılsa değil mi? Oooh mis! Maksimum eğlence, sıfır risk!
Hele de dikizlediğimiz 'özel hayat' acılı, entrikalı, ahlaksız hikayeciklerden
oluşuyorsa tadından yenmez!
İnsan evladının en şefkatlisi bile, kendinden güçsüz ve aciz birinin
hikayesini izlerken/dinlerken, tuhaf bir haz duyar. Bir yandan haline
şükrederken, bir yandan da 'acınacak taraf' değil de 'acıyacak taraf'
olmaktan dolayı gizli bir kibir duyar.
Bununla birlikte içinde entrika ya da ahlaksızlık barındıran hikayeler de 'özel
hayat'ın suyunun da suyunu dedikodu kazanında kaynatan hikayeler olduğundan pek
keyiflidir.
Diyeceğim o ki, insanlar kendi günlüklerini tutup öz yaşamları üstünde
düşünmektense, başkalarının günlüklerini okumayı daha eğlenceli ve kolay
buluyorlar. Hal böyle olunca da, onun bunun hikayesini izleyerek geçip gidiyor
ömürler.
Mesela şimdi neden benim yazımı dikizleyeceğinize gidip kendi dikiz aynanızı
kontrol etmiyor ve gördükleriniz üstüne beyin jimnastiği yapmıyorsunuz?
Nasılsa burada, size hayatın tüm triklerini analiz eden bir hamal var değil mi?
Ne diye yorulasınız?
Herkes kendini dikizlesin! Tek kelime daha yazmıyorum bundan sonra!
Tuba Çiçek
www.tubacicek.com
netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel
yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine
tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya
link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)
|