| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

22.10.2004 Tülay Çellek - netyorum.com / Sayı: 159

ÜNİVERSİTE SOSYAL SEÇİMLİK DERSLER

Genelde üniversite sosyal seçimlik dersler, gelinmeyen-devam edilmeyen, yüksek not-kredi alınan ders olarak görülüyor, yaşama geçirilme amaçları dışında. Tabii bu salt bir iki üniversitenin değil, sistemin sorunu. Öğrenci alttan böyle geliyor. Böyle gidiyor! Sanırım bunu körükleyen öğrenci kadar kendini, kendi dersini hafife alan, devam etmeyen öğretim elemanı da olabiliyor. Ancak bu anlayışın dışında olan öğrenciler de çok. Bilinçli, ne istediğini bilen, farklı bir alanı seçerek zenginleşmeyi uman, son derece değerli öğrenciler var, yüreğimizi dolduran.

Çoğu kez öğrenci, Üniversite sosyal seçimlik dersler kapsamında bilinçli seçim yapmıyor. "Nereyi boş bulursak giriyoruz," diyebiliyorlar. Ya da sistem onları buna zorluyor. Ama bunun yanında tedbir olsun diye seçtikleri fazla dersten de isimlerini sildirmeyip, o dersin kontenjanını haksız yere dolduruyor ve gerçekten isteyen öğrencilere engel oluyorlar. Bu sorun çözülebilmeli.

Danışmanlarını bulamadıklarını ya da ilgisiz olduklarını söyleyebiliyorlar. Kendi ilgisizliklerini saymazsak, bazı ilgili öğrenciler de bundan bahsedebiliyor. Halbuki danışmanlık sistemi çok önemlidir. Bu görüşmeler, salt belirlenen saatler çerçevesinde bile bırakılmamalı. Öğrenci bakıyor ki danışman kendini bir derse yerleştirmiş bir gireyim, uymazsa değişim haftasında değiştirebilirim diye düşünüyor. Bu her şeye ziyan. Başta zamana. Halbuki karşılıklı ciddi bir görüşme ile doğru yere yönlendirmek olasıdır.

Seçtiği dersin içeriğini öğrenmeden gelenler var. Bunu eleştirdiğimde, "ama internette bulmak o kadar zor ki, bu kadar zaman ayıramayız," diyebiliyorlar. Gerçekten ben de bir gün denedim, internette çok arkalara atılmış. Bunun kolay erişimli bir pratiği olmalı. En azından seçim haftalarında. Bu arada gerçekten araştırıp gelen çok değerli öğrenciler de var. Bu nedenle dersim çok zevkli ve verimli geçiyor o öğrencilerle. Ama bakışımızın geniş olması ve diğer öğrencilere de bu yapılanma sağlanması gerekir diye düşündüğüm için saptamalar yapmak gereğini duyuyorum. Nitekim bir süre sonra tesadüfen seçenlerde dersi götürenler arasına giriyorlar.

"Temel Sanat Eğitimi" adında alanım gereği uygulamaya yönelik bir ders önermiştim. ( Alanım Grafik Tasarım ) Kabul edilmedi. Bana söylenen gerekçe, Eğitimi Geliştirme Programı çerçevesinde salt kültür dersi geçerli artık dendi. Yani felsefe, psikoloji, sosyoloji gibi… Bu derslere asla itirazım olamaz. Hele felsefeye gönülden evet, diğerlerine de…

Ancak benim ve alanım için bu mazereti geçerli alamıyorum ne yazık ki. Ben "öğretme", değil "öğrenme" tavrında, katılımcı, ders organizasyonunda, öğrenci eşitlikli yöntem-tavır içindeyim. Öğrenci dersi işliyor, fikir üretiyor bu nedenle de devam etmek durumunda. Çünkü yaratıcı süreç çerçevesinde gerçekleşiyor konu uygulamalarım. Dersimin yarısını teori kaplıyor adeta. Ama bunun yöntemi, benim bilgi aktarımım değil, fikir üretmem değil, öğrenciye fikirlerini söyletecek ortamın hazırlanmasıdır tarafımdan. Bu organizede ben de yer alıyorum. Fakat geleneksel yöntemlerle değil. Üstelik dersimi seçen öğrencilerden iki talep var, haklı olarak.

Biri; Grafik Tasarım, temel ders değildir. Bir üst derstir. İhtisas dersidir. Bunun için bir alt ders gerekli. Kompozisyon-düzenleme ve tekniklerin öğretildiği. Bu nedenle Temel Sanat Eğitimi dersi alıp gelmeliler.

İkincisi Grafik Tasarım dersinin bir üst versiyonu isteniyor. Bu konuyla çok ilgili ve yetenekli öğrenciler var. O derste de ortak bir proje üretilebilir ve ajanslarla birlikte çalışılabilir diye düşünüyorum

Üniversal sistemde eğitim ve değişimiyle ilgili bilgilendirmelerin e-posta yoluyla salt idari kadro ve öğretim üyeleri sınırlamasında değil, tüm öğretim elemanlarının da bilgilendirilmesi yelpazesinde olmalıdır. Geçmişte yapılanların internette ayrıntılı bir anlatımı yanında bir de özet olan ve hemen tümü alımlanabilen tarzda yayınlanması gerekir. Yeniliğin, değişimin anlatıldığı konferansların duyurumu da e-posta yoluyla olması gerektiği gibi özetleri internete konulabilmeli.

Öğrencilere de bu değişimin aktarılması doğru ve güzel olacaktır. Ayrıca bunlar söyleşi ve panellerle de desteklenmeli. Ezberci eğitimden gelen genç burada bu konularda, - kişilik-kişilikli olmak, sorumluluk sahibi olmak, zamanı iyi değerlendirme-planlı olma, yaratıcılık, araştırma vs.- gibi konularda daha da geniş anlamda aydınlatılmalı. Hatta bunlar doğrudan öğrenci fikir üretimi, önerisi, eleştirisi şeklinde gerçekleştirilmelidir…

Öğrencilerim derslerimi eğlenceli buluyorlar. Aslında eğlenceli yapanlar kendileri. Bunu da sürekli vurguluyorum: "Bu yaşam ortamını değiştirmek elinizde" diye. Atölyedeki fikir üretimleri, çizimleri kadar verdiğim yaratıcılıklarını anlatacakları bir deneme yazısı onların iç dünyalarına zevkli bir yolculuk yapmamı sağladı. Ve onları daha bütünsel öğrendim. O zaman onlarla paylaşılan konu başlıkları da çok önemli verim alabilmek, değişimi sağlayabilmek adına… Hepsi bir değer, içlerinde inanılmaz muazzamlıkta potansiyel taşıyorlar. İş ki o enerjinin, yetinin ortaya dökülmesini, dünyayı renklemesini sağlamak… Denedim. Elele verince öyle güzel oluyor ki…

Öğr. Gör. Tülay Çellek - 13.1.2004 / İstanbul
YTÜ Sanat ve Tasarım Fakültesi (SANTAS)
e-posta: tcellek@yildiz.edu.tr 
http://www.amatorceedebiyat.com/tulay/

Not: Aslında bunlar benim özel notumdu. Ve gereken yere de iletmiştim, biraz daha dar kapsamlı olanını. Sesin çıkması için, herkesin duymasının daha doğru olacağını düşündüm sonradan bir kere daha okuyunca ve yine paylaşmadan edemedim…


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
159. Sayı önceki yazı 159. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı  
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye