|
22.10.2004 Tülay Çellek - netyorum.com / Sayı: 159
ÜNİVERSİTE SOSYAL SEÇİMLİK DERSLER
Genelde üniversite sosyal seçimlik dersler, gelinmeyen-devam
edilmeyen, yüksek not-kredi alınan ders olarak görülüyor, yaşama geçirilme
amaçları dışında. Tabii bu salt bir iki üniversitenin değil, sistemin sorunu.
Öğrenci alttan böyle geliyor. Böyle gidiyor! Sanırım bunu körükleyen öğrenci
kadar kendini, kendi dersini hafife alan, devam etmeyen öğretim elemanı da
olabiliyor. Ancak bu anlayışın dışında olan öğrenciler de çok. Bilinçli, ne
istediğini bilen, farklı bir alanı seçerek zenginleşmeyi uman, son derece
değerli öğrenciler var, yüreğimizi dolduran.
Çoğu kez öğrenci, Üniversite sosyal seçimlik dersler kapsamında bilinçli seçim
yapmıyor. "Nereyi boş bulursak giriyoruz," diyebiliyorlar. Ya da sistem onları
buna zorluyor. Ama bunun yanında tedbir olsun diye seçtikleri fazla dersten de
isimlerini sildirmeyip, o dersin kontenjanını haksız yere dolduruyor ve
gerçekten isteyen öğrencilere engel oluyorlar. Bu sorun çözülebilmeli.
Danışmanlarını bulamadıklarını ya da ilgisiz olduklarını söyleyebiliyorlar.
Kendi ilgisizliklerini saymazsak, bazı ilgili öğrenciler de bundan
bahsedebiliyor. Halbuki danışmanlık sistemi çok önemlidir. Bu görüşmeler, salt
belirlenen saatler çerçevesinde bile bırakılmamalı. Öğrenci bakıyor ki danışman
kendini bir derse yerleştirmiş bir gireyim, uymazsa değişim haftasında
değiştirebilirim diye düşünüyor. Bu her şeye ziyan. Başta zamana. Halbuki
karşılıklı ciddi bir görüşme ile doğru yere yönlendirmek olasıdır.
Seçtiği dersin içeriğini öğrenmeden gelenler var. Bunu eleştirdiğimde, "ama
internette bulmak o kadar zor ki, bu kadar zaman ayıramayız," diyebiliyorlar.
Gerçekten ben de bir gün denedim, internette çok arkalara atılmış. Bunun kolay
erişimli bir pratiği olmalı. En azından seçim haftalarında. Bu arada gerçekten
araştırıp gelen çok değerli öğrenciler de var. Bu nedenle dersim çok zevkli ve
verimli geçiyor o öğrencilerle. Ama bakışımızın geniş olması ve diğer
öğrencilere de bu yapılanma sağlanması gerekir diye düşündüğüm için saptamalar
yapmak gereğini duyuyorum. Nitekim bir süre sonra tesadüfen seçenlerde dersi
götürenler arasına giriyorlar.
"Temel Sanat Eğitimi" adında alanım gereği uygulamaya yönelik bir ders
önermiştim. ( Alanım Grafik Tasarım ) Kabul edilmedi. Bana söylenen gerekçe,
Eğitimi Geliştirme Programı çerçevesinde salt kültür dersi geçerli artık dendi.
Yani felsefe, psikoloji, sosyoloji gibi… Bu derslere asla itirazım olamaz. Hele
felsefeye gönülden evet, diğerlerine de…
Ancak benim ve alanım için bu mazereti geçerli alamıyorum ne
yazık ki. Ben "öğretme", değil "öğrenme" tavrında, katılımcı, ders
organizasyonunda, öğrenci eşitlikli yöntem-tavır içindeyim. Öğrenci dersi
işliyor, fikir üretiyor bu nedenle de devam etmek durumunda. Çünkü yaratıcı
süreç çerçevesinde gerçekleşiyor konu uygulamalarım. Dersimin yarısını teori
kaplıyor adeta. Ama bunun yöntemi, benim bilgi aktarımım değil, fikir üretmem
değil, öğrenciye fikirlerini söyletecek ortamın hazırlanmasıdır tarafımdan. Bu
organizede ben de yer alıyorum. Fakat geleneksel yöntemlerle değil. Üstelik
dersimi seçen öğrencilerden iki talep var, haklı olarak.
Biri; Grafik Tasarım, temel ders değildir. Bir üst derstir.
İhtisas dersidir. Bunun için bir alt ders gerekli. Kompozisyon-düzenleme ve
tekniklerin öğretildiği. Bu nedenle Temel Sanat Eğitimi dersi alıp gelmeliler.
İkincisi Grafik Tasarım dersinin bir üst versiyonu isteniyor. Bu
konuyla çok ilgili ve yetenekli öğrenciler var. O derste de ortak bir proje
üretilebilir ve ajanslarla birlikte çalışılabilir diye düşünüyorum
Üniversal sistemde eğitim ve değişimiyle ilgili bilgilendirmelerin e-posta
yoluyla salt idari kadro ve öğretim üyeleri sınırlamasında değil, tüm öğretim
elemanlarının da bilgilendirilmesi yelpazesinde olmalıdır. Geçmişte yapılanların
internette ayrıntılı bir anlatımı yanında bir de özet olan ve hemen tümü
alımlanabilen tarzda yayınlanması gerekir. Yeniliğin, değişimin anlatıldığı
konferansların duyurumu da e-posta yoluyla olması gerektiği gibi özetleri
internete konulabilmeli.
Öğrencilere de bu değişimin aktarılması doğru ve güzel olacaktır. Ayrıca bunlar
söyleşi ve panellerle de desteklenmeli. Ezberci eğitimden gelen genç burada bu
konularda, - kişilik-kişilikli olmak, sorumluluk sahibi olmak, zamanı iyi
değerlendirme-planlı olma, yaratıcılık, araştırma vs.- gibi konularda daha da
geniş anlamda aydınlatılmalı. Hatta bunlar doğrudan öğrenci fikir üretimi,
önerisi, eleştirisi şeklinde gerçekleştirilmelidir…
Öğrencilerim derslerimi eğlenceli buluyorlar. Aslında eğlenceli yapanlar
kendileri. Bunu da sürekli vurguluyorum: "Bu yaşam ortamını değiştirmek
elinizde" diye. Atölyedeki fikir üretimleri, çizimleri kadar verdiğim
yaratıcılıklarını anlatacakları bir deneme yazısı onların iç dünyalarına zevkli
bir yolculuk yapmamı sağladı. Ve onları daha bütünsel öğrendim. O zaman onlarla
paylaşılan konu başlıkları da çok önemli verim alabilmek, değişimi sağlayabilmek
adına… Hepsi bir değer, içlerinde inanılmaz muazzamlıkta potansiyel taşıyorlar.
İş ki o enerjinin, yetinin ortaya dökülmesini, dünyayı renklemesini sağlamak…
Denedim. Elele verince öyle güzel oluyor ki…
Öğr. Gör. Tülay Çellek - 13.1.2004 / İstanbul
YTÜ Sanat ve Tasarım Fakültesi (SANTAS)
e-posta:
tcellek@yildiz.edu.tr
http://www.amatorceedebiyat.com/tulay/
Not: Aslında bunlar benim özel notumdu. Ve gereken yere de
iletmiştim, biraz daha dar kapsamlı olanını. Sesin çıkması için, herkesin
duymasının daha doğru olacağını düşündüm sonradan bir kere daha okuyunca ve yine
paylaşmadan edemedim…
netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel
yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine
tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya
link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)
|