| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | | www.netyorum.com |
|
20.01.2004 Ahmet Yapar - netyorum.com / Sayı: 152UZAK BİR MASALIN ARDINDAN...Yanı başında biten kan kırmızı kalıntılarını yaşıyorum rüyamın. Ellerimde
bitmek bilmeyen çatlamalarla. Kaç gecedir yoksulluk ağır geliyor, geçmişim gibi.
Üzme kendimi benliğim... Yalnız değiliz! Her okul çıkışı taşırken nedenlerimi çantamda tökezlediğimi bilirim. Ya kaldırımlar çok girintili çıkıntılıydı ya da çantam bana ağır geliyordu. Taşıyamıyordum. Çevreme baktığım zaman kaldırımların ne kadar haklı olduğunu anladım. Onların hiç suçu yok. Üstünde yürüyen bizleriz. Çocukluğumu anımsıyorum aynı kaldırımlarda yürürken ve her geçişimde, her bastığımda kaldırımlara yeniden hak veriyorum, aslında kaldırımlar çok haklı. Annemim ilgisine muhtaç bir yaratığım aslında ya da babam gibi olmaya çalışan en duygusal erkek görünümüne sığınıyorum. Hep olanları içime atıyorum ama olmuyor bu olup bitenlere göz yaşlarım izin vermiyor. Evimizin demir kapısı her vurulduğunda babamın evin en kuytu yerine saklanışını hatırlıyorum ve çok korkuyorum. Bunları haketmediğiz için mi babam saklandı? Yoksa o kalın ve korkunç sesten mi korktuk, --- Kapıyı açın. Karartma gecelerde duvarlara kırmızı yazılar yazılıyordu ve silah sesleri arasında evin içinde saklambaç oynuyorduk ya da bize yaşananlar oyun gibi geliyordu. Ben annenmin yanında kız kardeşim babamın. En tehlikeli ömrümün son korkunçlukları ve bir darbe girişiminin bizde bıraktığı çocukluk oyunlarından başka bir şey değildi bunlar. Tıpkı yılar sonra kaldırımlarda yürürken duvarlarda izi kalan yazılar gibi... Yaşamımda onlar kadar kırmızı onlar kadar korkunç. Ve ellerim çatlamış haliyle bile yürekten yumruk yapıyor kendini. Benden habersiz çok adam dövdü yüreğim ve kimi zaman en çirkin kıza bile aşık oldu. O zaman anladım kendimi. İçimizde en yürekli benim, her şeyden korktuğum halde. Nedenlerim ağır gelsede ben çantamı hâlâ taşıyorum, daha mezun olmadı ömrüm... Mezun olmaya da niyeti yok gibi... Gariptir ki onca yaşananlara rağmen hâlâ aynı benliğimi taşıdığımı düşünüce kendi kendime cevap veriyorum; ben her gittiğim yere kendimi götürüyorum. Geçmişimden ne kadar kurtulmak istesemde hep beni takip ediyor bir şeyler ama bunun farkına çok geç varmışım, hiç bir şeyden haberim yok kendimden bile... Uzak bir masalın hatıralarını taşıyorum içimde ve hep aynaya baktığımda aynı
şeyleri görüyorum. Aynalar yalan söylüyor gibi geliyor bana. Hep aynı ben, hep
aynı şeyler, hep aynı yaşanmışlıklar... Korkuyorum. Kendimden değil, her aynaya
baktığımda aynı şeyleri yaşamaktan korkuyorum. Ahmet Yapar netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)
|
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye |