|
"Yansımalar" 01.05.2003 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 131
İçindekiler;
- Konu: Mynet Kullanıcıları Dikkat
- Konu: Ses Kartı Amfi'ye Bağlanır mı?
- Konu: Yeni Anket - Netyorum Güncelleme Periyodu
- Konu: Nisan Ayı Anket Sonucu - Forum Devam Etsin mi?
- Kitap: İstanbul'un Kuytu Köşeleri - Aydın Boysan
- Film: How To Lose a Guy In 10 Days - Bir Erkek 10 Günde Nasıl
Kaybedilir?
- Söz: Mevlana
- Söz: Anonim
- Söz: G. Brooks
KONU: MYNET KULLANICILARI DİKKAT
Türkiye'de faaliyet gösteren bir internet şirketi hakkında yazmak istemezdim
ancak mynet kullanıcılarını ve netyorum okurlarını ilgilendiren
bir konu olduğu için ikaz etmem gerekiyor. mynet 'e aşağıdaki konu ile ilgili
olarak 24 saat önce ilettiğim sorunun yanıtı henüz gelmedi. Eğer gelirse, gelen
yanıtı da buraya alacağım, tabii ki.
netyorum okurları olarak farkındasınızdır, sitemizde beğendiğiniz yazıları
arkadaşlarınıza, sevdiklerinize, tanıdıklarınıza ekranın sol tarafında bulunan
"Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın" seçeneğinden
gönderebiliyorsunuz. Bu ileti, sitemizin bulundurulduğu şirketin posta
sunucularını kullanıyor.
Eğer bu serviste alıcı kısmına mynet e-posta adresi yazarsanız, mesajlarınız
iletilemiyor, mynet tarafından geri çevriliyor. Neden olduğunu bilmiyoruz çünkü
aynı mynet adresine biz netyorum posta sunucusundan mesaj gönderirsek, mesaj
yerine ulaşıyor. Demek ki, mynet tarafında netyorum 'a yönelik bir sorun yok,
sorun ana servis şirketinin posta sunucusunun mynet tarafından kabul
edilmemesinde.
Bu bilgi doğrultusunda netyorum sayfalarını arkadaşlarınıza yönlendirmenizde
yarar var. mynet e-posta adreslerine maalesef 30.4.2003 itibarı ile netyorum
sayfa önerme mesajı gönderemiyorsunuz. Eğer bu seçeneği kullanıyorsanız ve
mesajlar mynet 'deki kişilere erişmiyorsa, bilin ki netyorum servisinde değil
sorun. mynet dışındaki tüm e-posta adreslerine ise sayfa öner seçeneği sorunsuz
çalışıyor.
mynet 'in bunun dışında engellediğini tahmin ettiğimiz başka site adresleri
de var. Bu hoş bir durum değil çünkü mynet kullanıcılarının haberleşmesi bir
şekilde kesintiye uğruyor.
Alternatifler konusuna henüz girmek istemiyorum çünkü izlediğim kadarı ile
mynet gerçekten başarılı bir iş gerçekleştiriyor ve Türk kullanıcılarının
e-posta ihtiyacını karşılıyor. Umarım yukarıda söz ettiğim konuyu da çok kısa
bir sürede yanıtlayarak, çözeceklerdir. Eğer bir sonuca varamazsak alternatifler
konusuna değiniriz.
KONU: SES KARTI AMFİ'YE BAĞLANIR MI?
Türkiye'de yaşıyorsanız bağlanmaz çünkü uygun kabloyu bulamazsınız.
Geçtiğimiz günlerde ATI firmasının müthiş bir ürünü geldi piyasaya, "Uzaktan
kumanda Cihazı". Diyeceksiniz ki, uzaktan kumandanın müthişi mi olur. Eğer
bilgisayar sistemi için özel olarak geliştirildiyse, üzerinde hem çoklu ortam
cihazlarına kısa erişim tuşları, hem fare, hem ses ve görüntü fonksiyonları
içeriyorsa, evet, olur. Bu kumandayı
http://www.tellioglu.com.tr adresinden inceleyebilirsiniz. Son kullanıcı
fiyatı 40 Dolar civarında.
Şimdi ses kartı ile bağlantıyı kuralım. Bu kumanda, ATI şirketinin grafik
kartları ile çalışıyor, özellikle AIW "All In Wonder" denilen seri için.
Bu kartın üzerinde bir televizyon alıcısı da mevcut. Tek kart ile hem televizyon
yayınlarını izleyebiliyorsunuz, hem oyun oynayıp, DVD seyredebiliyorsunuz
üstelik monitör yerine televizyona çıktı verebiliyorsunuz. Bizim aldığımız kart
HIS 9000 Pro AIW.
Kumandayı alıp, grafik kartını da temin edince, televizyonun yanına konacak bir
bilgisayar yapalım dedik. Cihaza kablosuz ağ erişimi, soundblaster live ses
kartı da koyunca, istediğimiz çoklu ortam bilgisayarı olacak diye düşündük.
Sistem sorunsuz çalıştı. Tek sorun bu sistemi ev tiyatrosu sistemindeki amfiye
bağlayarak 5.1 ses çıktısı almakta.
Hem grafik kartının hem de ses kartının üstünde S/PDIF ses çıkışı mevcut.
Biz de ne güzel diye düşündük. Sayısal çıkış olduğuna göre amfiye
bağlayabiliriz. Bu çıkışları amfiye bağlayacak kablo piyasada mevcut değil. En
azından benim baktığım, Selanik pasajı, Doğubank, Yazıcıoğlu bilmiyor,
Teknosa'lar biliyor ama kabloya sahip değiller, multimedya şirketinin önerdiği
çözüm de çalışmadı.
Denizi geçtik, derede boğulduk. Umarım bu yazının ardından birileri uygun bir
çözüm önerisi ile gelir.
KONU: YENİ ANKET - NETYORUM GÜNCELLEME PERİYODU
Mayıs ayı içerisinde yeni bir anketimiz var. Doğrudan netyorum'u
ilgilendiriyor. Biliyorsunuz şu anda netyorum her hafta Perşembe günleri
güncellenmeye çalışılıyor. Sizlerle bu güncelleme periyodunun uygunluğunu
sorgulamak istiyoruz. Lütfen anketimize yanıt veriniz.
KONU: NİSAN AYI ANKET SONUCU - FORUM DEVAM ETSİN Mİ?
Nisan ayı içerisinde yaptığımız "netyorum forum bölümü devam etsin mi"
anketimiz sonuçlandı. Buna göre okurların %85'i forumun devam etmesini istiyor.
Sadece %15 devam etmesin demiş. Sonuçta forum devam edecek ancak foruma
gönderilen mesaj sayısı çok az diyemiyorum, yok. Hiç mesaj gönderilmiyor.
%85'lik devam etsin diyenlerin dağılımına bakarsak, bunların %20'si "forumu
kullanmıyorum, devam etsin" diyenler. Bu arkadaşların ciddi olmadıklarını
varsayarsak dahi, %70 okur forumdan memnun gibi. Niçin mesaj yazmadıklarını ben
bilmiyorum, bilen de olduğunu sanmıyorum. Yine de devam etsin diyenlere teşekkür
ederim.
KİTAP: İSTANBUL'UN KUYTU KÖŞELERİ - AYDIN BOYSAN
Aydın Boysan'ın "İstanbul'un Kuytu Köşeleri" kitabı Yapı Kredi
Yayınlarından çıktı.
Kitabın sunuş kısmında şöyle diyor Aydın Boysan; "İstanbul'un Kuytu Köşeleri
dedikten sonra, şimdi insanların ite-dürte yığıldığı kalabalık yerleri anlatmam,
yadırganmasın!.. Buraları, şimdi bu hale geldi... Benim çocukluğumda,
İstanbul'un heryeri "kuytu" idi. Bir milyonun altındaki nüfus, yaklaşık 20 misli
artınca, artık kuytu yer kalmadı".
Kitabın başlığı, içinde neler bulacağınızı bir nebze anlatıyorsa da, kendine has
üslubu ile aktarılan Sayın Boysan'ın tespitlerindeki doğruluk bu şehre neler
yapılmış demenize yol açıyor. İstanbul'un eskilerden alıp bugünlere getiriyor.
Nerelere neler yapıldığını belirliyor. Bu arada karşımıza bildik mekanların
çıkması da bir başka güzellik katıyor, kitaba.
Kitabın tamamı alıntı yapılacak kadar güzel. Bir kısmını sizinle paylaşmak
istiyorum.
Önce, Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun, Gülcemal vapurunu anlattığı bir
şiir.
İstanbul deyince aklıma bir martı gelir
Yarısı gümüş yarısı köpük
Yarısı balık yarısı kuş
İstanbul deyince aklıma bir masal gelir
Bir varmış bir yokmuş
İstanbul deyince aklıma Gülcemal gelir
Anadolu'da toprak damlı bir evde
Gülcemal üstüne türküler söylenir
Süt akar cümle musluklarından
Direklerinde güller tomurcuklanır
Anadolu'da toprak damlı bir evde çocukluğum
Gülcemalle gider İstanbul'a
Gülcemale gelir
"Bayramlar, yaşamın kilometre taşlarıdır, yüreklerin temizlenme günleridir.
Yüreklerin kapısı, penceresi açılır, durağanlaşmış ruh haletleri, dışarı atılır,
içeri temiz hava doldurulur".
"İstanbul 1950'den sonra kimliğini yitirdi. İstanbul'u benim gibi daha
öncesinden tanıyan, bugünkü İstanbul'u görünce, şaşırır kalır". - Bu cümleden
yola çıkarak Sayın Boysan çeşitli iktidarların neler yaptığını gözler önüne
seriyor.
"Kıtlıkta verilen lokma unutulmaz" - bir halk deyişi
"İstanbullunun leb-i deryada, yani denizin dudaklarında yaşama hakkı ve zevki,
imar barbarları tarafından yok edildi".
"Ama marifet, kanunlar açık kapı bıraktığı halde onu kullanmaktan vazgeçerek,
kültür ve ahlak yollarının sınırlamasına saygı duymak ve orada durmaktı..."
"Vahşi boyutlarda bir okul, çayıra manda gibi çökmüş. Manda gibi de değil, çünkü
bu yapı çayırı da yok etmiş, manda yok etmez".
Hesse'nin mekanları anlatan dizeleri
Yeryüzünde sokaklar ve yollar
Ne kadar fazla
Hepsinin amacı
Aynıdır ama.
İster ata, ister taşıta bin,
Ha iki olmuşsun ha üç,
Son adımı tek başına atacaksın,
Ne kadar güç.
"Bütün insanlara eşit dağıtılan zenginlik, 'zaman' dır".
"Bilirdim ki içki, hele yalnız ve sıkıntılı iken, büsbütün karamsar yapardı".
"Bir yeni zengin, yeni yaptırdığı ve taşındığı konağını konuklarına gezdirirken,
şömine üstündeki fesli ve madalyalı paşa resmini gösterip: 'Bu paşa da, dedem!'
diyor. Gezen konuklardan biri ise: 'Bildim... Müzayedede yüz milyon fazla
verseydim, benim dedem olacaktı,' diyor".
İstanbul'daki mehtap ile ilgili yaptığı bir saptama var ki, bunu ancak kitabı
okuduğunuzda anlayabileceğiniz için, uzun olduğundan buraya alamıyorum.
Son alıntım ise Cahit Sıtkı Tarancı'nın bir şiirinden;
İşte!
Olup olacağımız bu cenaze;
Geçiyor caddeden vakur ve sâde,
Dalgalar misâli omuzlar üzerinde.
İstanbul, sadece İstanbul sevdalılarının değil tüm Türkiye sevdalılarının
muhakkak okuması gereken bir kitap. Kaçırmayın.
FİLM: HOW TO LOSE A GUY IN 10 DAYS - BİR ERKEK 10 GÜNDE NASIL KAYBEDİLİR?
Donald Petrie'nin yönettiği "How To Lose a Guy In 10 Days - Bir Erkek 10
Günde Nasıl Kaybedilir?" filmi, Michele Alexander ve Jeannie Long'un
kitabından beyazperdeye uyarlanmış.
Başrollerde Kate Hudson ve Matthew McConaughey yer alıyor.
Yönetmen Petrie'yi "Miss Congeniality", "My Favorite Martian", "Mystic Pizza" ve
"Grumpy Old Men" filmleriyle anımsayacağız.
McConaughey, "Reign of Fire", "Frailty", "The Wedding Planner", "U-571",
"Contact" ve "A Time to Kill" filmlerinden anımsanabilir.
Kate Hudson'ın Goldie Hawn'ın kızı olduğunu anımsatayım, böylece filmi izlerken
yeni bir Goldie Hawn'mı doğuyor sorusunun da yanıtını vermiş olurum. Filmlerine
gelirsek; "The Four Feathers", "Dr. T & the Women" ve 2001'de En İyi Yardımcı
Kadın Oyuncu Oscar ödülüne aday göterildiği "Almost Famous".
Romantik komedi tarzındaki filmin konusuna gelirsek; Bir reklam ajansında
çalışna genç, bekar erkek başrol oyuncumuz, ajansın spor malzemeleri ve içki
reklamlarından sorumludur. "Composure" adında bir kadın dergisinde yazı yazan
kadın başrol oyuncumuz ise üniversite bitirmesine rağmen hafif, sudan konular
yazmaktan sıkılmıştır. Bir elmas firmasının reklam kampanyasının ajansa
alındığında sorumluluğunu üstlenmek isteyen adam şirket içindeki iki kızın
rakibi olur. Şirket sahibine bir iddiaya girebileceklerini ve herhangi bir kızı
kendisine 10 gün içinde aşık edebileceğini söyler. Eğer kız 10 günün sonunda
verilecek baloya sevgilisi olarak gelirse, kampanya kendisine verilecektir.
Dergide çalışan kadın oyuncumuza patronu eğer bir erkeği 10 günde kendisinden
soğutmayı başarırsa istediği konuda yazmasına izin vereceğini söyler. Böylece
bir tarafta bir kızı 10 gün içinde ne olursa olsun ayrılmadan kendine aşık
edecek bir erkek, diğer tarafta da bir erkeği 10 gün içinde ne olursa olsun
kendisinden ayrılmasını sağlayacak bir kız. Bundan sonra olyaların gelişmesini
filmde izlemeniz gerekiyor.
"Kız: Aşkta ve savaşta herşey mübahtır. Erkek: Doğru. Kız: Güzel cevap." Bu
diyalog ikisi arasında geçiyor filmde.
Rahat vakit geçirmek, kafadakileri dağıtmak için izlenebilecek sevimli bir film.
Arasıra böyle filmlere gitmekte yarar var. Sabun köpüğü gibi filmler bunlar,
izlerken keyif alınan, bittikten sonra eğlenceli kısımlarının bir süre daha
akılda kaldığı filmler. İlginç sohbet ortamlarına yol açabilecek konuları
bulmanızı sağlıyorlar. İki saatlik bu filmi eğlenceli vakit geçirmek
istiyorsanız kaçırmayın.
SÖZ: MEVLANA
Şu beş duyudan, altı yönden,
Varını yoğunu birliğe çek, birliğe.
Kendine gel, benlikten çık, uzak dur,
İnsanlara karıl, insanlara,
İnsanlarla bir ol.
İnsanlarla bir oldun mu bir madensin,
bir ulu deniz.
Kendinde kaldın mı
bir damlasın, bir dâne
Mevlana
SÖZ: ANONİM
"Bir kadın erkeğin değişeceğini ümit ederek evlenir ancak erkek değişmez. Bir
erkek kadının değişmeyeceğini ümit ederek evlenir ancak kadın değişir". -
Anonim
"A woman marries a man expecting he will change, but he doesn't. A man marries a
woman expecting that she will not change, and she does".
SÖZ: G. BROOKS
"Tükenmek üzere şu kısacık an
Yakında yok olacak
Ve ister altından yapılmış
İsterse acıyla yüklü olsun
Bir kez daha aynı kılıkla
karşına çıkmayacak..."
- G. Brooks
Niçin görüşlerinizi iletmiyorsunuz? E-posta adresim aşağıda.
Katkılarınızla daha iyi olacağını garanti edebilirim.
M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
e-posta:
sinanoym@triosh.com
|