| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | | www.netyorum.com |
|
27.03.2003 Belgin Eryavuz - netyorum.com / Sayı: 127ENGELSİZ YAŞAMLARA ENGELLİLERLE BERABEREngelliler; yaşamlarını henüz daha doğarken ya da yaşam sırasında çeşitli nedenlerle başkalarına ya da birşeylere bağlı olarak yaşamak zorunda olanlar. Onlar da bizim gibi; onlar da bizim yakınımız, canımız, bizimle beraber yaşayacak olan varlıklarımız. Nasıl bir engeli olursa olsun tüm engellileri (hiç ayırt etmeden) önce kabullenmeli, (onlardan asla utanmamalı); sonra da hayatımıza, yaşantımıza davet etmeliyiz. Neden mi? Çünkü onlar varlar, yaşıyorlar; ama yaşarken insanca yaşamak, insanca davranılmak istiyorlar. Düşünsenize; kendi iç dünyalarında zaten hiç de kolay olmayan çok zor bir savaş veriyorlar, diğer savaşları ise biz sağlamlarla; sağlam olduğumuz için onları anlamayan, sadece acıyan, zaman zaman utanan, hatta saklayan, yaşamalarına izin vermeyen bizlerle. Halbuki hiç bir sağlam birey unutmamalıdır ki, yarın aynı durum kendilerinin ya da canlarından çok sevdikleri yakınlarının başına gelebilir, herhangi bir yerde, herhangi bir şekilde. Hasta olmadığımız, hiç bir yerimiz ağrımadığı zamanlarda sağlığın ne derece önemli olduğunu hiç düşünmeyiz aslında; taa ki bir hastalık kapımızı çalana değin. İşte o zaman sağlıklı günlerimizin, gecelerimizin kıymetini anlarız. Tıpkı buna benzer engelli olmakta. Şu anda rahatça yürüyebiliyor, istediğimiz yerlere girip çıkabiliyor, zıplıyor, araçlara ayırt etmeksizin binebiliyoruz diye engellileri hiç düşünmeyiz aslında. Onlar sırasında evlerinden bile dışarıya çıkamazlar. Nasıl çıksınlar ki?
Önlerinde devasa merdivenler ya da kullanamadıkları asansörler... Hadi bir
şekilde dışarıya çıktılar diyelim. Tekerlekli sandalyeleri ile yürüyebilecekleri
ne doğru dürüst bir kaldırım, ne bir cadde; ne de binecekleri bir araç
bulabilirler. Engelleri kocaman kocaman üstlerine Neden engellileri gerçekten içimize almayı, sosyalleştirmeyi, insan gibi yaşatmayı beceremiyoruz? Bu kadar zor mu? Değil bence. Önemli olan onları (engeli ne olursa olsun) yürek gözümüzle görebilmemizde yatıyor. Bir kez onların gözlerine içten ve samimi olarak bakarsanız, ne denli sıcak, ne denli iyimser, hayata sımsıkı sarılmış, inanılmaz güzel bakışlar sizleri yakalar, inanın buna. Onlardan öyle güzel elektrik alırsınız ki; hayata bu denli bağlı olmadığınız, yaşama bu denli asılmadığınız ve hemen her şeyi dert ettiğiniz için kendinizden utanırsınız bile. Güzel bir bahar havasında deniz kıyısına indiğimde, o muhteşem kokuyu, güneşin sımsıcak ışınlarını içimde hissettiğimde, hep aklıma tekerlekli sandalyede olup, o kıyılara gelemeyen insanlar gelir. İçimden kocaman bir engelli otobüsü ile onları da bulunduğum yerlere getirmeyi, güzellikleri paylaşmayı, gözlerindeki yaşam ışıltısını görmeyi dilerim. Ne büyük bir mutluluktur bu Tanrım. (Ama eminim günün birinde böyle bir organizasyonu yapacak kuvvetim olacak.) Tüm sağlam bireyler! sizlere sesleniyorum; lütfen onları unutmayalım, kendi
başımıza bir şeyler gelmesini beklemeden onlar için bir şeyler yapalım. En
azından onları yürek gözümüzle sevmeyi deneyelim. netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)
|
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye |