"Yansımalar" 16.03.2000 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 12

ZİNCİR MESAJ ve NOSTALJİ

İnternet kullananlar bilirler, "Chain Mail - Zincir Mesaj" denilen bir kavram vardır. Bir kişi birilerine herhangi bir konuda bir mesaj gönderir. Bu mesaj elden ele o kadar çok dolaşmaya başlar ki sonunda internet'teki trafiğin yoğunlaşmasına neden olur. Şimdi devir değişti. Yılbaşı ve bayramlarda elektronik posta trafiğinde büyük bir yoğunluk gözleniyor. Teknolojiyi yakından izlediğimizi göstermesi açısından olumlu bir gelişme gibi gözükse de, işin başka boyutları var. Denebilir ki, masraf olmuyor. Buraya harcanacak para başka yararlı kaynaklar için kullanılıyor. Buna siz gerçekten inanıyor musunuz? Tabii ki, yapan firmalar, kişiler var. Ancak bu bahanenin ardına saklanarak farklı davrananlarda söz konusu.

Aynı olayı normal posta ile gelen mektuplarla da yaşarsınız. Bir gün hiç beklemediğimiz anda bir mektup gelir. Mektupta kısaca der ki; "Bunu çoğaltarak yedi kişiye gönderin". Ardından o yedi kişi de yedi kişiye gönderir. Zincire inananlar oldukça büyür, gider.

Biraz nostalji yapalım. Eskiden bizim zamanımızda yılbaşı ve bayramlardan önce tatlı bir telaş yaşanırdı. Matbaalarla görüşülür, kaç kişiye tebrik gönderilecekse o kadar sayıda kart bastırılır, kartların üstüne kişisel mesajlar yazılıp, imzalar atılır, zarfın içine konarak, zarfın üstü yazılır ve postaya verilirdi. O arada postadan gelen mektuplarda özenle okunurdu.

Şimdi yaşanan telaş farklı. Kimlerin elektronik posta adresi var, o araştırılıyor. Sonra hazırlanan bir mesaj kişiselleştirilmeden onlarca, yüzlerce yere gönderiliyor. Tamam, belki çok fazla kişiye farklı cümlelerle kutlama göndermek zor olabilir de, hiç olmazsa mesajın başına kime hitaben gönderildiği yazılamaz mı? En azından bu bile elektronik bir çağda yaşadığımızı unutturur, henüz robot olmadığımızı bize anımsatır.

Mutlu bayramlar. Elektronik postalarınız kesilmesin.

* * * * *

Yedi dalda Oscar ödüllerine aday bir film; "The Insider - Köstebek". Marie Brenner'in bir makalesinden yola çıkarak Eric Roth'un yazdığı bir eser. Yönetmen, "Heat" filminden anımsayacağınız, Michael Mann. Başrollerde, Russel Crowe ve Al Pacino yer alıyor. Al Pacino, yedi defa Oscarlara aday gösterilmiş, 1993'de "Scent of a Woman" filmindeki rolü ile En İyi Erkek Oyuncu ödülünü almıştı.

CBS televizyonunda yayınlanmakta olan "60 Minutes" programının yapımcısı Lowell Bergman (Al Pacino), kendisine ulaşan sigara üreticileri ile ilgili bir dosyayı inceleyerek, bilgi vermesi için Jeffrey Wigand (Crowe) ile konuşunca olaylar zinciri başlıyor. Sigaranın bağımlılık yaratması için sigara üreticisi şirketlerin neler yaptığını aktaran bir film.

Film gerçek bir öykü. Şirket isimleri, canlandırılan şahıslar, hepsi gerçek. Gerçek bir öykünün üstüne oturan filmde şiddet sahneleri beklemek doğru değil. Bilinen televizyon kanalları, yapımcılar, yönetim kurulu üyeleri, sigara şirketleri hepsi bu filmde.

Her ne kadar filmin tüm kadrosu sigara aleyhtarı bir film yapmadıklarını ifade etseler de, filmi seyrettiğinizde buna inanmayacaksınız.

Güzel bir macera filmi. Aslında macera yerine belgesel demek biraz daha doğru. Sinemada gösterilmek için çekilmiş, geniş kitlelere ulaşan gerçek bir öyküye dayalı film. İzleyin. Pişman olmayacaksınız.

* * * * *

"The Talented Mr. Ripley - Yetenekli Bay Ripley". Anthony Minghella'nın yönettiği filmin başrollerini, Matt Damon, Gwyneth Paltrow, Jude Law paylaşıyorlar. Film, Patricia Highsmith'in aynı adlı romanından yine Minghella tarafından beyaz perdeye uyarlanmış.

Minghella, 1997'de "English Patient" filmi ile En İyi Yönetmen Oscar ödülünü almıştı. Paltrow, 1999'da "Shakespeare in Love" filmindeki rolü ile En İyi Kadın Oyuncu Oscar ödülünün sahibi. "Good Will Hunting" 'den anımsayacağımız Damon ise, 1998'de o filmdeki rolü ile 1998'de En İyi Erkek Oyuncu Oscar ödülüne aday gösterilmişti. Law'ı "eXistenZ" filminden anımsayabilirsiniz.

Amerikalı bir armatör, kitap yazmak üzere İtalya'ya giden bir hanım yazarın (Paltrow) peşinden giden oğlu Law'ı geri dönmek üzere ikna etmesi için, Damon'ı görevlendirir. Ancak armatörün bilmediği, Damon'ın kendisini oğlunun okul arkadaşı diye tanıtırken yalan söylediğidir. Damon'un olağanüstü bir taklit yeteneği vardır ve yalan söylemekten kaçınmaz. Film, İtalya'da üç kişi arasında gelişen ancak özellikle Damon odaklı olayları aktarıyor. Cinayet, aşk, çarpık ilişkiler, müzik, eğlence hepsi bu filmde.

İzledikçe şaşkına döneceksiniz. Ne kadar fazla entrika kurulabileceğini aklınız almayacak. Sezonun izlenebilir filmleri arasında.

* * * * *

Son yıllarda okuduğum en güzel kitaplardan birisi. "Ufak Şeyleri Dert Etmeyin", Dr. Richard Carlson'un yazdığı, Esat Ören tarafından Türkçeleştirilmiş, Alkım Yayınları tarafından basılan bir kitap. Kitabın uzun ismi; "Huzurlu Olmak İstiyorsanız, Ufak Şeyleri Dert Etmeyin. Hepsi de Ufak Şeylerdir".

Kitap, yazarın hayatımızı iyileştirmek için önerdiği yüz stratejinin açıklamasından oluşuyor. Bir iki cümle aktarmak gerekirse;

- "Yaşamın akışına uyun ve yaşama ılımlı bir gözle bakın"

- "Ufak şeyleri dert etmediğiniz zaman, yaşamınız kusursuz hale gelmeyecek, fakat yaşamın size sunduğu şeyleri daha az dirençle kabullenmeyi öğreneceksiniz"

- "Değiştirilebilecek şeyleri değiştirin, öyle olmayanları da kabul edin ve aradaki farkı anlayacak aklınız olsun"

Kitabı yurt dışında almak isteyecekler için İngilizce ismi; "Don't Sweat The Small Stuff... And It's All Small Stuff".

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com