| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

21.03.2002 Tülay Çellek - netyorum.com / Sayı: 106

LİSEDE FOTOĞRAF EĞİTİMİNE BAŞLARKEN

Fotoğraf Eğitimi ile ilgili yazı hazırlama gereksinmesi duymam, Anadolu Güzel Sanatlar Lisesinde yaşadıklarıma dayanıyor. Bireysel ayrıcalıklar nedeniyle tüme hitap etmek adına Temel Sanat Eğitimi, Desen, Resim, Heykel, Grafik Tasarım derslerinin yanında Fotoğraf dersi de olsun istedim. Özel çabalarımla karanlık oda kurdum. Alan öğretmenlerinin tavrı nedeniyle desteği de dışardan bulmak zorunda kaldım. Sayın Prof. Mehmet BAYHAN Yıldız Teknik Üniversitesinin kapılarını açarak belirli bir süre üniversiteye öğrencilerimizi kabul edip ders verdi. İdarenin istememesi sonucu bu olaya nokta koymak zorunda kaldık. Bunun üzerine sayın BAYHAN’ın önerisi ile sayın Doç. Dr. Barbaros GÜRSEL okulumuza gelerek ücretsiz ders vermeğe başladı. Ama daha sonra yine idare bunu da kabul etmediği için okuldaki öğretmen devreye sokuldu. Bu tabii isteksiz karşılandı. Alan (Resim) öğretmenlerinden bazıları fotoğrafı gereksiz görüyordu. MÜ. Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümünden gelen dostumuzda bu nedenle gelemedi. O zaman her şeye karşın güzel şeyler yaptık, başardık. Öğrenciler okul içinde ve dışında, İFSAK’ta saydam gösterileri yaptılar, fotoğraf yarışmalarına katılıp ödül aldılar.

Daha sonra oradan ayrıldım. Ancak Anadolu Güzel Sanatlar Liselerini istediğim güzellikte, düzeyde bırakmadığım için hala kendimi sorumlu hissedip oranın iyileşmesi için çalışıyor, sorun ve önerilerle ilgili yazılarımı her yere gönderiyorum. Bakış açım; sanat eğitimcisi olmam nedeniyle bilim eğitiminin yanında sanat eğitimine de dengeli bir şekilde yer verilmesidir. Tabii, sanat eğitimini de tek boyutta ele almamaktır.

Üniversitelerdeki eğitimin sağlıklı olması alt yapısının iyi olmasına bağlıdır. Eğitime ne kadar önce ve doğru başlanırsa geleceği de o kadar verimli olur. Tabii üniversitedeki eğitimin de kaliteli olması ilköğretimdeki düzeyi yükseltecektir.

Şimdi Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesinde Temel Tasarım dersine giriyorum. Temel tasarım, bir süreçte yaşama geçen duygu ve duyarlılık eğitimidir. Temel tasarım süreçleri olan gözlem, araştırma, ilişkilendirme, yaratıcılık, bulma, uygulama, deneme, denetleme, eleştirme ve sonuçlandırma söz konusudur. Temel Sanat Eğitimi, görsel kayıtlarla temel fikir edinme, anlama, görsel izlenim ve anlatım olanaklarını öğrencilere kazandırmak için düzenlenmiştir. Bunda bütünü ve ayrıntıyı görme ile yorum gücü bir bütün olarak düşünülmektedir. Bu ders, görsel kayıt elemanları ile ilgilenirken, farklı disiplinlerle ortak elemanlar çerçevesinde ilişki kurulması sağlanacaktır. Bunlar içinde ışık ve renk, ritm ve hareket, madde ve yapı, ağırlık ve kütle, uzay ve boşluk ile plastik form değerleri vardır. Öz çalışma yollarındaki karşıtlıklar, kuralsız ve kısıtlamasız çalışma, kurallı ve kısıtlamalı çalışmalar, statik ve dinamik görünümlerle uyum gibi değerler işlenir. Bu sistem aynı zamanda dünya üzerindeki elemanlar ve varlıklar üzerinde yapılacak çalışmalarda da aynen uygulanacaktır. Ayrıca temel kavramlar farklı programlar içeriğinde yorumlanacaklardır.

Sanat ve Tasarım Fakültesinde, Sanat Eğitiminin ABC'si sayılan Temel Sanat Eğitimini 7 programı birleştirerek veriyoruz. Buradaki benim uygulamam daha farklı. Şöyle ki;

Nokta ve doku konusunda Modern Dans Programına gösteri hazırlattım. Müziğini de Müzik ve Sahne Sanatları Bölümünün altında yer alan Duysal Tasarım Programındaki öğrenciler hazırladı. Leke olayının kavranması adına ilk çalışma, Siyah-beyaz tekniğinde 7 program ortak çalıştı, yaptı. Yorum olarak istediğim ikinci çalışmada ise programlar kendi alanlarının dillerini, tekniklerini kullandılar. Yani, İletişim Tasarımında olan öğrenciler bilgisayarda bir tasarım gerçekleştirdiler. Fotoğraf-Video Programında olan öğrenciler de fotogram ya da diğer fotoğraf tekniklerini kullandılar. Böylece Temel Tasarım dersinde öğrenilenler kendi alanlarına transfer edilip anlam kazanacak ve yaratıcılığı içine alacaktır. Çünkü yaratıcılık, mevcut kuram, kavram ve olayları yeniden sentezleyerek, yenilik (yeni fikirler) ve nesnellik temelinde bilginin yeniden üretilmesinde rol oynar. Yaratıcılığın özünde bir sorunu analiz ve sentezleme de orijinallik ve yenilik vardır. Kısaca, bilinen düşünce kalıpları ve etkileşimlerinin önüne geçmeyi amaçlamaktadır. Yaratıcılık, farklı anlatım (ifade) şekilleri bulmaktır. Yaratıcılık olgusu, temelde günlük yaşamda bir sorunu işleme ya da ortaya bir sorun koyarak çözümüne yönelmedeki duyarlılığı ile çalışmayı orijinal kılmaktır. Başka bir deyişle yaratıcılık, görme, görsel düşünme, tasarım, niteliksel sorun çözme ve bir ürün yaratmadır. Sanatsal yaratıcılık ise değişme, değiştirme süreci (arayışı) içindeki bireyin özgül iç yaşantısı; öznel ile nesnelin kesişim noktaları ve diyalektik etkileşmelerin örneklerini sunar.

Sanatla bilimin ilişkisine bakacak olursak, bilimsel eğitimin yanında sanatsal eğitimin gerçekleşmesi bireyin, zihinsel yetilerinin, düşüncenin, zekanın gelişmesine neden olmuştur. Yaşamda bilim kadar sanat, sanat kadar da bilim gereklidir. Bilim ve sanat bir denge unsurudur. Yaşam insan tarafından değiştirilir. Bu da bilim ve sanatla olur. Bilim kuvvetli ve derin bilgidir. Sanat, bir duygunun, bir tasarımın ifadesinde kullanılan yöntemlerin tümüdür. Sanat dış gerçeklikten alınıp düzenlenmiş bir seçmedir. Sanatın ne olduğumuzun anlamını ve önemini duygu diliyle söyleyişi gibi bilimde gördüğümüz her şeyin önemini bilgi diliyle söyler bize. Bilgi olarak bilim, sanata dış gerçeklikten seçme olanağı verir. Böylece eylemden içeriye giren dikkat sanat yoluyla dışarıya, eyleme doğru döner. Kendimizi değiştirirken dünyayı değiştiririz. Bunu yaparken dünyayı daha iyi tanırız. Dünyayı tanırken kendimizi daha iyi tanırız. Sanat bir canlandırmadır. Bilim bir açıklamadır. İkisi arasındaki ayrım yalnızca yöntemlerindedir. (C. Coudwell)

Bu bağlamda Teknik bir üniversitede Bilim Eğitiminin yanında, Sanat Eğitimine de yer verilmesi yaşam için doğru ve güzel bir karardır. Farklı disiplinlerin bir arada olması yaratıcı, sorgulayıcı insanların yetişmesine neden olacaktır.

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SANAT VE TASARIM FAKÜLTESİ

1998-1999 yılında açıldı. 1 yıl hazırlık okunuyor. 3 Bölüm 7 programı var.

* SANAT BÖLÜMÜ

- Fotoğraf ve Video Programı – 15 öğrenci
- Bileşik Sanatlar Programı – 12 öğrenci
- Sanat Yönetimi programı – 12 öğrenci

* İLETİŞİM TASARIMI BÖLÜMÜ – 12 öğrenci

* MÜZİK VE SAHNE SANATLARI BÖLÜMÜ

- Müzik Toplulukları Programı –12 öğrenci
- Duysal Sanatlar Tasarımı Programı –12 öğrenci
- Modern Dans Programı – 12 öğrenci

Öğr. Gör. Tülay Çellek
YTÜ Sanat ve Tasarım Fakültesi (SANTAS)
e-posta: tcellek@yildiz.edu.tr 


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
106. Sayı önceki yazı 106. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye