|
Sanat 21.03.2005 - netyorum.com / Sayı: 161
AHMET GÜNEŞTEKİN - MEZOPOTAMYA'DA AŞK
Atakule Vakıfbank sanat galerisi
Cinnah cadd.Çankaya/Ankara
Tel: 03I2-4557335
29 Mart-10 Nisan 2005
29 Mart-10 Nisan 2005 tarihleri arasında Ankara
Atakule Vakıfbank sanat galerisinde genç sanatçı kuşağından Ahmet
Güneştekin'in son dönem yapıtlarından oluşan bir resim sergisi düzenleniyor.
Bir efsaneler ve masallar tutkunu olan sanatçı Ahmet Güneştekin uzun bir süredir
resim kompozisyonlarını; Mezopotamya topraklarında yaşanmış efsanevi aşklar ve
mitolojilerden beslenerek kurguluyor .Öte yandan tuvalde renklerin coşkun
yorumuyla renk simgeciliğini öne çıkaran sanatçı cesur fırça vuruşlarıyla
dikkatleri çeken özgün bir yaratıcı. Atakule Vakıfbank sergi salonunda
'Mezopotamya'da Aşk' başlığını taşıyan bu sergide sanatçının yaklaşık otuz adet
yağlıboya tuvali resim ortamıyla buluşmaya hazırlanıyor.
Ahmet Güneşteki kimdir?
Asmalımescit, numara 62. Burası Ahmet Güneştekin'in atölyesi.
Kaotik kent gürültülerinin buluştuğu, araba kornalarının seyyar satıcıların
bağrışlarıyla düzensiz bir senfoniye dönüştüğü, köşedeki ciğerciden yükselen
enfes kokuların havaya karıştığı Asmahmescit sokağı. Köşe başında, başınızı
azıcık yukarı kaldırdığınızda tuvallerden renklerin adeta fışkırdığı bir atölye
bekliyor sizi.
Ahmet Güneştekin, 1966 Batman doğumlu. Yaşam öyküsü, petrol işçilerinin yaşadığı
Garzan Kampı'nda başlıyor. Resim, küçük yaşlardan itibaren en büyük tutkusu.
Kurukalem, suluboya demeden daha 9 yaşında yağlıboya resme başlıyor. Biraz da
tesadüfi bir başlangıç bu. Batman'da ilkokullararası bir resim yarışmasında
aldığı birinciliğin ödülü, guaj yerine bir yağlıboya takımı oluyor çünkü. Evirip
çeviriyor boyaları, suyla inceltmeye kalkıyor. Olmuyor. Sonunda soluğu
kırtasiyecide alıyor, tezgahın üstüne fırlatıyor yağlı boya kutusunu, "bana
bozuk boya verdiniz!" diye. Kırtasiyeci gülümsüyor "eh be evladım"diyor, "adı
üstünde yağlıboya bu, yağ ile inceltip süreceksin".
İlk resim dersini kırtasiyeciden alıyor böylelikle. 9O'lı yıllara kadar karma ve
kişisel sergilerde pek çok eseri yer alıyor sanatçının. 1990'larda, hayatın da
dayatmasıyla resimle arasında bir süreliğine mesafe koymak zorunda kalıyor.
İstanbul'da ticarete atılıyor bu kez. Ancak bu deneyim de, sosyal kirlenmeye ve
paranın değiştirdiği insan ilişkilerine daha yakından tanık olmayı beraberinde
getiriyor. Sağlık sorunları başlıyor, resim yapamamak üzüyor, bunaltıyor. Ve
1998'de beyaz bir sayfa açıyor önüne. Beyoğlu'nda bir atölye kuruyor kendine ve
resim çalışmalarına kaldığı yerden başlıyor. Bu dönemde figürsel anlatımlarla
klasik ve modern anlayışı birlikte uyguluyor. Gelenekçi tarzda resimler, ışık ,
gölge ve perspektif, kaba fırça darbeleriyle özgün resim dilini giderek
olgunlaştırıyor. Bu dönemden sonra soyut resme yöneliyor. Biçim ve renkler,
sanatçının bilinçaltındaki düşüncelerle buluşuyor, objeler sonsuz bir serbestlik
kazanıyor. 2000'ler ise tuvalinde "karanlıktan sonraki renkler"in belirdiği
döneme işaret ediyor. Denemelerden tamamen uzaklaşıyor; artık kendi resim dilini
oluşturuyor.
Sanatçı bugüne kadar 70'e yakın kişisel ve karma sergilerle birlikte çeşitli
sanatsal etkinliklere katılmıştır. Sanatçının eserleri yurtiçi ve yurtdışında
birçok festival ve bianelda yer almıştır. Ayrıca Güneştekin'in yapıtları seçkin
yerli ve yabancı kolleksiyonlarda yer almaktadır. Sanatçı şu anda Coşkun ARAL'ın
hazırladığı HABERCİ belgeselinin genel sanat yönetmenliğini de yapmaktadır.
|