| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

Sanat 13.05.2004 - netyorum.com / Sayı: 156

"PARİS - İSTANBUL - TORONTO" - EMRE TANDIRLI

A SANAT NİŞANTAŞI KÜLTÜR MERKEZİ

 6 - 27 Nisan 2004

A Sanat her gün Saat 09:00 - 19:00, Pazar günleri 13:00 - 18:00 saatleri arasında açıktır.

A Sanat : Boğaziçi Cad.Canım Sok No.8 Maden Sarıyer İstanbul Tel: 02122180337 Fax 02122715817 Sergiler Odakule'dedir., www.asanat.com.tr
 


Son dönemin büyük yeteneği olarak kabul edilen genç Ressam Emre Tandırlı'nın
"Paris-İstanbul-Toronto" adlı kişisel resim sergisi,
6 Nisan 2004 Salı günü, "A Sanat - Nişantaşı Kültür Merkezi" nde açılıyor.
Sergi 27 Nisan 2004 gününe kadar gezilebilecek.

Emre Tandırlı yeni nesil sanatçılarımız arasında en kabiliyetlilerden biridir. Yıldızı parlaktır ve hızla yükselmektedir. Sanatçı geleceği görebilen genç koleksiyonerlerce keşfedildi, eserleri alındı ve her yeni sergisi yakından takip ediliyor.

Emre resime yeni bir dil getirdiklerine inanılan bir kısım batılı çağdaşları gibi kente farklı bakıyor, "romantik manzara" resimleri yapıyor, resimlerinin çıkış noktasında yine doğanın kendisi var. Eserlerinde yoğun konsantrasyon, duyarlılık, enerji ve seçkin pentür çalışması görülüyor. Bu resimler bizde bir yandan çevre duyarlılığı uyandırıyor diğer yandan doğanın yaralarını ve aslında zor hazmedilir görüntüleri, sanatçının tuvale yumuşak lekesel dokunuşlarının, uyguladığı başarılı kromatik kontrastların sıcaklığında ve bu yeni gerçeklere masalsı katkısında, dengelememizi sağlıyor. Prof.Fuat Acaroğlu'nun deyişiyle "Emre'nin resimleri karmaşık bilinçaltının tinsel ve öznel yapısını ayıklamaktadır. Sebep ve sonuç ilişkisindeki ikilemleri üstbeyinde tartışmaya açmaktadır".

Günümüz insanı teknolojik gelişmenin de etkisiyle gitgide metalaşan, tekdüze hâle gelen yaşam içinde dahi duyguları, tinsel dünyası, anlaşılmadığından yakındığı iç dünyasıyla doğadan kopamıyor.
İlk tepki olarak çirkinlik dediğimiz sanayi ortamının, betonlaşan kent ve çevresinin, ürkütücü atık madde dağlarının da sanatçı gözünde bir sanatsal yönü ve değeri vardır. İşte tam bu noktada güzel ve çirkin'in estetik kavramları üzerinde bir sorgulama ve kemikleşmiş estetik değer yargılarına tepki göstermek sanatçının değil de kimin ilgi alanına girebilir.

Günlük Megakent yaşamımızda, çevremizde gördüklerimize daha dikkatli, olumlu, değişik perspektiflerden ve sevgiyle baktığımızda farklı bir estetik güzellik algılayabiliriz. İlk bakışta görsel yönüyle bizi çekmeyeceğine inandığımız bir fabrika, gökdelen, liman, hangar görüntüsü sanatçının tuvalinde toplum değerlerine paralel anlamda tekrar ele alınır, estetik katılır, bir anlamda çevresiyle birlikte tekrar yaratılır ve topluma bu alternatif görüntüsüyle takdim edilir. Plastik ögeler ve tinsellik görsel boyutla harmanlanınca yaşam içindeki eksiklik giderilir, varolan içinde mutluluğu algılayabilir, ideali daha net görür ve hem sahip olduklarımıza hem yitirmekte olduklarımıza sahip çıkarız ki biz buna toplumsal sorumluluk bilinci diyoruz.

Emre Tandırlı'nın özgeçmişi :

1977 İstanbul doğumlu.Güzel Sanatlar Lisesi Resim Bölümünü bitirdi. 2000'de Mimar Sinan Üniversitesi'nden Sakıp Sabancı ödülü ile mezun oldu. Devrim Erbil, Aydın Ayan, Mahir Güven, Yalçın Karayağız, Zekai Ormancı'dan eğitim aldı. Villa ve Şirketlere duvar resimleri yaptı. Mimar Sinan Üniversitesi Resim Bölümünde yüksek lisans bölümüne girdi. "Romantik Manzara resmi ve günümüze yansımaları" temalı tez konusunu araştırmak ve profesyonel olarak sanatını geliştirmek için 2002'de Paris'e gitti, halen Sorbonne Üniversitesi Plastik Sanatlar bölümünde Çağdaş Sanat Disiplinleri üzerinde etüd yapmakta, resim çalışmalarını Paris'teki atölyesinde sürdürmekte, bir sanat derneğinde desen dersleri vermektedir, kent ve banliyö peyzajlarıyla Paris, İstanbul, Toronto'da kişisel sergileri açılmaktadır.

ÇAĞDAŞ ROMANTİK MANZARA RESMİ

Bâkir doğanın romantik ve estetik çekiciliği olduğu gibi çağdaş kent yaşamının da kendine özgü bir büyüsü vardır. Çağdaş uygarlığın katı gerçekliği ile iç dünyamızın büyüsü arasındaki kontrastı özgün plâstik bir üslupla ortaya çıkarmak çağdaş romantik manzara resmi yapanların amacıdır, buna günlük monoton yaşamımızın göremediğimiz yönlerini görülüre döndürme girişimi de denebilir.

Uygarlık anlatılırken şehir yaşamı anlatılır fakat bu anlatım belirsizlikle doludur çünkü kentsel yaşam değişkendir, hareket, eylem, enerji kaynar. Kent insanı bir topluluk içindeki yerini alır, topluluktan bağımsız olamaz, çoğunluğa dahil olmama lüksüne sahip değildir. Bireysellik kalabalık içinde kaybolurken başka bir boyut kazanır. Topluluk içindeki inatçı bireysellik izole bireyselliği doğurur, kalabalık içindesinizdir fakat yalnızlık hissedersiniz, aykırılık beraberinde izole olmayı getirir ki bu da bir tercihtir.

Ressam şehirde dolaşırken gözlemci konumundadır, araştırmasını pentür geleneği üzerine kurar, kalabalık içindedir fakat başka bir zaman boyutundadır. Hafızasında bir imajı saklamak için öncelikle kendisinin yavaşlaması ve yavaş hareket eden benliğine göre adımlarını ayarlaması gerekir. Kolektif imaj anlatımının ortaya çıktığı yerde, o, banal ve anlamsız olanın izini sürer çünkü bu banal ve anlamsız görünenin arkasında sır dolu, gizemli bir dünya yatmaktadır. Toplum bu imajları bilinçli olarak görmez halbuki bu bilinçsiz imajlar bizim kentsel kolektif hafızamızı oluşturur. Binlerce imaj gözümüzün önünden geçer ve farkına varmadan etkileniriz. Geçer gideriz, yaşam içinde imajların arasında kayboluruz.

Romantik Manzara Ressamı kentsel yaşam üzerine özel bir imaj getirmeyi denemektedir. Günlük yaşamımızı görmek için yaşamıyoruz hatta gözlerimizi çevremizden sürekli kaçırıp, görmemezlikten gelip hızla geçip gidiyoruz, ânı geride bırakıyoruz. Şimdiki zamandaki yaşam fark edilmeyen anlık dilimlerdir, yaşanır ama görünmez ve görülmez.

Romantik Manzara Ressamını ilgilendiren bir başka olgu imajın toplum üzerindeki rolüdür. Kentliler, etkisini ve kalitesini yargılamaksızın, içlerine aldıkları imge bolluğuna mahkum olmakta ve an gelip çok sayıda imgenin etkisinde körleşmektedir. Kent duvarlarında, televizyon ekranlarında, otobüs duraklarında, her yönde o kadar çok imaj kentlinin bakışını o yöne çevirmesi için dikkat bombardımanı uygulamaktadır ki insan artık çevresine bakamaz, baksa da göremez hâle gelmekte hatta göz ve dimağ yorgunluğundan çevresine bakmaya korkmaktadır. Bu bombardıman içinde insan bilinçsiz bir imge seçimine de sürüklenmektedir.

Sanat, bu görsel bombardıman içinde tepkisini göstermek, sesini yükseltmek ve gücünü ispatlamak durumundadır. Bugünün romantikleri kentteki imaj, imge bombardımanıyla mücadele edebilecek farklı yapıtlar yaratmak zorundadır.

Çağdaş insan "kaliteli görüntü" için resim seyretmeye, çağdaş sanatçı geleneksel misyonunu hatırlayıp "yeniden resim yapmaya" dönmelidir.

contact@asanat.com.tr  -- www.asanat.com.tr


Yorum Ekle Yorumları Listele
156. Sayı önceki yazı 156. Sayı sonraki yazı
Sanat Önceki Yazı Sanat Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye