| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

Sanat 18.09.2003 - netyorum.com / Sayı: 144

2. ULUSLARARASI KOMEDİ FİLMLERİ FESTİVALİ
- HAROLD LLOYD

Slapstick komedinin büyük ustası: 'Harold Lloyd' "Bonus Card 2. Uluslararası Komedi Filmleri Festivali"ne filmleri ile konuk oluyor...

Sinemaseverler,1893 yılında doğan ve 1971 yılında hayata gözlerini yuman ve bu yıl 110. doğum yıldönümü olması sebebi ile "Bonus Card 2.Uluslararası Komedi Filmleri Festivali"nde, büyük oyuncu için ayrılan bölümde, ustanın, His Royal Slyness / Kurnaz Prens (1919), Movie Crazy / Sinema Delisi (1932), Get Out And Get Under / İndi Bindi (1920), Somewhere in Turkey / Türkiye'de Bir Yerde (1918) filmlerini keyifle izleyecekler.

Sinema eleştirmeni ve SİYAD Başkanı Atilla Dorsay "100 Yılın 150 Oyuncusu" kitabında Harold Lloyd'u şöyle anlatır:

"Lloyd, 1910 sonları-20'ler Hollywood'unun komiklere olağanüstü verimli bir zemin hazırlayan havasının ürünüdür. Önce doğum yeri Nebraska'da çeşitli gruplarla sahneye çıkmış, sonra San Diego'da tiyatro okumuştur. Edison'un kısa filmlerinde figüranlıktan sonra, dönemin ünlü kısa komediler yaratıcısı Hal Roach'un yanına girmiştir. Bu şirkette, önce Willie Work, sonra da geniş biçimde Charlie Chaplin etkisini taşıyan Lucky Luke kimliklerini yaratmıştır. Bu filmlerde güzel Bebe Daniels ve komik Harry Pollard'la birlikte rol almıştır. Hal Roach, yine 1980'de yapılan söyleşide anlatıyor: "Onunla iyi arkadaştık. Daha ilk filmimde ona rol vermiştim. Pathe ile anlaşma yaptığımda, Charlie Chaplin'inkini çok andıran bir kılık içinde Lucky Luke karakterini oynadı. Öylesine iyi bir aktördü ki, doğru-dürüst roller de alabilirdi. Komik olmak için illa da bir palyaço kılığına gereksinmesi yoktu. Bir gün, bir filmde bir sarhoş rolü oynadı. İçinde camları olmayan koyu çerçeveli bir gözlük takmıştı. Öyle komikti ki, bu gözlükleri hep takmasına karar verdik. Camlar ışığı yansıttığından, gözlüklerin camsız olması gerekiyordu. Hep öyle kaldı. Bence o Chaplin'den sonraki en büyüktü."

Lloyd, bu gözlüklerin yanı sıra, yelekli kusursuz bir kostüm, Chaplin'inkinin tersine üzerine iyi oturan bir pantolon ve koyu rübanlı bir hasır şapka da giyiyordu. Böylece, düzgün çizgileri, şıklığı ve zarafetiyle Chaplin'in sallapatiliğinden ayrılıyordu. Orta sınıf Amerikalıydı o ve bu kılık, gençliğiyle birleşerek ona tipik bir kolejli havası veriyordu. Bu toplumsal güvenceye karşı, başı sık sık, hatta sürekli olarak derde giriyordu: spor ve sporcularla, iş adamlarıyla, şarlatan doktorlarla, dişilerle...

Ama Lloyd'un başının asıl belası, makinelerdi: her türde makine ve mekanik nesneler, trenler, lunapark araçları vs. 'Uygarlık gereği' olan makinelere düşmanlığı, giderek uygarlığın bir diğer dışavurumu olan binalara, özelliklede yüksek binalara kayıyordu. Binalar ve onların ayrılmaz parçaları olan asansörler, yangın merdivenleri, bina cephelerini temizlemek için kurulan mobil iskeleler, vb... Bu tür şeylerle bir türlü anlaşamıyor, uyum sağlayamıyordu: kendisi kâh hızla gelen bir tramvayın rayları üzerinde, kâh bir tren vagonunun tepesinde, kâh bilmem kaç katlı bir gökdelenin çatısında, kâh dünyaya tepeden bakan bir saatin akrep-yelkovanında asılı buluyordu. Hep bir insanın katiyen olmaması gereken yerlerde, 'güvensiz' durumlarda seyircinin karşısına geliyor ve onun yüreğini ağzına getiriyordu. Lloyd'un ya da o dönemde bizde ve Fransa'da popüler olduğu isimle Lui'nin temel sorunu 'düşmek veya düşmemek' idi. Tüm denge kurallarına, yerçekimi yasalarına meydan okuyor ve sonunda - tahmin edileceği gibi - düşmemeyi başarıyordu.

Lui'nin başı, tüm komiklerde olduğu gibi, yasayı ve düzeni temsil eden kişi ve kurumlarla da dertteydi kuşkusuz... Polis sürekli olarak onu yasa dışı sanıyor ve izliyordu. Ama becerikli Lui, şansının da yardımıyla, peşinde bir birlik bile olsa kaçmayı ve polisleri birbirine düşürmeyi başarıyordu. Sevdiği kızın genelde boksör veya beyzbolcu olan iriyarı nişanlısını veya öfkesi burnunda babasını da aynı biçimde etkisiz hale getiriyordu. Perdedeki kimliği, Chaplin veya Keaton kadar güçlü değildi, çok daha sıradandı. Ama o, bunun bir tür avantaj olarak kullanmayı başarmıştı. Sıradanlığı, sıradan seyircinin kendisiyle özdeşleşmesini kolaylaştırıyordu. Bir entelektüel aksesuarı olan gözlükleri bile bunu engellemiyordu. Nitekim 1920-30 arası, filmleri Chaplin ve diğerlerinin filmlerinden daha çok iş yapmıştı. Chaplin'in filmlerinde hep varolan duygusallık, onda yerini sürekli bir heyecana ve gerilime bırakıyordu: Düşecek mi, düşmeyecek mi? İri yarı adamı alt edecek mi, dayağı yiyecek mi?

Lloyd, daha sonra filmlerinden yapılan seçmeleri bizzat hazırladı. Daha 1928'de hayat hikâyesini yazmıştı: "An American Comedy". Bu kitapta şöyle der: "Komedi içten gelmelidir. Oyuncunun yüzünden, bedeninden." Ve ekler: "Halkın konuşan güldürüler izlemek istediğini sanmıyorum. Film denen şey ve konuşmaya dayalı sanatlar, bence iki ayrı türdür." 1952'de aldığı özel Oscar ödülünün gerekçesi şöyleydi: "Bir komedi ustası ve iyi bir yurttaş olduğu için!"...1976'da Richard Schickel'in, 1983'te Tom Dardis'in yazdıkları Lloyd biyografileri yayınlandı. Son olarak, yazar-eleştirmen James Agee'nin görüşünü verelim: " Harold Lloyd, en ünlü komedyenler arasında bile, bir gag'ı hazırlamak, tırmandırmak, yavaşça bırakmak ve bir sonrakine geçmek açısından benzersizdi."

HAROLD LLOYD'UN BAŞLICA FİLMLERİ:

Kısa filmler:
" Over the Fence (1917)
" Bumping in Broadway (1920)
" A Sailor Made - Man (1921)

Uzun Filmler:
" Grandma's Boy (1922)
" Dr. Jack (1922)
" Safety Last (1923)
" Why Worry? (1923)
" Girl Shy (1924)
" Hot Water (1924)
" The Freshman - Lui Kolejde (1925)
" For Heaven's Sake (1926)
" The Kid Brother (1927)
" Speedy (1928)
" Welcome Danger (1929)
" Feet First - Ayaklar Dikkat (1930)
" Movie Crazy - Lui Sinema Delisi (1932)
" The Catspaw (1934)
" The Milk Way - Lui Sütçü (1936)
" Professor Beware (1938)
" Mad Wednesday (1947)
 


Yorum Ekle Yorumları Listele
144. Sayı önceki yazı 144. Sayı sonraki yazı
Sanat Önceki Yazı Sanat Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye