| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

Sanat 29.05.2003 - netyorum.com / Sayı: 135

7. ULUSLARARASI ÇEVRE FİLMLERİ FESTİVALİ



TURSAK Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı

Tel: 0212 244 52 51 / 251 67 70 / 251 84 81
Fax: 0212 292 03 37
e-posta: tursak@superonline.com

7 - 12 Haziran 2003

Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı (TÜRSAK) tarafından düzenlenen ve halkla ilişkiler çalışmasını TÜRSAK'ın kurumsal sponsoru PİM Halkla İlişkiler'in yaptığı ve İtalyan Kültür Merkezi'nin büyük ölçüde destek verdiği "Uluslararası Çevre Filmleri Festivali" bu yıl 7-12 Haziran 2003 tarihleri arasında İstanbul'da yedinci kez ÜCRETSİZ olarak çevreci sinemaseverlerle buluşuyor.

TÜRSAK Vakfı'nın ilkini 1997 yılında gerçekleştirdiği, çevreye doğal ve tarihsel müdahalenin sonuçlarını ve bunların canlı yaşamı üzerindeki etkilerini beyazperdeye yansıtan nitelikli yapımların gösterimi yoluyla, kamu bilincini ve duyarlılığını artırmak ve çevre sorunlarını kültürel bir platformda gündeme getirerek çevre bilincinin yaygınlaştırılmasına sinemanın etkili diliyle katkıda bulunmayı hedefleyen festivalde, dünyanın çeşitli ülkelerinden seçilen uzun metraj ve belgesellerden oluşan toplam 26 film izleyiciyle buluşacak.

Her yıl bir ana tema çerçevesinde seçilen filmlerin gösterildiği festivalde bu yılın ana teması, genelde savaşların tarihsel sürecinin özelde ise son Irak savaşının da çarpıcı bir şekilde gösterdiği çevresel ve kültürel yıkımlardan dolayı "Barışa ve Çevreye Saygı" teması olarak belirlendi.

Festivalde gösterilecek filmler bu yıl İtalyan Kültür Merkezi, Fransız Kültür Merkezi, Alman Kültür Merkezi-Goethe Institute ve Bilgi Üniversitesi Sinema Salonu olmak üzere toplam dört sinema salonunda gösterilecek.

Festival dahilinde gösterilecek filmler, Konulu Filmlerin (7 film) yanı sıra; Barışa ve Çevreye Saygı (6 film), İnsanların Doğasından (5 film), Hayvanların Doğasından (3 film) ve Hayvan Hakları (3 film) olmak üzere 4 ana başlık altında gösterilecek Belgesel Filmlerden oluşuyor.

TÜRSAK Vakfı'nın düzenlemiş olduğu diğer etkinliklerde olduğu gibi D.B.R. Basın Sponsoru ve Ajans Press'de Medya Takip Sponsoru olarak desteklerini sürdürüyor.

Festival Afişi, TÜRSAK Vakfı'na kurumsal sponsor olarak büyük destek veren Art Reklam'a ve Kemal Öktem'e ait.


Açılış

Festivalin Açılış Gecesi 07 Haziran 2003 Cumartesi saat: 19.30'da İtalyan Kültür Merkezi Tepebaşı'nda Piyanist Pietro Massa'nın vereceği resital ile gerçekleştirilecek. Açılış konuşmalarının ardından Renzo Martinelli'nin yönettiği ve Daniel Auteuil, Philippe Leroy ve Michel Serrault'un başrollerini paylaştığı 2001 İtalyan yapımı "Vajont" filminin gösterimi ile gece son bulacak.

VAJONT

2001, İtalya, 113'

Yönetmen: Renzo Martinelli, Oyuncu: Daniel Auteuil, Philippe Leroy Michel Serrault, Laura Morante, Leo Gullota, Anita Caprioli, Jorge Perugorría,

9 Ekim 1963'te, İtalyan tarihinin en kötü felaketlerinden biri olan ve dünyanın en yüksek hidroelektrik barajının taşmasına sebep olan bir toprak kayması felaketi yaşandı. Meydana gelen selde, vadi kıyısındaki çok sayıda kasaba yok oldu ve 2000 kişi öldü. Önceden öngörebilecek bu felaketin tohumları 1959 yılında barajın inşa edilmesiyle başladı. Başmühendisler Carlo Semenza ve Nino Biadene bol kazançlı hidroelektrik anlaşmasını garantiye almak için tasarımın güvenilir olmadığı yönündeki raporları görmezden geldi. Proje hayata geçince katılan şirketler büyük paralar kazanmaya başladı. Bu filmde; doğanın, kendisini anlamayan ve para hırsı içindeki insanlara verdiği cevap, İtalyan sinemasında daha önce görülmeyen özel efektler kullanılarak görselleştirilmiş.

* Filmin yönetmeni Renzo Martinelli, festival kapsamında İstanbul'da olacak ve izleyicileriyle buluşacaktır.

Tiyatro ve sinema oyuncusu Okan Bayülgen’in sunuculuğunu üstleneceği “Kapanış Töreni” ise 13 Haziran 2002 Perşembe günü Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda yapılacak. Atlas Dergisi’nin festival için düzenleyeceği “Bambaşka bir Gezegen: Himalayalar” konulu dia gösterisinin ardından, Urart’ın ödül sponsorluğunu üstlendiği “En İyi Uzun Metraj” ve “En İyi Belgesel” filmlere ödülleri verilecektir. Festival, “En İyi Uzun Metraj Film Ödülü”nü alan filmin gösterimi ile son bulacaktır.


Film Özetleri

KURMACA FİLMLER

1) YÜREK / HEART

2001, Almanya, 100'

Yönetmen: Horst J. Sczerba, Senaryo: Horst J. Sczerba, Görüntü Yönetmeni: Carl Friedrich Koschnick, Oyuncular: Florian Fitz, Martin Roll, Mehmet Kurtuluş, Pamel Knaak, Uwe Bohm

"Tropik Dalış" Köln'deki küçük dalış okulunun adıdır. Bir grup arkadaş düzenli olarak, sualtı dünyasının ağırlıksız ortamında günlük problemlerini unutmak amacıyla burada buluşmaktadır. Tercümanlık yapan Cem, bir suçtan dolayı mahkeme karşısına çıkan Lale'ye aşıktır. Cinayet masasında dedektiflik yapan George, karısını ona ilgisini giderek kaybetmesinden dolayı sorunlar yaşamaktadır. Doktor olan Martin ise intihar girişimi sonrası tedavi gören hassas Natalie'yi aklından çıkaramamaktadır. Ve Marlis de Guenther'i dalış hocası Marcel ile aldatmaktadır.

2) KAR GİBİ BEYAZ / AS WHITE AS IN SNOW

2001, İsveç, 160'

Yönetmen: Jan Troell, Senaryo: Jan Troell, Görüntü Yönetmeni: Jan Troell, Mischa Gavrjusjov, Oyuncular: Amanda Ooms, Björn Granath, Stina Ekblad, Shanti Roney, Björn Kjellman, Rikard Woolf, Anti Reini

Elsa Andersson bu yüzyılın başında, babası, yeni eşi ve iki kardeşiyle birlikte bir çiftlikte büyümüştür. Elsa 21 yaşına girdiğinde pilot olmaya karar verir ve Ljungbyhed'deki Uçuş Okulu'nda tek kız öğrenci olarak eğitime başlar. Okuldaki birçok adam ona aşık olur ve Elsa trajik bir aşk ilişkisinden sonra evine geri döner. 20'lerde bir süre Berlin'de kalır. İsveç'e geri döndüğünde gezici bir sirkte paraşütle atlama teklifi alır.

3) KÜÇÜK SİHİRLİ AT / THE LITTLE UNICORN

1998, İngiltere, 81'

Yönetmen: Paul Matthews, Oyuncular: Joe Penny, Emma Samms, David Warner, Christopher Atkins, Brittney Bomann, Big Mick, George Hamilton

Bu sihir ve macera dolu hikayede, Polly Regan adlı bir yetim için büyükbabası çiftliğinde bir ev yapmıştır. Polly'nin mutlu bir yaşamı vardır. Fakat çok sevdiği atının doğum sırasında ölebileceğini öğrenince kalbi kırılır. Küçük kız bütün kalbiyle atların kralı olan Unicorn'dan atını ve kısrağını kurtarmasını diler. Ancak dilekleri karşılık görmez ve kısrak ölür.

4) FARDA / FARDA

2001, İran, Japonya, 107'

Yönetmen: Setsou Nakayama

Izava, Hiroko'ya aşıktır. Genç adam babasının dükkanında çalışan İran'lı Mehdi ile kavga eder. Bu olay üzerine Mehdi sınır dışı edilir. Bir süre sonra Hiroko'nun babası iflas eder, kendini öldürür. Hiroko, Izava'dan İran'a gidip Mehdi'yi bulup ve af dilemesini ister. Izava İran'da Osman adlı yaşlı bir kamyon şoförüyle tanışır. İkisi iletişim kuramasa da, aralarında kelimelerin değerini yitirdiği kalpten bir ilişki doğar. Film, Izava'nın hala doğa ile içiçe yaşayan İran'ın uzak köylerindeki lirik yolculuğunu şiirsel bir dille aktarır.

5) SIR / HUKKLE

2002, Macaristan, 75'

Yönetmen: Gyorgy Palfi, Oyuncular: Ferenc Bandi, Jozsefne Racz, Jozsef Forkas, Ferene Nagy

Macar yönetmen György Pálfi'nin ilk filmi olan Hukkle'da diyalog yok. Bu hoş film, seyirciyi bir yaz mevsiminde küçük bir kasabada gizemli ve görsel bir tura çıkarıyor. Yaşlı bir adamım sürekli yinelenen hıçkırıklarıyla başlayan film kır yaşamından zengin bir ses cümbüşü sunarken, böceklerden, hasadı una çeviren ağır makineleşmeye yakın çekim yapıyor.

6) KUZEY BURNU / NORTH CAPE

2001, İtalya, 95'

Yönetmen: Carlo Luglio, Oyuncular: Emanuele Valenti, Francesco Vitiello, Luca Riemma, Alberto Cretara, Stig Henrik Hoff, Ingar Helge Gimle, Søssen Krogh, Eli Anne Linnestad

Güney İtalyalı dört genç kolay yoldan zengin olup, düzensiz ve geleceği belirsiz yaşamlarını kurtarmayı ve umut dolu Almanya'ya ulaşmayı hayal etmektedirler. Ancak, zengin bir aileyi soyma planlarının hatalı olduğunu anlamışlardır. Bu sorunu çözmek için az sayıda çıkar yol vardır: Ya konforlu fakat mutsuz hayatlarına geri dönecekler ya da macera dolu, beklenmedik heyecanlarla bir yolu takip edeceklerdir.

7) SAVAŞ ALANI / FIELD

2001, İngiltere, 10'

Yönetmen: Duane Hopkins

Film kırsal kesimin yarattığı izolasyon ve sıkıntı duygusuna odaklanıyor. Film ayrıca bu korku ve endişeleri yok etmeye yönelik denemeleri de ortaya çıkarıyor. Bununla birlikte hareketler duruma göre deneme olarak kabul edilir veya yargılanır. Sınır geçilirse ne olur?

BELGESEL FİLMLER

A) BARIŞA VE ÇEVREYE SAYGI

1) ÇOBANLAR / HERDSMEN

2001, Çin, 88'

Yönetmen: Chen Jianjun

Küçük bir film ekip, bir Kazak ailesinin Çin'in batısındaki Xinjiang bölgesinden başlayan göçlerini bahar aylarından kışa kadar takip eder. İşçilerden ve çiftçilerden oluşan Kazakistan halkından farklı olan Kazaklar, göçebe yaşamlarını sürdüren ve doğayla olan bağlantılarını kaybetmeyen bir azınlık olarak kalmışlardır.

2) ATEŞ BANDOSU / BRASS ON FIRE

2002, 113', Almanya

Yönetmen: Ralf Marschalleck, Senaryo: Ralf Marschalleck, Görüntü Yönetmeni: Lars Barthel, Judith Kaufman

Karpatların ardındaki "Zece Prajini" adlı Romanya köyünden kalkıp gelen bir çingene grubu dünyayı dolaşmaktadır. Gurup salonları doldurmakta ve insanları çoşturmaktadır. Onları dünya müzik sahnesine çıkaran, iki Alman tarafından keşfedilen "Fanfare Ciocarlia" müzisyenleri kısa zamanda başarılı ve kült bir müzik grubu haline gelirler. Hızlı çalgıyla, şiirsel Balkan ezgilerini karıştıran bu çingene müzisyenler dünyanın neresinde olursa olsun sanki sahnede bir parti kutlar gibidirler. Film grubun sıfırdan başlamalarından yola çıkarak onların heyecan verici deneyimlerine katılıyor. Ve seyirciyi bir aşk hikayesinin içinde Avrupa'nın doğusunda yaşayan çingene kültürünün kökenlerine götürüyor..

3) KÜRESELLEŞME, ŞİDDET VE DİYALOG / GLOBALIZATION VIOLENCE OR DIALOGUE

2001, Fransa, 61'

Yönetmen: Patrice Barrat, Senaryo: Patrice Barrat

Üçüncü millenyumla birlikte kuzey-güney gerginliği ile birlikte küreselleşme tartışması ve muhalif görüşler çoğaldı. Sivil toplumun zenginliği ve gücün ve zenginliğin dağılımı... Küreselleşme hangi kapsamda kontrol altında ve kontrol edilebilir? Ve küreselleşmeyi kontrol eden güçler arasındaki şiddet daha ne kadar devam edecek?

4) BENJAMİN VE KARDEŞİ / BENJAMIN AND HIS BROTHER

2002, Sudan, Amerika, 87'

Yönetmen: Arthur Howes

Sudan'da yıllar süren etnik çatışma ve savaş, "Kayıp Çocuklar" adı verilen ve evlerinden çok, mülteci kamplarında hayat süren yeni bir gençlik kuşağı yarattı. Bu özel film, hiç bitmeyecekmiş gibi görünen ve bir sürgün karmaşasına kapılan, Benjamin ve William Deng adlı kardeşlerin hikayesini anlatıyor. Kardeşlerden biri yerleşim programı kapsamında ABD'ye gönderilirken, diğeri ise Kenya'da bir mülteci kampında kalır.

5) ARAYIŞ / ECHOGRAPHIE

2001, Belçika, 44'

Yönetmen: Thomas de Thier, Senaryo: Thomas de Thier

Hamile bir kadın ve kocası, doğacak çocuklarını yetiştirebilecekleri en iyi yeri aramaktadır. Dünyayı sadece bu arayış için gezen umutsuz çifte arkadaşları ve aileleri de doğacak bebekleri için fikirler vermektedir.

6) SIRRIN SIRRI / LE SECRET DU SECRET

2002, İsviçre, 52'

Yönetmen: Louis Mouchet, Senaryo: Phillippe Souaille

Film İsviçre Jura'sında amansız hastalıkları iyileştirme yeteneğine sahip insanların sırrını anlatıyor. Her kasabanın kendi "iyileştiricisi"var ve özellikle yanıklar, kesikler ve burkulmalar konusunda uzmanlaşmışlar. İnsanları ve hatta hayvanları iyileştiriyorlar.. Bu insanlar, acil vakaları ise telefonla tedavi ediyorlar. Belgesel, geçmişte Hıristiyanlığın ilk zamanlarında çok fazla uygulanan ve günümüzde de hala devam eden, hatta hastaneler tarafından bile hoş görülen yöntemlerden ve "iyileştirici" insanlardan bahsediyor. Louis Mouchet filmde bu "mucizevi" iyileştirme yeteneğine sahip kadınlar ve adamlarla görüşüyor, onların "sırrını" çözmeye çalışıyor.

7) HALİÇ YAŞIYOR / GOLDEN HORN IS ALIVE

2003, Türkiye, 45'

Yönetmen: Erhan Cerrahoğlu, Engin Ağın

İstanbul'un doğduğu yer olan Haliç, Osmanlı'nın sanayileşmesi ve üzerine yapılan köprülerle kirlenmeye başlar. Haliç kıyıları Cumhuriyet Dönemi'nde hızla yapılaşır. Diğer yandan, kanalizasyon sistemi de olmayan şehrin tüm atıkları Haliç'e boşalmaktadır. Haliç zamanla yaşanmaz hale gelir ve ölmeye başlar. 1980'ler ve 90'lardaki yerel yönetimler Haliç'i temizlemeye başlar. Bu arada bilim adamları bu temizliği bizzat görmek için Haliç'e dalış yaparlar. İşte Haliç Yaşıyor adlı bu belgesel söz konusu yolculuğu anlatmaktadır. Bu belgesel Türkiye'nin (belki de dünyanın) "görüntülerinin gerçekliği noter tarafından tasdik edilen" ilk ve tek belgeselidir.

B) İNSANLARIN DOĞASINDAN

1) IBOGA KUTSAL ORMAN İNSANLARI / IBOGA LES HOMMES DU BOIS SACRÉ

2002, Fransa, Gabon, 52'

Yönetmen: Gilbert Kelner

Gabonlu genç bir adam olan Mallendi ve ruhsal babası, bizleri Paris Doğal Tarih Müzesi'nden alıp, Afrika'daki Ekvator ormanlarının ortasına, gizli doğa törenlerinin ustası olan Iboga adlı kutsal bitkinin izlerini sürmeye götürüyor.

2) ELSE DÜNYADAKİ EVİNDE / ELSE, AT HOME IN THE WORLD

2003, Norveç, 60'

Yönetmen: Rossella Ragazzi

Belgeselin kahramanı olan Else adlı yaşlı çoban, günlük yaşamıyla, pek çoğumuzun unuttuğu naif kavramları dürüst ve sıcak bir yaklaşımla aktarıyor... Evde olmak, bir yere ait olmak, iç dünyamızla ve çevremizle temasta olmak gibi kavramlar.

Else, geliştirdiği olağandışı sağlık durumunun tek başına yeterli olmadığını ve bunun başkalarına da yayılması gerektiğine inanıyor. Bu olağandışı sağlık anlayışı ise ona göre; kendine dikkat etmekten, sevmekten, duyarlı olmaktan, beslenmekten, dinlemekten, doğurmaktan ve şarkı söylemekten geçiyor.

3) CEVHER VE SU / OCHRE AND WATER

2001, Güney Afrika, 53'

Yönetmen: Joëlle Chesselet & Craig Matthew, Müzik: Kalahari Surfers

Belgesel, Namibyalı Himba'nın yemyeşil çayırlarını ve atalarının mezarlarını sular altında bırakacak bir hidroelektirik santraline karşı çıkmasını, onu, doğaya olan tutkusu ile teknolojik gelişme ikilemi içinde keskin ve lirik bir anlatımla belgeliyor. Film Himba'nın öyküsüyle bu santralın aynı zamanda güçlü bir sözlü geleneğe sahip göçmen çobanların, yaşam biçimini de tehdit etmekte olduğunu çarpıcı bir dille haykırıyor.

4) OLMAK YA DA OLMAMAK / TB OR NOT TB: THAT IS THE QUESTION

1999, İsveç, 97'

Yönetmen: Olsson Kjell-Ake, Senaryo: Olsson Kjell-Ake

Bu belgesel; Nepal, Hindistan, Güney Afrika, Estonya, İsviçre, ABD ve İsveç'te çekildi. Belgesel tüm dünyanın sorunu olarak görülen ve dünya insanını tehdit eden "TB hastalığını"anlatıyor.

5) KALAHARİ AİLESİ-GERÇEK SU / KALAHARI FAMIİLY-THE REAL WATER

2002, Namibya, 60'

Yönetmen: John Marshall, Senaryo: John Marshall, Kurgu: John Marshall, Jonathan Sahula, Sandeep Ray

1983 yılı boyunca Tjum!kui'deki Ju/'hoan hareketi ivme kazandı.Üç tane çiftçilik topluluğu kuruldu. İnsanlar sütçülükle ve sığırcılıkla uğraşıyordu. Topluluk yeni bir tehdit ile karşı karşıya geldi. Doğa Koruma Dairesi bölgedeki insanların yiyecek stoku yapmasını ve ürün ekmelerini yasaklayacak bir girişimde bulundu. Ve bu insanlar Bushmenler gibi davranacak, boyanacak ve turistlerin eğlenmesi için avlanacaktır.

C) HAYVANLARIN DOĞASINDAN

1) YAMYAM BÖCEKLER / ACARIENS CANNIBALES

1999, Fransa, 52'

Yönetmen: Thierry Berrod, Quincey Russell, Senaryo: Thierry Berrod

Geceleri battaniyelerimiz ormanlar gibidir. Bir kısmı aslana, bir ismi antilopa ve bir kısmı leş yiyicilerine benzeyen mite'lar gece boyunca ölü derimizi ve kendilerini yerler. İnsanların bazıları derilerini traş ederken bir kısmı da elleriyle gizli bölgelerini örterek uyurlar. Belgesel, yeni elektronik mikroskopi teknoloji sayesinde, ilk defa şimdiye kadar görülemeyen yerleri bizlere gösteriyor.

2) KARINCA SALDIRISI / TERMITES ATTACK

2000, Fransa, 52'

Yönetmen: Thierry Berrod, Quincey Russell, Senaryo: Thierry Berrod

Avrupalı ve Kuzey Amerikalı beyaz karıncalar insanlığın gerçek düşmanları. Fakat onlar doğadaki kendi durumlarından bir çıkar sağlama düşüncesinde değiller. Afrika'da ve Avustralya'da beyaz karıncaların yol açtığı zararlara rağmen bu böceklerin kültürler içindeki durumu oldukça değişik. Çünkü beyaz karıncalar; doktor, gösterge, müzisyen, mimar, altın arayıcı hatta sandviçtir..

3) SİVRİSİNEK SALDIRISI / ALERTE MOUSTIQUE

2001, Fransa, 52'

Yönetmen: Thierry Berrod, Quincey Russell, Senaryo: Thierry Berrod

Onlar her zaman buradaydı. Son dinozorları biliyorlar. Kuşların çoğalmasının, mamutların ve insanların ortaya çıkışını gördüler. Tek istedikleri kanımızdan bir damla. Bu bizi daima savaşta tutan kanın bir bedeli. Bu savaş çeşitli çağ ve ülkelerde değişik biçimlerde yaşana geldi. Bu film açık bir dille sivrisinekler hakkında hayal etmeye cesaret edemeyeceğimiz gerçek bir öyküyü anlatıyor.

D) HAYVAN HAKLARI

1) AFRİKA KRALI / THE AFRICAN KING

2002, Hollanda, 52'

Yönetmen: Caroline Brett, Senaryo: Caroline Brett, Görüntü Yönetmeni: Hugo van Lawick, Sophie Buck, Anton van Munster, Müzik: Danny Weyermans, Han Otten

"Afrika Kralı", başarılı bir aslan sürüsünde doğan Addo adlı erkek aslanın, zorlu ve mücadele içindeki yaşamını yansıtıyor.İlk başlarda sürüde yaşam kolaydır ve yiyecek boldur. İkinci yılda yağmur yağmaz ve Addo'nun hayatı tamamen değişir. Yiyecek azalmıştır. Açlık başlayınca sürüdeki tansiyon yükselir ve mücadele kızışır. Bir de sürüye iki yabancı erkek aslan gelince, Addo'nun düzeni iyice bozulur ve orayı terk etmeye zorlanır.

2) TANIK / WITNESS

2000, ABD, 43'

Yönetmen: Jenny Stein, Görüntü Yönetmeni: Jason Longo

Eddie Lama doğuştan hayvanları sevmeyen Brooklyn'li bir müteahhittir. Bir gün kadının biri ondan kedisine bakmasını ister ve Eddie bu teklifi isteksizce kabul eder. Ama ilerleyen zamanda kediyle arasında kurduğu bağla tüm hayvanları sevmeye ve inşaat alanlarındaki terk edilmiş kedileri ofisine getirmeye başlar. Vejetaryen, hayvan hakları savunucusu ve bir eğitim kurumu ile terk edilmiş hayvanların barınağının başına geçer.

3) MAKAH / MAKAH

2000, Almanya, 117

Yönetmen: Ralf Marschalleck, Senaryo: Ralf Marschalleck, Görüntü Yönetmeni: Lars Barthel

ABD'nin kuzeybatı kıyısındaki, Flattery Burnu yakınlarında yaşayan Makah kabilesi, balıkçılıkla geçinmekte ve balina avcılığı geleneğini de devam ettirmeye çalışmaktadırlar. 80 yıllık bir aradan sonra balina hasadı etrafında şekillenen geleneksel bir yaşam tarzını yeniden kurmaya çalışmaktadırlar. Çevrecilerin ve insan haklarını savunanların şok edici bakış açısıyla şekillenen belgeselde, avcılığı doğal ve kontratla garanti altına alınmış hakları olduğunu belirtiyor.
 


Yorum Ekle Yorumları Listele
135. Sayı önceki yazı 135. Sayı sonraki yazı
Sanat Önceki Yazı Sanat Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye