| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | | www.netyorum.com |
|
"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 22.12.1998 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 53OLMAZBazı kişilerden herhangi bir konuda talepte bulunduğunuzda alabileceğiniz ilk cevap. Konuşmaya böyle başlayarak mümkün olduğunca işten kaçabileceklerini veya yapılması gereken işin yükünü en aza indirebileceklerini düşünenler. Büyük bir kısmı ne sorulduğunu dahi düşünmeden "Olmaz" 'ı söyler. Ardından, niçin olamayacağını söylemek onlara daha da büyük bir keyif verir. Nasıl yapılabileceğini açıklamaktansa, nasıl yapılamayacağına dair her türlü gerekçeyi öne sürerler. Kendi içerisinde tutarsız olan sebepler dahi ardı ardına sıralanır. Mantık hatalarının tespit edilerek kendilerine belirtilmesi durumunda işi polemik yoluna dökerler. Üstelik üzerinden biraz zaman geçtiyse ve işler yolunda gitmiyorsa; "Ben demiştim" ile başlayan cümleler kurarlar. Bunun en iyi örneğini siyasi arenada görüyoruz. Bizim sektörümüzde de görülmelerine karşı, "ben olmazsam olmaz" kavramı en çok politikada kullanılıyor. Bir de yazılım üretenlerin kullandığı "Olmaz" var. Yazılımda hata olduğunu belirttiğinizde; "Bu yazılımda hata olmaz" cevabını çok rahat alabilirsiniz. Burada ispat etme görevi son kullanıcıda. İkna etme yeteneğinize bağlı olarak, sorunun çözümüne ulaşabilirsiniz. Aslında bilgisayar ortamında herşeyin mümkün olduğunu söyleseler de inanmayın. İşlerine gelmediği zaman bunu yapamazsınız sözünü gayet kolaylıkla söyler ve kendi açılarından son derece mantıklı, teknik terimlerle donatılmış gerekçeleri ortaya koyarlar. Sizin de en az onlar kadar teknik bilginiz olmalı ki ikna edilebilsinler. Böyle kişilerin yer aldığı organizasyonların müşterilerle yaşadığı sorunların artmasına şaşmamak gerek. Olumsuzluklardan yola çıkarak, iş yapmaya değil iş yapmamaya odaklanan kişileri hemen tanımanız olası. Biraz eğitimle daha makul davranacaklarını hiç düşünmeyin. Her zaman kendi bildiklerini yapmak konusunda ısrarcıdırlar. Bu kişilerle karşılaşan son kullanıcılara sabır dilemekten başka yapacak bir şey yok. * * * * * "Ronin". Ronin kelimesinin anlamı; "Japonya'da bağlı oldukları kişinin ölmesinden sonra sahipsiz kalan ve çeşitli suçlar işledikten sonra harakiri yapan samuraylara verilen ad". John Frankenheimer'in yönettiği filmin başrollerinde, Robert De Niro, Jean Reno, Jonathan Pryce ve Natascha McElhone yer alıyor. Yazar, J. D. Zeik. De Niro iki kez Oscar almıştı. Frankenheimer'i "Dr. Moreau'nun Adası", Reno'yu "Leon", "Jaguar", Pryce'ı "Evita", McElhone'u ise bu sene izlediğimiz başrollerini Jim Carrey ile paylaştığı "The Truman Show" filmlerinden anımsayabilirsiniz. İçinde ne olduğunu bilmediğimiz ancak çok para edeceği söylenen bir çantayı elde etmek üzere kurulan bir ekipte her konuda uzmanlaşmış eski gizli servis elemanları bulunmaktadır. Ekip çantayı ele geçirmek üzere çalışırken gelişen olaylar konunun siyasi boyutları da olduğunu gösterir. Araya bir aşk öyküsü de eklenmiş durumda. Araba takip sahnelerine meraklı iseniz en iyi filmler arasına girebilecek bu filmi kaçırmayın. Yüksek tempolu, özellikle De Niro ve Reno'nun performansı sonucu ilgi ile izlenebilecek bir macera ve aksiyon filmi. * * * * * Atinalı askeri ve siyasi lider Themistocles (M.Ö. 527-460); "Bana hatırlama sanatını değil unutma sanatını öğret. Çünkü ben hatırlamak istemediklerimi hatırlıyorum ve unutmak istediklerimi unutamıyorum". Hatırlamak ve unutmak. İkisi de birbirinden zor. Sözün güzelliği de burada yatıyor. M.Sinan Oymacı
|
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye |