| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 24.09.1996 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 79

KURULTAY ve BİZ

Her sene olduğu gibi, bu sene de, Bilişim Kurultayı'nın ardından, düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Öncelikle, kurultay'ın ve fuarların yapıldığı mekandan söz etmek gerekiyor. İstanbul ve Türkiye, gerçekten güzel bir kongre vadisi kazanmış. Lütfi Kırdar salonu, çok güzel olmuş. Bundan sonraki kurultayların da, burada yapılacağını tahmin ediyorum. Bu tesislerin Bilişim Kurultayı için kullanılmasını sağlayanlar, önemli bir adım atmışlar. Kurultayın ve fuar'ın gerçekleştirildiği mekan çok güzeldi. Geçen sene belirttiğimiz, önümüzdeki senelerde, mekanların seçiminde daha iyiye gidileceğini anlatan sözlerimizi perçinledi. Tam bir, "Bilişim Vadisi" haline gelmişti.

Başarılı bir organizasyon olduğunu da eklemek gerekir. Şunu düşünmek gerekir ki; Lütfi Kırdar'ın, Habitat'tan sonra ağırladığı ilk, en büyük topluluktu. Bilgi Teknolojisi sektörünün tüm çalışanlarını görme fırsatı bulduk.

Bu sene, geçen sene'nin aksine, kurultay çalışmaları da, tanıtım seminerleri kadar ilgi çekici idi. Program ve konuşmacılar özenle belirlenmişlerdi. En çok kulağımıza gelen konular; "internet, teşvikler, dış ticaret, yazılım, bilgi işlemcilerin yeri" idi.

Kapanış'ta, Sayın Cumhurbaşkanı'nın bizleri onurlandırması ve sektörümüzün sorunları ile yakından ilgileneceklerini söylemesi, olağanüstüydü. Sayın Cumhurbaşkanı'nın söylediği bir şey dikkatinizi çekti mi? "Halkın, toplumun anlayacağı dilden konuşmanız gerekiyor" dedi. Hep beraber bunun üzerinde düşünmemiz gerekiyor.

Sanatçıların da, kapanışta yer alması ilginçti. Bu sene, galiba, basın ve yayın organlarının dikkatini yeterince, bilgi teknolojisi sektörüne yönelttik.

Elçiye zeval olmazmış. Pek çok kişinin ortak talebi, kurultay'a katılım seçeneklerinde, isteyen kişilere verilmek üzere, yemeklerin ve sosyal aktivitelerin katılım ücretine dahil olduğu bir ek daha olması. Şirketlerin çalışanlarına verdikleri günlük harcırahların dikkate alınmasında yarar var.

Son bir not. İstanbul'da ne kadar çok kestaneci varmış. Özellikle, Cumartesi günü, Lütfi Kırdar ile Hilton arasında, neredeyse bilişimci kadar kestaneci vardı.

TBD Türkiye Bilişim Derneği, TÜBİSAD Türkiye Bilgi İşlem Hizmetleri Derneği ve İNTERPRO'ya teşekkürlerimi iletiyorum. Sektörün kendine olan güvenini arttıran bu çalışma ortamı için ne söylense azdır.

* * * * *

Araya kurultay yazıları girince, filmler birikti. Bu hafta, iki film birden aktaracağım. Galiba yaşlanıyorum. Babamın, annemin, televizyon'da bir film seyrederken çocukluklarını hatırlayarak iç geçirdikleri zamanlar neler düşündüklerini daha iyi anlamaya başladım.

"Görevimiz Tehlike - Mission Impossible" sinemalarda gösterime girdi. Yönetmenliğini Brian De Palma'nın yaptığı filmde başrolleri on oyuncu paylaşmış. Bunlardan üç tanesi; Tom Cruise, Jon Voight ve Vanessa Redgrave. Söylemeye gerek yok, film Tom Cruise'un ismi üstüne kurulmuş. Benim zamanımda seyrettiğim "Görevimiz Tehlike" dizisi ile müziği dışında hemen hemen hiç ilgisi yok. Pardon, bir de, görevin verildiği bant dinleme sahnesi hariç.

Bütün bunlardan sonra, bu filme gidip gitmemeye karar vermek size bağlı. Üstünde çok konuşulan filmleri izlemek ve Tom Cruise'u görmek için gidilebilir. Bende oluşturduğu etki, geçen sezon "Water World - Su Dünyası" filminde yaşadığım hayal kırıklığının aynısı.
İkinci filmimiz, gidilmeye değebilecek romantik bir film; "Up Close and Personel - Çok Yakın ve Çok Özel". Robert Redford ve Michelle Pfeiffer'in başrollerini paylaştığı filmin yönetmeni Jon Avnet.

Televizyon dünyasında yaşanan bir aşkı akıcı şekilde anlatırken, ikinci yarısında aynı zamanda macera filmine dönüşüyor. Finalde bir sürpriz var. Kanımca, bu filmi izledikten sonra, televizyon ve yayın dünyasında çalışmayı düşünecek genç insan sayısında artış olacaktır. Başrol oyuncularının performansı iyi. Filmin müziğini, geçtiğimiz haftalarda yazdığım, Celine Dion'un, Falling Into You albümünde bulabilirsiniz.

* * * * *

"İnsan, kötülük yapmak niyetinde ise, fırsat gelmekte gecikmez." Bu sözleri, İngiliz yazar Sir Walter Scott (1771-1832) söylemiş. Kendisini, "Ivanhoe" adlı eseri ile anımsayabilirsiniz.

Bu durumda bizim yapmamız gereken, kişilere bu fırsatı vermeyecek şekilde iyi ve doğru çalışmak olmalı. Böylece, kötülük yapmayı düşünen kişi, en büyük kötülüğü kendisine yapacaktır.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
79. Sayı önceki yazı 79. Sayı sonraki yazı
Geçmiş Zaman Olur ki Önceki Yazı Geçmiş Zaman Olur ki Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye