| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 13.02.1996 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 54

BİR FİLM ve ÇAĞRIŞIMLAR

Bir gün, izlediğim film için, köşe yazımın tamamını ayıracağım, hiçbir şekilde aklıma gelmezdi. Ancak, yazılarımda sadece bir, iki paragraf, genel bilgi olması açısından yer vermeye çalıştığım film tanıtımı, bu hafta yazının tamamı oldu.

Bu hafta hangi filmden söz edeceğimi, hemen hemen herkesin tahmin edebileceğini düşünüyorum. "The Net" isimli film, haftanın filmi.

Filmin Türkçe isminden bahsetmek istemiyorum. Niçin farklı bir şekilde Türkçe'ye çevrildiğini anlayabilmiş değilim. Onun için, filmin Türkçe ismini sizlere aktarmayacağım. Büyük olasılıkla, farklı kesimlerin dikkatini, Internet'e yöneltmek üzere belirlenmiş.

Belki bilgi teknolojisi sektöründe çalışmamdan dolayı, biraz önyargı ile filmi izlemeye gitmiş olabilirim. Bir başka deyişle, "Filme gidin veya gitmeyin, izlemeye değer veya değmez", demeyi uygun bulmuyorum. Basından yeterince okuyacağınıza eminim. Ancak, kanımca, normal bir macera filmi.

Filmde canlandırılan ana karakterin, internet için yazılım geliştiren bir firmada çalışan kişi olmasını ne kadar ilginç bulacağınızı da, bilmiyorum. Ayrıca, "Assassins" isimli filmde, Internet'te bilgi casusluğu yapan kişi ile ilgili daha heyecanlı sahneler izlemiştim.

1995 Nisan'ında bir yazımda belirttiğim ve "Internet ağındaki çeşitli bilgisayar sistemlerindeki güvenlik deliklerini bularak, raporlayan, SATAN "The Security Administrator Tool for Analyzing Networks", isimli güvenlik yazılımını da çağrıştırıyor.

Filmle birlikte, Internet gösterileri de devreye girince, basının ilgisi en üst düzeye çıktı. Türkiye'deki Internet çalışmaları ile ilgili en güzel yorumu, 12.2.1996 günü Hürriyet Gazetesi'nde Sayın Yalçın Pekşen yayınladı. Pekşen'in köşesinde yer alan yazının başlığı, "Fakir Türk'ün, Zengin Internet'le Aşkı" adını taşıyordu. Bu yazıyı bulup okumanızı öneririm. Bu kadar güzel bir kara mizah örneğini, tekrar bulmak kolay olmayabilir.

Filmden sonraki günlerde, pek çok ahbabımdan, filmle ilgili yorumlarını dinleme fırsatı buldum. Bir kısmı çok eğlendiğini, çok fazla şey öğrendiğini belirtti. Bunları yapabilmek için Türkiye'de nereye müracaat etmesi gerektiğini sordu. Ne cevap vermemi beklersiniz? Şu anda en efektif kullanım amacı, elektronik posta.

Doğrudan Internet erişimi düşünüyorsanız, ne yapmanız gerektiğini ben yazamıyorum. Herhalde, bazı kuruluşlar bunun cevabını benden daha iyi verirler. Ancak, ekonomik açıdan sorunu olmayanlar, doğrudan yurt dışı bağlantılarla, yeterli kullanımı sağlayabiliyorlar. Herkesin beklentisi, Mayıs 1996. Bakalım ne olacak?

Geçen haftanın Internet'te önemli olaylarından birisi de, siyah sayfalardı. Internet'te denetim sağlamak isteyenlere karşı başlatılan hareket, hemen hemen tüm Internet ortamında taraftar buldu ve Internet hizmeti veren kuruluşlar, iki gün süresince, siyah sayfalar kullandılar.

Filmle ilgili son bir not. Filmin bir yerindeki alt yazıda, "Hacker" 'lar ile ilgili Türkçe bir terim kullanıldı. Terimin ne olduğunu sonradan ne kadar düşündüysem de, anımsayamadım. Ancak, yanlış olduğunu biliyorum. Yazımı okuduktan sonra filmi izleyecekler olursa, bu terime dikkat etsinler.

Bilirsiniz, televizyon'da veya stad'da maçı izleyen seyirciler, antrenörün yerinde kendileri olsaydı, daha iyi taktik vereceklerini söylerler. Galiba, benim "The Net" filmi hakkında yazdıklarım, gönüllü futbol antrenörlerinin taktik vermesine benzedi.

* * * * *

Yurt dışında sıkça kullanılmaya başlayan bir terimi size bildirmek istiyorum. "DSVD (Digital Simultaneus Voice and Data)". Bu sisteme sahip modemlerden veri transferi yapılırken, aynı zamanda ses iletilebiliyor. Dikkate almanızda fayda var.

* * * * *

Gelecek 500 kitabından aldığım, Stafford Beer'ın bir saptaması ile, yazıyı noktalayalım.

"Sahip olduğumuz kurumlar her geçen gün başarısızlığa uğruyorlar. Çünkü, kurumlarımız etkin organizasyon sistem kurallarına uymamaktadırlar. Bunun nedeni, şirketlerin başında bulunan yöneticilerin, organizasyon kuralları hakkında hiçbir şey bilmemeleridir. Gerçekten de, bu kişiler sahip oldukları kültürel zekalarını dışa kapatmışlardır. Çünkü, onlara göre normalde zaten işler yürümektedir ve yürümeye devam edebilecek güçtedir. Üstüne üstlük, hiçbir bilim dalı, bahsettiğimiz kuralları gözler önüne sermemektedir."

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
54. Sayı önceki yazı 54. Sayı sonraki yazı
Geçmiş Zaman Olur ki Önceki Yazı Geçmiş Zaman Olur ki Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye