| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 25.07.1995 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 25

ZAMAN KULLANIMI

Zaman kullanımı derken, zamanı ne kadar dikkatsizce harcadığımızdan söz edeceğimi anlamış olmalısınız. En kolay harcanan fakat bir o kadar da zor kazanılan zamanı biraz inceleyelim. Gerçi, Einstein’a göre zaman yok, izafi bir kavram. Einstein’ın bu konuda ne düşündüğünü ilerleyen satırlarda bulacaksınız.

Acaba, Türkiye’de de aynı düşünceye sahip kişi sayısı, dünya ortalamasının üzerinde mi? Randevulara zamanında yetişemeyenler, toplantıları bitmesi gereken saatte bitiremeyenler, hep bizde.

Klasik yaklaşım, “Trafik malum” veya “Tam çıkacaktım, önemli bir telefon geldi”. Trafiğin artık günün hemen hemen her saatinde sıkışık olduğu malum. Bu konuda R.Alec Mackenzie’nin İlgi Yayınları tarafından çıkarılmış “Zaman Tuzağı” isimli kitabında ilginç bir anektod var. Kısaca aktarmak istiyorum. “Noel zamanı, Mackenzie, Los Angeles’ta yapması gereken işleri son dakikaya kadar sürdürüp, havaalanına gitmek üzere bir taksiye biniyor. Taksi şöförüne, kısa bir süre içerisinde uçağa yetiştirip yetiştiremeyeceğini soruyor. Şöförün yanıtı kısa ve net; Bu trafikte uçağa yetişmek bir kenara, önümüzdeki caddeyi onbeş dakikada geçebilirsek şanslıyız. Yılın böyle bir zamanında niçin yola daha erken çıkmadınız?”

Kitabı okumuş olmama, üstelik bu olayı da hafızamın bir kenarına yerleştirmeme karşın, hemen hemen her hafta en az bir defa bir taksi şöförü ile bu konuşmayı yaptığımı, yazıyı yazarken anımsadım. Her zaman bir son dakika telefonu, yetiştirilmesi gerekli bir iş karşınıza çıkabilir. Bunlara karşı önlemimizi almakta yarar var.

Etrafınıza bir bakın, zamanı dikkatsizce kullananlardan ne kadar fazla var. Benim de, zamanı çok dikkatli kullandığımı söylemek doğru olmayabilir, ancak elimden geleni yapıyorum.

Yazının başında sözünü ettiğim, Einstein’ın sözüne geldik. Şu sıralarda sinemalarda gösterimde olan “I.Q.” isimli filmde, Einstein ve arkadaşları çöpçatanlığa soyunuyorlar. Fizik kavramlarını bu kadar zevkle anlatmak ve ilgiyi sürekli tutabilmek kolay değil. Filmdeki pek çok bölümde, fizik kurallarından söz edildiği için, iki üç tane daha böyle film yapılsa, bilim konusunda kendimizi epeyce yetiştirebiliriz. Zaman ile ilgili olan şöyle; “Bana doğru zamanı söyleyebilirmisin? Tabii ki hayır. Çünkü sen doğru zamanı söyleyene kadar geçen süre içerisinde doğru zaman kaybolmuştur.” Hoşça vakit geçirmek isteyenlerinizin gidebileceği, güzel bir film.

Geçtiğimiz günlerin aktivitelerine bakarsak; Tursoft’un Yetenek Envanteri çalışmasını duyurduğu toplantı ile, Microsoft’un bayi toplantısı gerçekleşti. İki toplantıya katılımda yüksekti.

Tursoft’un toplantısının sonunda yöneltilen sorular, toplantının can alıcı noktalarını bir kere daha vurguladı.

Microsoft’un toplantısında ise, Windows ‘95 ‘in tüm Dünya ile birlikte Türkiye’de de 24 Ağustos günü pazarda son kullanıcıya satışına başlanacağını ve şu anda haftada bir milyon kopya üretildiğini öğrendik. Ne diyelim, darısı bizim yazılımcıların başına.

James A.Michener ile yazıyı bitirelim. “Bugün yapabileceğini yarına bırakma. Çünkü, bugün ondan hoşlanırsan, yarın yine yapabilirsin.”

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
25. Sayı önceki yazı 25. Sayı sonraki yazı
Geçmiş Zaman Olur ki Önceki Yazı Geçmiş Zaman Olur ki Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye