Eğlence 01.01.2004 - netyorum.com / Sayı: 151

"Alım Satım"

Tüccar uzunca bir süredir seyahattedir. Üç ay dolmuştur ancak hala eve dönmemiştir. İki haftada bir eve mektup gönderip; "Eve dönemiyorum. Hala satın alıyorum" demektedir.

Karısı bir süre daha beklemiş ama hala kocasının eve dönmeye niyeti olmadığını düşününce, kısa bir mektup göndermiş; "Eve dönsen iyi olur. Sen orada ne satın alıyorsan ben burada satıyorum"

"Ucuz Elbise"

İki kafadar büyük şehre gelmişler. Dolaşırlarken dolaşırlarken, bir ilan dikkatlerini çekmiş; "Ceket 5 Milyon, Pantalon 3 Milyon, Gömlek 2 Milyon, Palto 10 Milyon"

Biri diğerine demiş ki; "Fiyatların ucuzluğuna bakar mısın? Buradaki malları alıp, memlekete dönsek zengin oluruz. Şimdi ben içeri girip konuşacağım ancak sen ağzını açma. Yabancı olduğumuzu anlarlarsa bu fiyata malları vermezler".

Öteki, peki demiş, ağzımı açmam.

İki kafadar dükkana girmişler. Bizimki içerideki adama dönmüş ve en kibar ses tonu ile; "5 Milyondan 100 ceket, 3 Milyondan 50 Pantalon, 2 Milyondan 100 Gömlek ve 10 Milyondan 30 Palto alacağım. Siz hazırlayın, biz biraz sonra para ile geleceğiz".

Dükkan sahibi bir bakmış ve "Siz buralara yabancısınız galiba" demiş.

Çok şaşırmışlar bunlar ve sormuşlar; "Nereden anladınız ki?"

"Burası kuru temizleme dükkanı"

"Yardım Edin"

Haftasonu tam dükkanlar kapanmak üzereyken büyük bir alışveriş merkezinden çıkan adam, otoparkta otomobiline binerken, aldıklarından birisini düşürdüğünü fark etmiş. Hemen apar topar geriye dönmüş, merdivenlere bakarken, basamaklara oturmuş sıska, titreyen bir çocuk görmüş. Havanın soğuğuna rağmen çocuğun üzerinde sadece bir tişört varmış, ayakları çıplakmış ve ağlıyormuş. Daha da garip olan çocuğun elinde 20 Milyon varmış.

Çocuğun ailesini kaybettiğini düşünen adam, konuşmaya başlamış. Çocuk; dokuz yaşında olduğunu, babasını küçük yaşta kaybettiğini, annesinin çok fakir olduğunu, buraya da alışverişe geldiklerini anlatmış. Sonra devam etmiş; "Annemin alışveriş için 2 tane 20 Milyonu vardı ancak buraya girerken birisini bana verdi sonra da gitti" demiş.

Adam sormuş; "Niçin yardım istemedin ki?"

Çocuk; "İstedim" demiş.

Adam şaşırarak; "Kimse yardıma gelmedi mi?"

Çocuk kafasını olumsuz bir şekilde sallamış; "Hayır, gelmedi".

Adam ısrarla;"Nasıl yardım çağırdın ki?"

Çocuk etrafa şöyle bir bakmış ve adamın kulağına eğilerek; "Yardım edin" diye fısıldamış.

Adam o anda fark etmiş ki, içinde bulunduğu durum kolayca kurtulabileceği bir durum olmaktan çıkıyor, bir 20 Milyon almış cüzdanından çocuğa vermiş ve otomobiline doğrı kaçarcasına uzaklaşmış.

"Hızlı Kaplumbağa"

Adam, avucunda bir kaplumbağa ile bara girmiş. Oturmuş. Garip bir şekilde kaplumbağanın bir gözü morarmış, iki bacağı alçıda, kabuğunda kocaman bir bant varmış.

Barmen şaşırmış ve sormuş; "Kaplumbağanın ne sorunu var?"

"Hiçbir şeyi yok, sapasağlam. Hatta senin köpeğinden bile hızlıdır" demiş adam.

Barmen; "Böyle bir şey olamaz" demiş.

Adam da; "İnanmıyor musun? Bak şimdi ne diyeceğim sana, sen köpeğinle barın bir ucuna git, köpeğini oraya bırak, sonra barın diğer ucuna kendin git. Köpeğini çağır. 100 Milyonuna iddiaya girerim ki, senin köpeğin oraya ulaşıncaya kadar, benim kaplumbağam oraya varacak".

Barmen bir adama, bir kaplumbağaya bir de kendi köpeğine bakmış ve kolayca para kazanacağını görerek, bahsi kabul etmiş. Köpeğini barın ucuna bıraktıktan sonra, diğer ucuna gitmiş. Üçe kadar saymış ve köpeğini çağırmış.

Kaplumbağalı adam bir anda yerinden kalkmış, kaplumbağayı eline almış ve barmene doğru fırlatmış. Çok az bir mesafe ile kaplumbağa barmeni ıskalamış ve duvara çarpıp, yere düşmüş.

Adama barmene seslenmiş; "Kazandım. Senin köpeğinden önce oraya varacağını söylemiştim".