"Patron Duymasın"

Satıcı daha önce hiç görmediği bir müşteriyi ziyarete gider. Ofisin kapısını açar, içeri girer. İçeride çöp kovalarını boşaltan bir köpekten başka kimse yoktur. Çok şaşırır. Ne yapacağını düşünüp, şaşkın şaşkın etrafına bakınırken, köpek konuşur.

- Şaşırmayın. Çöp kovalarını boşaltmak benim iş tanımımda yazılı.

Adam daha da şaşırır ve "İnanamıyorum, konuşan bir köpek. Patronun nasıl bir hazineye sahip olduğunun farkında mı?"

- Şşşşşşşş, patrona söyleme lütfen. Konuştuğumu öğrenirse telefonlara da baktırır. 

"Cesur Gençler"

En büyüklerinden bir kamyon kullanan kamyon şoförü mola vermek için bir benzin istasyonu lokantasında durmuş. Bir çorba, etli kurufasulye ve yanında pilav istemiş. Siparişleri gelmiş. Şoför başlamış yemeye. Bu esnada deri montlar, siyah çizmeler giymiş üç genç girmiş lokantaya. Etraflarına biraz baktıktan sonra kamyon şoförünün yanına gitmişler.

Birisi eline bir kaşık almış ve çorbadan bir kaşık içmiş. İkincisi bir çatal ile kurufasulyeden biraz yemiş. Üçüncüsü de pilavın yarısını bitirmiş.

Bu esnada kamyon şoförü sesini çıkarmadan oturmuş. Gençler işlerini bitirip, biraz gülmüşler.

Şoför yavaşça yerinden kalkmış, kasaya gidip hesabı ödemiş ve çıkıp gitmiş.

Gençler daha da gülmeye, aralarında kamyon şoförü ile dalga geçmeye başlamışlar. Garson sipariş almak için yanlarına gelince, bir tanesi dönerek;

- Hiç de kalıbının adamı değilmiş biraz önceki şoför, değil mi?

- Aslında onu şoför bile sayamazsınız. Biraz önce üç tane motosikleti ezdikten sonra otoparktan çıkabildi. 

"Biliyor"

Küçük oğlanı el başparmağını emmekten bir türlü vazgeçirememişler. Ne yaptılar ettilerse oğlan başparmağını emmeye devam ediyormuş. Kırmızı biber sürmekten, eldiven takmasına kadar pek çok yolu denemişler, başarılı olamamışlar.

Bir gün annesi oğlanı karşısına almış ve " Bak, parmağını emmeye devam edersen, karnın balon gibi şişer ve patlar" demiş.

Oğlan bunu duyunca epeyce bir korkmuş. Ertesi gün anne ve çocuk parkta yürüyüşe çıkmışlar. Yolun kenarındaki bankta oturan hamile bir kadın gören çocuk, bir süre baktıktan sonra kadının yanına giderek;

- Ben senin karnının neden şiştiğini biliyorum.