| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

Eğlence 06.12.2001 - netyorum.com / Sayı: 95


"Nereden Bildiniz?"

Orta yaşa gelmiş evli bir çift yatak odası takımını yenilemeye karar vererek bir mobilya mağazasına girmişler. Güzel bir takım beğenmişler ancak adam satıcıya dönerek;

- Çok güzel bir takım yalnız bir sorun var çok pahalı. Bunu alabileceğimizi sanmıyorum.

Satıcı adamı hemen yanıtlamış;

- Kolayı var. Çok küçük bir ön ödeme yaparsınız sonra altı ay ödeme yapmazsınız.

Kadın ellerini yüzüne götürerek, satıcıya dönmüş;

- Bizim hakkımızda size kim bilgi verdi?


"İnanmıyor"

Sıcak ve kurak bir yaz mevsiminin ardından yağışlar başlamayınca köylüler nefesine güvendikleri birisini bularak ne yapacaklarını sormuşlar.

- Bizi kurtaracak tek şey, yağmur yağması. Yağmur yağmadığı taktirde ürün elde edemeyeceğiz. Şimdi evlerinize gidin, önümüzdeki hafta sonuna kadar yağmur yağması için dua edin. Haftasonu bir araya gelelim.

Köylü evlerine dağılmış. Hafta boyunca dua etmişler.

Haftasonu geldiğinde köy meydanında toplanmışlar. Nefesi kuvvetli bunları görünce konuşmuş;

- Bugün yağmur duasına çıkamayız. Siz yeterince inanmıyorsunuz?

Köylüler itiraz etmişler;

- Niye inanmayalım? Bütün hafta evde oturup, dua ettik. Daha ne yapalım?

- Ne diyorsunuz? Şemsiyeleriniz nerede?.


"Aynısı"

Ayakta duramayacak kadar sarhoş adam lüks bir bar'a girmiş, etrafına bakındıktan sonra bar'da yalnız oturan bir kadın görerek yanına giderek, oturmuş. Kendisine bir içki söylemiş. İçkisini içerken aniden eğilerek yanındaki kadını yanağından öpmüş.

Kadın beklemediği bu hareketle yerinden sıçramış ve dönerek adama okkalı bir tokat patlatmış.

Sarhoş, "Özür dilerim bayan. Bir an sizin karım olduğunuzu zannettim"

Kadın bağırarak, "Senin gibi ayyaş, terbiyesiz, sorumsuz bir adamla kim evlenir ki?".

- Ne ilginç. Şimdi de aynen karım gibi konuşuyorsunuz.


"Şüpheci"

Genç kadın tek başına evde otururken zil çalmış. Kadın gözetleme deliğinden bakarak, sormuş; "Kim o?"

Yanıt gelmiş; "Postacı. Size bir paket var. İmzanız gerekiyor"

Kadın huylanmış; "Paket nerede, göremiyorum"

Postacı paketi havaya kaldırmış ve göstermiş.

Kadın ikna olmamış şekilde, bu defa, "Peki bir kimlik gösterir misiniz?

Postacı dışarıdan, "Bayan, eğer hırsız olsaydım eve girmek için bu kadar uğraşır mıydım, sanıyorsunuz" diyerek, kapının üstünde unutulan anahtarları havaya kaldırarak göstermiş.


"Unutunca"

Çok unutkan bir kadın arkadaşlarını çay'a davet etmiş. Ancak unutkan olduğunu bildiği için yapılacakları bir kağıda yazarak, dolabın kapısına asmış. Kağıtta;

- Kahve yapılacak.
- Kolonya ikram edilecek
- Çay yapılacak
- Pasta ve kek servisi yapılacak

yazıyormuş.

Misafirler gelmiş. Hal hatır sorulduktan sonra kadın mutfağa gitmiş, buzdolabına bakmış ve "kahve yapılacak" maddesini okuyarak, kahveleri yaparak, ikram etmiş.

Bir süre geçtikten sonra boşları toplayıp mutfağa gitmiş. Tekrar listeye bakmış ancak hangi maddede kaldığını unutmuş. Bakmış ilk madde "kahve yapılacak". Tekrar ayıp olmasın diye kahveleri yapıp, götürmüş. Kahveler bittikten sonra boşları toplayıp, mutfağa dönmüş.

Listeye bakarken aklına bir şey takılmış. Bu arada da nerede kaldığını unutmuş. Acaba birinci maddeyi yapmış mıydım diye düşünene kadar, tekrar yapayım, eğer kahve yapmadıysam çok ayıp olur demiş kendi kendine ve üçüncü kez kahve yapıp, servis yapmış.

Misafirler kahveleri içtikten sonra artık geç olduğunu söyleyerek izin istemişler. Evin hanımı tabii demiş, müsaade sizin ve misafirleri uğurlamış.

Misafirler dışarı çıkınca aralarında konuşmaya başlamışlar.

- Yaaa, vah vah. Bizim arkadaş da çok unutkan olmuş. O kadar saat oturduk, bir kahve bile ikram etmedi.

Diğeri, "Evet, haklısın. Allah korusun bizi bu kadar unutkan olmaktan" diyerek, parmaklarını kulağına değdirdikten sonra tahtaya vurmuş ve ardından seslenmiş; "Kim o?"


Yorum Ekle Yorumları Listele
95. Sayı önceki yazı 95. Sayı sonraki yazı
Eğlence Önceki Yazı Eğlence Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye