Eğlence 25.10.2001 - netyorum.com / Sayı: 89

"Böyle mi Gelmiş?"

Bir gün Kayserili biri hamama gider. Soyunur ve giysilerini çok güvenilir olan hamam sahibine emanet eder. İki saat yıkanıp, keselendikten sonra havluya sarınıp giysilerini giyinmek için hamamcıya gider. Hamamcı, kıyafetlerin kendisinde olmadığını söyler.

Kayserili; "Ama ama, ben kıyafetlerimi buraya bırakmıştım" der.

Hamamcı, tekrar kendisinin haberi olmadigini söyler.

Kayserili; "Ama, ama ben tam iki saat önce gelip kıyafetlerimi, tam şuraya çıkarttım" der ve bir saat dil döker.

Hamamcı, yine başını sallayarak bilmediğini söyleyince, bizimki belinden havlusunu atarak; "Peki ben bele mi geldim?". 

"İyi Şans"

Sokakta çiçek satan satıcı adamın peşine düşmüş.

- Karınız için bir demet çiçek alın.

- Ben evli değilim.

- O zaman sevgilinizi için alın.

- Sevgilim de yok.

- O zaman bu şansınızın devam etmesi için kendinize bir demet çiçek alın.

"Briç'te"

Adam doktora gider. Ayak bileklerindeki çürükleri göstermek istemektedir. Doktor gerekli muayeneleri yaptıktan sonra;

- Herhalde zor bir sporla ilgileniyorsunuz. Durun tahmin edeyim. Futbol mu?

- Hayır.

- Amerikan futbolu olabilir mi?

- Hayır. Bilemediniz. Briç oynarken karımla eş oluyoruz. 

"Köpeğin Suçu"

Kasap, dükkanın kapısına baktığında ağzında bir miktar para ve bir not kağıdı olan bir köpek görmüş. Kağıtta; "Lütfen parayı alın ve kendisine bir kilo pirzola verin" yazıyormuş.

Kasap parayı almış, şaşkınlık içinde bir kilo pirzola hazırlamış, bir torbaya koyduktan sonra köpeğin taşıması için yere bırakmış. Köpek pirzola paketini almış ve dükkandan çıkmış.

Kasap hemen dükkanı kapamış ve köpeği takip etmeye başlamış.

Köpek bir sokak gitmiş, caddeye geldiğinde trafik ışıklarının yeşile dönmesini beklemiş, ışıklar yeşil olduktan sonra sağına soluna bakıp, karşıya geçmiş ve otobüs durağına kadar gitmiş. Durakta kafasını kaldırıp tarifeye bir göz atmış ve banka oturarak beklemeye başlamış. Beş, altı dakika sonra bir otobüs gelmiş. Köpek otobüsün önüne giderek, tarife numarasına bakmış ve hızla otobüse binmiş. Kasap da hemen ardından merakla otobüse binmiş.

Otobü şehir dışında çıktıktan üç dört durak sonra köpek yerinden kalkmış, dur düğmesine basmış. Otobüsün durduğu durakta inmiş, koşmaya başlamış. Kasap da arkasında.

Bahçeli, büyük bir evin önünde durmuş, köpek. Ağzındaki paketi ön kapının paspasının üzerine bırakmış. Etrafına biraz baktıktan sonra geriye çekilmiş, koşarak olanca sürati ile ön kapıya çarpmış. Hiçbir şey olmamış. Köpek dört beş kez daha gerilp, ön kapıya büyük bir gürültü ile çarpmış. Bir şey olmayınca, çitin üzerinden atlayarak arka bahçeye dolaşmış. Kasap merakla izlemeye devam ediyormuş.

Arka bahçeye bakan pencereleri tırmalamaya, vurmaya ve inlemeye başlamış köpek. Bir iki dakika böyle vakit geçirdikten sonra, koşarak ön kapıya gitmiş. Paspasın üzerine oturarak beklemey başlamış.

İki üç dakika sonra kapı açılmış, iri yarı bir adam çıkmış. Köpeği gördüğü gibi eline geçirdiği bir gazete parçası ile vurmaya başlamış.

Kasap hemen yerinden fırlamış ve adamın koluna yapışmış; "Ne yapıyorsunuz? Bu kadar akıllı bir köpeğe vurulur mu?"

Adam, kasaba şöyle bir bakmış ve "Akıllı mı? Bu hafta ikinci kez evin anahtarlarını unutuyor."

Küçük oğlan mutfakta yemek pişiren annesinin yanına koşarak geldikten sonra; "Anne, anne, koş. Büyükbabam oturma odasının tavanına kendisini asmış" demiş.

Anne büyük bir telaşla oturma odasına koşmuş, bakmış kimse yok. Rahatlamış ve oğluna dönerek kızgın bir ses tonu ile;

- Ne kadar yaramazsın. Bir daha kesinlikle bu tür yalan söyleme.

- Yalan söylemedim sadece şaka yaptım. Oturma odasında değil, yatak odasında kendisini asmış.