| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

Eğlence 26.04.2001 - netyorum.com / Sayı: 68


"İyilik Yap"

Cennetin kapısında görevli melek, yeni vefat etmiş adama; "Üzgünüm ama seni içeri alabilmem için bana hayattayken yaptığın iyi bir şeyi anlatmalısın" demiş.

Adam biraz düşünmüş ve "Bir grup serserinin yaşlı bir kadının çantasını almak istediklerini gördüm. Ben de kadını kurtarmak için yanlarına gittim. Başlarındaki çocuğun motorunu devirip, çocuğun yüzüne tükürdüm. Yanındakilere de yaptıklarının ne kadar kötü olduğunu söyledim".

- Ne güzel. Bu ne zaman olmuştu?

- Yaklaşık üç dakika önce. 

Not: Sayın Nurgül Kaya'ya teşekkür ederiz. 


"Demek Bekârsınız"

Kadının biri süpermarkete gitmiş. 1 tane sabun, 1 tane diş fırçası, 1 tane diş macunu, 1 tane ekmek ve 1 şişe süt almış.

Kasaya gelip aldıklarını dizerken, kasadaki çocuk sormuş; "Siz bekârsınız galiba?"

Kadın kıkırdamış; "Ay nasıl anladınız?"

- Çünkü çok çirkinsiniz de...


"Felsefe Doktoru"

Bir vatandaş, gece geç vakit hastalanan hanımı için doktor aramaya çıkmış. Çevrede büyük bir apartman görünce, "Belki burada oturan bir doktor vardır. Gidip zillerine bir bakayım" diye düşünmüş. Gerçekten zillerden birisinde önünde "Dr." bulunan bir isme rastlamış.

Hemen zili çalmış, kapı açılmış ve zilde numarası yazılı daireye çıkmış. Kapıyı açana; "Doktor beyi görecektim, hastamız var da" demiş.

Kapıdaki adam; "Doktor benim, ama maalesef hastanıza yardımcı olamam. Çünkü ben tıp doktoru değil, felsefe doktoruyum" diye açıklamada bulunmuş.

Hasta sahibi; "Allah Allah" demiş, "ne hastalıklar çıkmış da haberimiz yok!" 

Not: Sayın Fatma Demirdöven'e teşekkür ederiz.


"Öğrenciler"

Bir gözlem:

Üniversitenin ilk günü dekan bir sınıfa girdi ve "Günaydın!" dedi. Sınıf hep birden; "Günaydın, hocam!" deyince, "A! Siz birinci sınıfsınız" dedi.

Sonra açıkladı:

Bir hoca sınıfa girip "Günaydın!" dediğinde,

Hepsi, "Günaydın, hocam!" derse, birinci sınıftırlar;

Gazetelerini ortadan kaldırıp kitaplarını açarlarsa ikinci sınıftırlar;

Hocayi görmek için gazetelerinin yukarısından bakarlarsa üçüncü sınıftırlar;

Ayaklarını sıraya koyup gazetelerini okumaya devam ederlerse dördüncü sınıftırlar.

Hoca içeri girip "Günaydın!" dediğinde, bunu not alıyorlarsa master öğrencisidirler.


"Üç Mahkum"

Üç mahkum cezaevi yolundadır. Herbirine, hapiste geçirecekleri günler için bir eşya getirmelerine izin verilmiştir. Otobüste, biri diğerine döner ve sorar; "Eeee sen ne getirdin?"

Diğer mahkum, bir boya kutusu çıkarır ve bununla her şeyi boyayabileceğini söyler.

İkinci mahkum bir deste iskambil kağıdı çıkarır ve "Bunlarla poker oynayabilir, fal bakabilir veya herhangi bir kağıt oyunu oynayabilirim" der.

Üçüncü mahkuma merakla sorarlar; "Sen ne getirdin?"

Adı Temel olan üçüncü mahkum bir kutu çıkarır ve gülerek; "Bu orkidleri getirdim" der.

Diğer iki mahkumun kafası karışmıştır. Merakla sorarlar; "Bunlarla ne yapabilirsin ki?"

Temel sırıtır ve elindeki kutuyu göstererek; "Kutuda yazdığına göre; bunlarla ata binebilir, yüzmeye gidebilir, hatta paten kayabilirmişim".


Yorum Ekle Yorumları Listele
68. Sayı önceki yazı 68. Sayı sonraki yazı
Eğlence Önceki Yazı Eğlence Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye