| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

Eğlence 29.03.2001 - netyorum.com / Sayı: 64


"Derin Değil"

Adamın biri, dere kenarında oturuyormuş. Oradan jip'le geçmekte olan bir adam suyun derin olup olmadığını sormuş.

Adam; "Derin değildir, geçebilirsin" demiş.

Jip'in sürücüsü adam'a güvenerek suya jipiyle girmiş. Jip bir anda sulara gömülmüş.

Sırılsıklam sudan çıkan adam Adam'ın yakasına yapışmış; "Hani derin değildi, ulan".

- Abi, vallahi benim suçum yok. Demin bir ördek geçiyordu, su ancak beline geliyordu.


"Anlayan Yok Ama"

Dünyanın tanıdığı iki kişi olan Charlie Chaplin ile Albert Einsten sohbet ediyorlarmış.

Bu sohbet sırasında Einsten, ünlü yönetmene takdirlerini sunmuş:

- Bütün dünya sizin filmlerinizi anlıyor ve takdir ediyor. Mensup olduğu sanat dalını evrenselleştiren
ender kişilerden birisiniz...

Charlie Chaplin;

- Haklısınız, bunlar iltifat değil gerçeğin ifadesidir. Fakat sizin durumunuz daha enteresan. Sizi
anlayabilen kimse yok. Buna rağmen tüm dünya sizi tanıyor ve size hayran. 

Not: Sayın Fatma Demirdöven'e teşekkür ederiz.


"İkisinden Biri"

Zengin, her istediğinin yapılmasına alışmış bir kadın, ünlü bir ressama giderek portresini
yaptırmak istemiş. Şartlarını da şöyle özetlemiş:

- Hem iyice benzesin, hem de güzel olsun.

Ressam kadına iyice baktıktan sonra mukabil şartını söylemiş:

- Hanımefendi, ikisinden birini seçmek zorundasınız.


"Zehirli Yılan"

Temel ile Dursun yılan olmuşlar. Temel Dursun'a sormuş;

- Ula Dursun, biz zehirli yilan miyuz?

Dursun;

- Niye ki?

Temel;

- Dilimi ısırdım da.

Not: Sayın Ceyda Yurdusev'e teşekkür ederiz.


"Üvey Babanın Sevgisi"

Fadime'nin kocası öleli iki yıl olmuştu. Bir gün akrabalarından biri ziyarete geldi.

- Kız Fadime, gel seni evlendirelim. Evde bir erkeğin olması daima iyidir.

- Aman ablaa, koskoca oğlum var. Beni kim alır?

- Öyle söyleme. Balıkçı İdris'in karısı öleli beş yıl oldu. Bugünlerde yeniden evlenmek istediğini
söylüyormuş.

Araya girenlerin gayreti ile Fadime ile İdris, sade bir düğünle evlenirler. Aradan bir süre geçtikten sonra, küçük Temel'e yolda rastlayan amcası:

- Temel, nasılsın? Üvey babanla aran iyi mi?

Küçük Temel:

- İyidir amca. Sağ olsun, benimle çok ilgileniyor. Her gün balığa çıkarken beni de yanında götürüyor. Kıyıdan bir hayli açıldıktan sonra yüzme öğreneyim diye beni denize atıyor.

- Peki öğrenebildin mi bari yüzmeyi?

- Öğrenmez olur muyum. Motor beni bırakıp gittiği için her defasında kıyıya yüzmek zorunda kalıyorum.

- Peki zor olmuyor mu?

- Yok. O kadar zor olmuyor. Ama ağzı bağlı çuvaldan çıkmak için bir hayli zorlanıyorum.
 

Not: Sayın Funda Selvi'ye teşekkür ederiz.


Yorum Ekle Yorumları Listele
64. Sayı önceki yazı 64. Sayı sonraki yazı
Eğlence Önceki Yazı Eğlence Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye