| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları


KALDIRIMDAKİ KADIN
 

1976'da uzun bir günün ardından akşam saat yaklaşık onbirde işten eve doğru arabayla gidiyordum. Köşeyi döndüğüm anda bir anneyi, iki küçük oğlu ve kucağındaki bebeği ile kaldırımın kenarında dururken gördüm. Ona doğru baktığımda beni İspanyolca selamladı, boş olan eliyle durdurmaya çalıştı. Yoluma devam ettim; çok yorgundum ve yatağım için sızlanıyordum.

Yeni bir meslek hayatına başlıyordum. Bu, beni oldukça anlaşılmaz ve bencil yapmıştı.

Ansızın beynimde bir anı canlandı.

Babam geceleri takside çalışırken, annem, iki erkek kardeşim ve ben otobüsle sinemaya gidiyorduk. Bir gece sinemadan dönerken oto yolda saldırıya uğradık, annem çığlıklarla adamı döverek benden uzaklaştırdı. Evimize koşmuştuk ve artık güvendeydik.

Belki kaldırımın kenarında duran kadın ve çocuklarının da tehlikede olduklarını düşündüm. Bu yüzden bloğun çevresinden döndüm ve durdum.

Annenin elinde oldukça uzakta bulunan bir oto yıkamacının kart viziti vardı. Sadece İspanyolca konuşuyordu; fakat anladığım kadarıyla eşi orada çalışıyordu ve o eşine yemeğini götürmeye uğraşıyordu. Otobüsten yanlış yerde inmişti ve şimdi yanlış yönde ilerliyordu. Varması gereken yerden çok uzaktaydı.

Dürüst olmak gerekirse mutlu değildim. Durduğuma pişman oldum ve aklım bana şaşkın olduğumu söylüyordu. Tek düşünebildiğim çok yorgundum; şimdi oraya gitmem ve geri dönmem de çok uzun olacaktı ve çok erken kalkmak zorundaydım.

Yine de bu pişmanlık verici düşünceme karşın, iki küçük çocuğu arka koltuğa, anneyle bebeği de önlerine oturttum. Yıkamacıya vardığımızda eşi, gece bekçisi, bekliyor ve telaşlanıyordu. Ailesini gördüğünde yüzü ışıldamıştı. Eşi, çabucak ona hikayeyi anlattı; minnettarlıkla doluydu ve ben çok mahçup olmuştum.

İlk başta umursamadan geçip gitmiştim ve bu davranışıma iki misli mahçup oldum. Bu benim sadece 45 dakikama mal oldu ve derin, huzurlu bir uykuyla ödüllendirildim.

Bu, anne ve çocuklarının anısı beni tamamen değiştirdi.

Etrafımdaki insanlara yeni bir gözle bakıyorum ve onlara dikkat gösteriyorum.

Ona hâla minettarım; çünkü karşılaşmamızla birlikte bencilliğimden yana büyük bir ders aldım. Şunu öğrendim ki, şayet yanlış davranışlara rağmen doğru şeyler yaparsan, halâ doğru şeyler yapıyorsun demektir.

Şimdi ne zaman bu fani dünyada ne kadar önemli olduğumu düşünsem, diğer dersimin nereden geleceğini görmek için dışarıya bakıyorum. İnsanlara yardım etme fırsatı için ruhsal bir ödül alacağımı biliyorum.

İnternet'ten
Çeviren: Kübra Tekkeşin

Not: Bu çalışmayı bize ulaştıran Sayın Doğugül Kan'a teşekkür ederiz.

 

Yorum Ekle Yorumları Listele
147. Sayı önceki yazı 147. Sayı sonraki yazı
Dostluk ve Sevgi Önceki Yazı Dostluk ve Sevgi Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye