| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları


AZ KONUŞAN ADAMLAR
 

Biz, anne ve 4 yaşındaki oğlu Kuzey Carolina yolu uzağındaki bir yolda karavanımızla duruyorduk. Ses ve duman motor kapağının altından bir anda yükseldi ve durduk.

Güneş batıyordu ve az araba geçiyordu. Bir polis arabası umarak saatlerce bekledik. Bize yardım etme teklifinde bulunan adamlar motorculardı ve onlarla birlikte gitmeye korkuyordum.

Benim endişemi hissetmeksizin oğlum yanımda duruyordu. O birinin bize yardım edeceğine inanıyordu.

Sonra, tulumlu iri bir adam kamyonetinden indi ve bana tamirci bir arkadaşının olduğunu söyledi. O, arkadaşını alacak ve geri dönecekti. Böylece bir saat daha geçti.

Başka bir pikap durdu ve iki adam indi. İri görünüyorlardı ve içlerinde t-shirt olmadan tulum giymişlerdi. Onlar konuşmadı, gülmedi veya beni tanımadılar. Onlar acaba deminkinin tamirci arkadaşları mıydılar?

Ben gezinirken onlar motoru kontrol etti. Tamircilerin söylediği bir söz olan alternator'u duydum. Belki bana bir alternator getirecekler ve onu buraya yerleştireceklerdi.

Birinci adam geri döndü. Evet, bunlar onun arkadaşlarıydı. Alternator kemeri ve klima kemerinin her ikisi de kırılmıştı. Birkaç mil daha sürebilirdim fakat bu beni diğer şehre götürmezdi.

O, tamircilere bizi tamirhaneye götürmeleri için rehberlik yapmasını söyledi, oğlum ve ben karavanımızla takip edecektik ve o, bizim durmadığımızdan emin olmak için takip edecekti. Küçük küçük yollardan geçtik. Görünürde bina yoktu, ev bile.

İhtimal planları yapmaya başladım. Bu üç adamdan kurtulabilirdim fakat oğlumu taşırken değil. Oğluma garip şeyler olursa hemen söylediğimi aynen yapmasını söyledim, koşmak ve saklanmak gibi. Güvenerek bana baktı. Soru sormadan, panik olmadan sadece ''Tamam anne'' dedi.

Ağaçlıktaki bir ağaç kulübenin önünden çalılık yol boyunca geçtik, sonra da bir arabalık garaj ölçülerinde bir binaya geldik. İçerde duvardaki tırnaklara asılı kemerler ve araba parçaları vardı. Güven veren birşey görmedim.

İki sessiz adam çalışmaya gitti. Kulübelerden çıplak ayaklı çocuklar etrafımızı sardı. Utançla ''Kedi yavrularını okşamak ister misiniz?'' diye sordular. Oğlum kedilerin ortaya çıkmış kirli tenini ve tüylerini okşadı. Onu durduramadım. Sonra ellerini yıkamak için zaman olurdu.

Ardından kemerler tekrar yerine kondu ve sessiz adamlar ortaya çıktı. Neredeydiler? Onlara ne borçluydum? Birinci adam hiçbir ücret istemediklerini söyledi. Bizim yardıma ihtiyacımız olduğunu görmüşler ve bu yüzden yardım etmişlerdi.

Karayoluna tekrar çıkmamız için önderlik ettiler.

Oğlum ne olduğu hakkında garip birşey görmedi. Karavanımız bozuldu iyi insanlar yardım etti.

Bu onun umduğuydu.

Bu adamlar bir daha görmeyecekleri iki insana tüm günlerini harcadılar. Ücret almamışlardı veya teşekkür için bile kalmayacaklardı. Etkilenmemiş göründüler fakat beni etkilemişlerdi.

Lindance Brownstein
Çeviren: Müge Dağdelen

Not: Bu çalışmayı bize ulaştıran Sayın Doğugül Kan'a teşekkür ederiz.

 

Yorum Ekle Yorumları Listele
146. Sayı önceki yazı 146. Sayı sonraki yazı
Dostluk ve Sevgi Önceki Yazı Dostluk ve Sevgi Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye