| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları


MUTLULUĞUN YERİ VE ZAMANI


 

"Pek çokları mutluluğu insandan daha yüksekte ararlar, bazıları da daha alçakta. Oysa mutluluk insanın boyu hizasındadır". Konfüçyus

Bu sözleriyle hakiki mutluluğun bizde, kendi içimizde olduğunu ifade eder. Gerçekten de MUTLULUK konusunda insan iki yanılgı içindedir.

1. Mutluluğu hedef zanneder. Ona ulaşmaya çabalar. Halbuki o hep insanla beraberdir ve hayat yolculuğunda, yolunda onunladır.

2. Mutluluk kendi başına buyruk ve ortaya çıkan veya ona ulaşılan bir hedef değildir. Mutluluk, insanların paylaştığı veya yaşadığı veyahut karşılaştığı durumlara karşı verdiği reaksiyonlardan doğan ruh halidir.

İnsan hayata bir kapıdan girer (doğum), hayat boyu ilerler ve nihayet bir kapıdan çıkar (ölüm). Gerçekte ulaşılan bir hedef vardır, ölüm. Hayatın tümü bu hedefe ilerleyiştir... Bu ilerleyiş sırasındaki yaşananlar da hayat'tır.

Yani hayat bir yolculuktur...

Bu yolculuğun treni zaman'dır. Bu trende bazı insanlarla beraber olur, bazı şeyler yaşar ve yaşadıklarımıza yanıt veririz.

Bu yanıtlarımızın müsbet psikolojisi de mutluluktur.

Yaşamda...

Önce evlendiğimizde hayatın daha iyi olacağına inandırırız kendimizi.

Evlendikten sonra, bir çocuğumuz doğduktan hatta ardından bir tane daha olduktan sonra hayatın daha iyi olacağına inandırırız kendimizi.

Sonra çocuklar yeterince büyük olmadıkları için kızar, onlar büyüyünce daha mutlu olacağımıza inanırız.

Bundan sonra, ergenlik dönemlerinde çocuklarla uğraşmamız gerektiği için öfkeleniriz.

Kendimize, çocuklarımız bu dönemden çıkınca daha mutlu olacağımızı, yeni bir araba alınca, güzel bir tatile çıkınca, emekli olunca, yaşantımızın dört dörtlük olacağını söyleriz.

Gerçek ise yaşadığımız an'dır ve bu an'dan daha iyi bir zaman olmadığıdır.

Eğer şimdi değil ise ne zaman?... Gelecek var mı veya gelecek bizim istediğimiz gibi mi?

Hani, "Tanrı'yı güldürmek istersen, ona hayallerinden bahset" der gibi...

Gerçekte, hayatınız her zaman mücadelelerle dolu olacaktır. En iyisi bunu kabul edip her ne olursa olsun mutlu olmaya karar vermektir.

En veciz sözlerden biri Alfred D. Souza' ya aittir. Der ki;

"Uzun zamandan beridir hayatın, gerçek hayatın, ileride başlamak üzere olduğu izlenimine kapılmıştım. Fakat her zaman yolumun üzerinde bir engel, öncelikle erişilmesi gereken başka bir şey, bitmemiş bir iş, halâ hizmet edilecek zaman, ödenecek bir borç oldu. Sonra hayat başlayacaktı. Sonunda anladım ki bu engeller benim hayatımdı."

Bu görüş açısı, mutluluğa giden bir yol olmadığını gösterdi.

Mutluluk yolun kendisidir. Öyleyse sahip olduğunuz her anın kıymetini bilin ve mutluluğu, vaktinizi harcayacak kadar özel biriyle paylaştığınız için, ona daha fazla değer verin.

Unutmayın, zaman hiç kimse için beklemez.

Öyleyse; Okulu bitirene kadar, Para kazanana kadar, Çocuklarınız olana kadar, Çocuklarınız evden ayrılana kadar, İşe başlayana kadar, Evlenene kadar, Cuma gecesine kadar, Pazar sabahına kadar, Yeni bir araba ya da ev alana kadar, Borçları ödeyene kadar, İlkbahara kadar, Yaza kadar, Sonbahara kadar, Kışa kadar, Maaş gününe kadar, Şarkınız söylenene kadar, Emekli olana kadar, Ölene kadar...

Mutlu olmak için içinde bulunduğunuz an'dan daha iyi bir zaman olduğuna karar vermek için beklemekten vazgeçin.

Mutluluk bir varış değil, bir yolculuktur.

 

 

Yorum Ekle Yorumları Listele
134. Sayı önceki yazı 134. Sayı sonraki yazı
Dostluk ve Sevgi Önceki Yazı Dostluk ve Sevgi Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye