MUTLULUĞUN YERİ VE ZAMANI
"Pek çokları mutluluğu insandan
daha yüksekte ararlar, bazıları da daha alçakta. Oysa mutluluk
insanın boyu hizasındadır". Konfüçyus
Bu sözleriyle hakiki mutluluğun bizde, kendi içimizde olduğunu ifade
eder. Gerçekten de MUTLULUK konusunda insan iki yanılgı içindedir.
1. Mutluluğu hedef zanneder. Ona ulaşmaya çabalar. Halbuki o hep
insanla beraberdir ve hayat yolculuğunda, yolunda onunladır.
2. Mutluluk kendi başına buyruk ve ortaya çıkan veya ona ulaşılan
bir hedef değildir. Mutluluk, insanların paylaştığı veya yaşadığı
veyahut karşılaştığı durumlara karşı verdiği reaksiyonlardan doğan
ruh halidir.
İnsan hayata bir kapıdan girer (doğum), hayat boyu ilerler ve
nihayet bir kapıdan çıkar (ölüm). Gerçekte ulaşılan bir hedef
vardır, ölüm. Hayatın tümü bu hedefe ilerleyiştir... Bu ilerleyiş
sırasındaki yaşananlar da hayat'tır.
Yani hayat bir yolculuktur...
Bu yolculuğun treni zaman'dır. Bu trende bazı insanlarla beraber
olur, bazı şeyler yaşar ve yaşadıklarımıza yanıt veririz.
Bu yanıtlarımızın müsbet psikolojisi de mutluluktur.
Yaşamda... Önce
evlendiğimizde hayatın daha iyi olacağına inandırırız kendimizi.
Evlendikten sonra, bir çocuğumuz doğduktan hatta ardından bir tane
daha olduktan sonra hayatın daha iyi olacağına inandırırız
kendimizi. Sonra
çocuklar yeterince büyük olmadıkları için kızar, onlar büyüyünce
daha mutlu olacağımıza inanırız.
Bundan sonra, ergenlik dönemlerinde çocuklarla uğraşmamız gerektiği
için öfkeleniriz.
Kendimize, çocuklarımız bu dönemden çıkınca daha mutlu olacağımızı,
yeni bir araba alınca, güzel bir tatile çıkınca, emekli olunca,
yaşantımızın dört dörtlük olacağını söyleriz.
Gerçek ise yaşadığımız an'dır ve bu an'dan daha iyi bir zaman
olmadığıdır. Eğer
şimdi değil ise ne zaman?... Gelecek var mı veya gelecek bizim
istediğimiz gibi mi?
Hani, "Tanrı'yı güldürmek istersen, ona hayallerinden bahset" der
gibi... Gerçekte,
hayatınız her zaman mücadelelerle dolu olacaktır. En iyisi bunu
kabul edip her ne olursa olsun mutlu olmaya karar vermektir.
En veciz sözlerden biri Alfred D. Souza' ya aittir. Der ki;
"Uzun zamandan beridir hayatın, gerçek hayatın, ileride başlamak
üzere olduğu izlenimine kapılmıştım. Fakat her zaman yolumun
üzerinde bir engel, öncelikle erişilmesi gereken başka bir şey,
bitmemiş bir iş, halâ hizmet edilecek zaman, ödenecek bir borç oldu.
Sonra hayat başlayacaktı. Sonunda anladım ki bu engeller benim
hayatımdı."
Bu görüş açısı, mutluluğa giden bir yol olmadığını gösterdi.
Mutluluk yolun kendisidir. Öyleyse sahip olduğunuz her anın
kıymetini bilin ve mutluluğu, vaktinizi harcayacak kadar özel
biriyle paylaştığınız için, ona daha fazla değer verin.
Unutmayın, zaman hiç kimse için beklemez.
Öyleyse; Okulu bitirene kadar, Para kazanana kadar, Çocuklarınız
olana kadar, Çocuklarınız evden ayrılana kadar, İşe başlayana kadar,
Evlenene kadar, Cuma gecesine kadar, Pazar sabahına kadar, Yeni bir
araba ya da ev alana kadar, Borçları ödeyene kadar, İlkbahara kadar,
Yaza kadar, Sonbahara kadar, Kışa kadar, Maaş gününe kadar, Şarkınız
söylenene kadar, Emekli olana kadar, Ölene kadar...
Mutlu olmak için içinde bulunduğunuz an'dan daha iyi bir zaman
olduğuna karar vermek için beklemekten vazgeçin.
Mutluluk bir varış değil, bir yolculuktur.
|