| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları


TEKERLEKLİ SANDALYEDEKİ MELEK
 

Ohio'da sekizinci sınıfa gidiyordum. Bir gün benimle aynı servise binen bir kız çok kötü bir kaza geçirdi. Servisi kaçırmamak için koşarken, buzda ayağı kaydı ve otobüsün arka tekerleklerinin altında kaldı. Kazadan kurtuldu ama belden aşağısı felç oldu.

Onu görmeye gittim ve 13 yaşındaki çocuk aklımla onun artık hayattan hiçbir beklentisi olamayacağını düşündüm.

Yıllar geçti. Başka bir yere taşındım, evlendim ve çocuklarım oldu. O olaydan sonra Helen hiç aklıma gelmemişti.

Üç yıl önce Florida'da en büyük oğluma, bisikletle gezerken bir araba çarpmıştı ve otuz metre kadar ileriye fırlatmıştı. Başı üzerine düşen oğlum korkunç bir beyin zedelenmesi geçirmişti. Yarı koma halinde rehabilitasyon merkezine götürüldü.

Onun odasındayken telefon çaldı ve merkezin görevlisi olduğunu söyleyen bir bayan aradı. Çok kötü ve yorucu bir gündü ve ben hiçbir sebep yokken telefonda ağlamaya başladım. Bir süre sonra telefonun usulca kapandığını bildiren "klik" sesini işittim.

Kısa bir süre sonra elinde kağıt mendil kutusuyla, tekerlekli sandalyede, çok hoş bir bayan odaya geldi.

Onaltı yıl sonra Helen'i tanımıştım. Gülümsedi ve bana mendilleri uzattı. Eliyle yanına gitmemi istedi. Gittim ve bana sarıldı. Ona, kim olduğumu söyledim. Her ikimiz de bu ilk şoku atlattıktan sonra,s on görüşmemizden beri, hayatlarımızdaki değişikliklerden söz etmeye başladık.

Çok mutlu bir evliliği ve çocukları vardı. Kendinden daha az şanslılara yardım etmek için eğitimini de tamamlamıştı.

Sonra bana verebileceği tek şeyin UMUT olduğunu söyledi.

Bu mükemmel ve verici insana baktım ve kendimi küçücük hissettim. Ve oğlumun yaralanmasından sonra ilk kez onun bana verdiği UMUT duygusunu hissettim.

Bu, artık hayattan hiçbir beklentisi olamayacağını düşündüğüm kişi, asla vazgeçmemeyi öğrenmişti. Ve öğrendim ki; hayat varsa UMUT da vardı.

Oğlum mucizevi bir şekilde iyileşti ve kuzeye taşındık. Ama Helen'e asla ödeyemeyeceğim şekilde borçlanmıştım.

Julie

internet'ten çeviren: Doğugül Kan
e-posta: gul_kan@hotmail.com

 

 

Yorum Ekle Yorumları Listele
134. Sayı önceki yazı 134. Sayı sonraki yazı
Dostluk ve Sevgi Önceki Yazı Dostluk ve Sevgi Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye