| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları


SADECE BİR SANİYE ALIR


 

Birkaç gün önce, çok uzun zamandır görmediğim bir iş arkadaşım telefonla aradı. Eski günleri yadettikten sonra konu babasına geldi.

Sağlığı bozulan babası hastanede kalmak zorundaymış ve hastalığı nedeniyle uykusuzluk çekmekteymiş. Ayrıca kendi kendine konuşuyormuş.

Babasına hastanede refakat eden arkadaşım, uykusuz geçirdiği gecelerin verdiği rahatsızlıkla babasına sert bir şekilde artık susmasını ve uyumaya çalışmasını söylemiş. Babası da gerçekten uyumayı istediğini, çünkü uykusuzluktan kendini bitkin hissettiğini ancak bu durumdan rahatsız oluyorsa onun eve gidebileceğini belirtmiş.

Babası bunları söyledikten sonra bir baygınlık geçirmiş ve acilen yoğun bakım ünitesine kaldırılmış.

Arkadaşım bu duruma gerçekten çok üzülmüş ve babasına o sözleri söylediği için çok pişman olmuş.

Çok katı olduğunu bildiğim arkadaşım, telefonun diğer ucunda çocuk gibi ağlıyordu. Babasının kendini kaybettiği andan beri, Allah'a onun komadan çıkması için yalvardığını söylüyordu. Kendi kendine, babası kendine geldikten sonra o ne söylerse söylesin, asla ağzından en küçük, kötü bir söz çıkmayacağına dair söz vermişti. Tek umudu Allah'ın onun suçunu telafi etmesi için bir şans vermesiydi.

Büyüklerimize bakmak zorunda olduğumuz zaman sık sık şikayet ederiz. Oysa hiç, acaba onların doğduğumuz andan ölümümüze (ya da onların ölümlerine) dek bizimle hiç şikayet etmeden ilgilendiklerinin farkına varır mıyız?

Doğumumuzdan yetişkinliğimize ve hatta ölümün bize selam verdiği ana kadar hep yanımızdadırlar.

Oldukça masum bir şekilde ağzımızdan çıkan bir "Hayır" sözcüğünün, bizi sevgiyle sarmakta olan büyüklerimizi ne denli üzeceğini bir düşünün.

Şimdi kendi kendimize, büyüklerimize bakarken, ağzımızdan en küçük bir şikayet sözcüğü çıkmamasına dair söz verebiliriz.

Çünkü onlar bize çocukken bakarken ağızlarından en küçük bir şikayet sözü çıkmamıştır.

Sonra, anne ya da babası olmayan şanssızları düşünün; bizim şikayet ettiğimiz şeylere sahip olmayan ama özlem duyan insanları...

Düşünüp taşınmamız ve huzuru bulacak ışığı yakmamız SADECE BİR SANİYE ALIR.

Haydi hepimiz önümüzdeki kısacık zamanı muhteşem ve anlamlı bir şekilde yaşayalım.
 

internet'ten çeviren: Doğugül Kan
e-posta: gul_kan@hotmail.com

 

Yorum Ekle Yorumları Listele
126. Sayı önceki yazı 126. Sayı sonraki yazı
Dostluk ve Sevgi Önceki Yazı Dostluk ve Sevgi Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye