| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları


BU RÜZGAR HER ZAMAN BÖYLE ESMEYECEK
 

Önce tek elimi, sonra ikisini birden içime sokup yokluyorum. Duygularım yerli yerinde duruyor. Kıpırtısız düz bir deniz gibiler bugün... Alışık olmadığım, tarifi zor garip bir durum bu...

Öfke kapısını çalıyorum. Ses yok.
Sevinçleri tıkırdatıyorum. Hareketsiz.
Sevecenlikleri yokluyorum. Vurdum duymaz.
Kıskançlıklara dokunuyorum. Aldırışsız.
kin tohumlarını gözlüyorum. Açmamış.
Aşkları dürtüklüyorum. Uyanmamış.

Öfke, sevinç, sevecenlik, kıskançlık, kin ve aşk...
Bunlar beni bırakıp gitmiş hiç değiller. Ama bu sabah sakinler.
Tanımadığım bir "ben" ile karşılaşıyorum. Duygularım usul bir uykuya dalmış gibiler ama ferah bir esinti de okşayarak dolaşmakta üstlerinde...

Pastırma yazının son ışıklarını parmak uçlarımla toplamaktan gelen bir ferahlık...
Kasım'da Nisan ılıklığını yaşamaktan gelen bir ferahlık...
"Taze ekmek yemeyi" günün en önemli hedefi ilan eden bir ferahlık...
Rafadan yumurtaların peşine düşmek gibi bir ferahlık...
Çayı yudumlamak gibi bir ferahlık...

Önce tek elimi sonra ikincisini içimden çekiyorum.
Öfkelerden, sevinçlerden, sevecenliklerden, kıskançlıklardan, kinlerden, aşklardan, her çeşit ve tondan oluşan duygular senfonisi susmuş...Şimdi sessizlik...
Ama korkacak bir şey yok...
Hepsi yerli yerinde...
Sessizler ama pencerelerini denize vermiş bir yaz evi gibi de sakin ve şikayetsizler...

Sakin ve şikayetsiz bir yazlık ev penceresi gibiler ama, istemediklerini de içeri sokmuyorlar.
Beni şaşırtan belki de bu...
Bugün bir tatil gününün sükunetini bozacak herşeye küskünler...
Mutfak tezgahındaki yeşilimsi mandalina ne kadar ciddi ve önemli bu sabah.
Minik menekşeler pencerelerinin ayrılmaz bir parçası.
Ve aydınlığını içime taşıyan güneş...

Kendi kendime alışıyorum.
Hatta bu tarifsiz sessizlik hoş bile...
Gönlümün kapıları beni dinlemiyor. Kendince açılıp kapanmaktalar.
Ziya Osman Saba'nın "bu rüzgar" şiirini anımsıyorum.

"Bu rüzgar her vakit böyle esmeyecek.
Gökte bulut, suda yelken, dalda çiçek.
Bir gün, bir gün var ki, günden güne gerçek.
Çatır çatır selvi, çıtır çıtır böcek.
-Çek çiğerlerine, bir nefes daha çek.
Bu rüzgar her vakit böyle esmeyecek"
 

Mehmet Altan

Not: Türk Henkel Dergisi Aralık 1999 - Kaynak gösterilmek şartıyla alıntı yapabileceği belirtilmiş. Ayrıca Türk Henkel Dergisi'nin adı Cognis olarak değişti.

Not: Sayın Nesrin Kavak'a teşekkür ederiz.

 

Yorum Ekle Yorumları Listele
122. Sayı önceki yazı 122. Sayı sonraki yazı
Dostluk ve Sevgi Önceki Yazı Dostluk ve Sevgi Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye