HALÂ SENSİZİM
Hatırlarmısın ayrılalım dediğin
günü
Güneşi yağmuru renkleri de götürdüğünü
O gün beni de alıp gitmiştin yanında
Bir kuru can bıraktın gökyüzünün altında
Gözlerin gelir girer apansız aklıma
Son gülüşümü de çekerken darağacına
Depremler olur yüreğimde sessiz sessiz
Sokaklara dalarım üzgün, dalgın ve kimsesiz
Ben hasretine tutsak sen alabildiğine hürsün
Bir gün ta gözlerimin içine bak, görürsün
Ne farkeder belim bükülmüş, saçlarım ağarmış
Anlarsın ölüler nasıl ve neden yaşarmış
Yıldızlar vardı bir de sen vardın aklımda
Senden kalma yarım bir tebessüm dudaklarımda
Dokunsalar ağlayacak ürkek çocuklar gibi
Sensizliktir sanırım en kötü cehennemin en kuytu dibi
Issız bir duada havaya bıraktığım ürkek nefes
Umarsızca sev diyor dışımdaki eşyalar, içimdeki ses
Kaybet diyor kendini gözgözü görmez bir siste
Beni de alıp gideceksin sanırım rüyama her gelişte
Çıkmaz sokaklar gibiyim avutulmamış yüreğim
Çağır beni, dağları aşıp, canımdan geçip geleyim
Kurşundan köpükleri gibi denizin, en son sahile varmış
Yapraklar bile sanki senin adına yağarmış
İyiyim diyorum dostlara, iyiyim, kalmadı kederim
Tımarhanelik bir sevda peşinde koşar giderim
Al başımdaki ateşi söndür, rüzgarlar beynimde dinsin
Çiçekler toprağın, güneş gökyüzünün, sen benimsin
Levent Işıklıgöz - Samsun, 1994
|