ATEŞBÖCEĞİ
"Yıldızlar ateşböceği sanılmaktan
korkmazlar" der Tagore...
"Düşünüyorum da, sanırım en büyük korkumuz olduğumuz
gibi
görünmek.
Yumuşacık kalbimizin fark edilmesi, naif yönlerimizin
keşfedilmesi,
cesaretsizliğimizin anlaşılması, korkularımızın paylaşılması
sanki
zarar göreceğimizin en büyük işareti. Kabuklarımızın altında
kendimizi
saklamakta ne kadar da ustayız. Ve ne kadar güçlü korunuyoruz,
kalkanlarımızın ardında. Hissedilmeden, el değmeden, sevgimizi
göstermeden. İstiridyeler, deniz minareleri, midyeler. Kirpiler ve
kaplumbağalar gibi.
Sahi koruyor mu bizi bu çatlamamış sert kabuk?
Kimse incitemiyor mu duygularımızı, inançlarımızı, benliğimizi?
Yoksa
zarar mı veriyor bu ürkeklik, bu kabuk bize? Hissettiklerimizi
gölgeliyor, yansıtmıyor mu gerçek kimliğimizi? Duygularımızı
bastırıyor, el ele tutuşmamızı engelliyor mu? Eğer bir yıldız gibi
ışıl ışılsam ve bir yıldız kadar parlak. Ne çıkar ateşböcegi sansalar
beni?
Belki en hoyrat yürek bile ateşböceğinin o uçucu, masum, sevimli
çocuksuluğuna el kaldırmaya kıyamaz?
Güçlü kapılarin arkasına
kilitlemesem kendimi, korkaklığımı, sevgi isteğimi en insani
yönlerimi
kayıtsızca sunabilsem bu sert kabuğun ağırlığından kurtulup bir kuş
gibi uçacağım özgürce. Anlaşılacağım ve bir ayna gibi yansıyacağım
karşımdakine. O da çözülecek belki. Samimi ve güvenliksiz,
silahsız
biriyle göz göze gelince.
Oysa bir görebilsek bunu. Kalmadı böyle
insanlar demesek. Güven duygusuna bu kadar muhtaç olmasak.
Kırılmaktan
korkmasak. İncinsek, yaralansak. Ne olur bir darbe daha alsak.
Yeniden açsak kendimizi, atabilsek o kabuğu. Denesek. Risk
alsak.
Yanılsak. Fark etmez. Tekrar, tekrar bıkmadan denesek. Ve
kucaklaşsak yeniden. Tıpkı eskisi gibi. Ne olduğunu
anlayamadığımız o
onbeş yıldan öncesi gibi. O zaman fark edeceğiz. Ne kadar
özlediğimizi
birbirimizi. Neler biriktirdiğimizi, kaybolan değerlerimizi ne
kadar
özlediğimizi.
Beraber geldik beraber gidiyoruz oysa. Vakit az,
paylaşmak, sarılmak için. Yaşadığımız coğrafya zor, şartları ağır.
Yüreği daha fazla küstürmemek lazım. Sırtımızıda ağır küfeler, her
gün
katlanan. Ve koşullar bir türlü düzelmeyen.
Sevgiye çok
ihtiyacımız
var. Ufukta kara bir kış görünüyor. Ancak birbirimize sokulursak
atlatırız o günleri.
Kırın o sert, o ağır kabuklarınızı. Kurtulun
bu
yükten. Korumuyor o kabuklar, aksine zarar veriyor bize.
Yalnızlığa
mahkum ediyor bizleri. Hem hepimiz bir yıldızız. Ne çıkar
ateşböceği sansalar bizi".
Tagore
Not: Sayın Ahmet Emin'e teşekkür
ederiz.
|