| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları


RUHLARIMIZ GERİDE KALIYOR


Michelangelo Antonioni'nin 1995 yapımı "Par dela les Nuages" (Bulutlarin Ötesinde) adlı filminde hoş bir genç kız, bir kafede gizemli bir erkekle tanışıyor ve adam ona şu hikayeyi anlatıyordu:

Bir zamanlar Afrika'da kayıp bir şehri aramakta olan arkeologlar, beraberlerindeki eşya ve yükleri, hayvanların ve yerlilerin yardımı ile taşıyarak uzun bir yolculuğa çıkmışlar. Kafile, zor doğa koşullarında, balta girmemiş ormanların içinde ilerleyerek nehirleri, çağlayanları geçerek yolculuğa günlerce devam etmiş. Fakat günlerden bir gün yerlilerin bir kısmı birden durmuşlar. Taşıdıkları yükleri yere indirmişler ve hiç konuşmadan beklemeye başlamışlar.

Ulaşmak istedikleri yere bir an önce varmak isteyen batılı arkeologlar bu duruma bir anlam veremeyip, zaman kaybettiklerini, bir an önce yola devam etmeleri gerektiğini anlatarak, yerlilerin neden durduklarını öğrenmek istemişler. Fakat yerliler büyük bir suskunluk içinde sadece bekliyorlarmış. Yerlilerin dilinden anlayan rehber, bu anlaşılmaz durumu onlarla bir süre konuştuktan sonra şu şekilde ifade etmeye çalışmış:

"Çok hızlı gidiyoruz. Ruhlarımız geride kalıyor."

Modern şehir hayatının ve çağımızın getirdiği en büyük sorunlardan birisi bu; "Hızla ve sonu bir türlü gelmeyecek olan hedeflere doğru çılgınca koşuşturmak"
ve
koşuştururken etraftaki ayrıntıları, manzaraları, küçük mutlulukları, kısaca hayata dair pek çok yaşanası güzelliği görememek ve kaçırmak.
Ya da yaşanan yığınla drama, saçmalığa ve ilkelliğe seyirci kalmak, duyarsızca sadece bakıp gecmek ve gitmek.

Halbuki durup ruhlarımızı beklemeli, müziği duymaya çalışmalı, yavaş dans etmek için çaba sarfetmeli, her günün bitiminde yatağa uzanıp "Kendimize doğru bakmalıyız".

(Sayın Canan Karanlık'a teşekkkür ederiz)

 


Yorum Ekle Yorumları Listele
53. Sayı önceki yazı 53. Sayı sonraki yazı
Dostluk ve Sevgi Önceki Yazı Dostluk ve Sevgi Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye