|
31.05.2001 Bülten - netyorum.com / Sayı: 73
RTÜK YASASI HAKKINDA
BİLİŞİM SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI PLATFORMU
ORTAK DEKLARASYONU
Parlamento’da
Anayasa Komisyonunda RTÜK yasası görüşmeleri sırasında Basın yasasında bazı
değişiklikler ve bu arada İnternete yönelik bazı düzenlemeler getirildi. Bu
Parlamentomuzun İnternet konusunda almakta olduğu ilk karardır. Bizler Internet
kullanıcıları, bilişimle ilgili ve diğer sivil toplum kuruluşları, İnternet
Kurulu üyeleri, akademisyenler, hizmet sağlayıcıları, ve konuya duyarlı diğer
kişi ve kurumlar olarak, İnternet ile ilgili düzenlemelerin gündeme geldiği bir
ortamda aşağıdaki açıklamaları yapmayı gerekli görüyoruz; bu kararın genel
kuruldan geçmemesini diliyoruz.
Bu düzenlemelerin gündeme gelmesine yol açan rahatsızlık ve tepkileri anlayışla
karşılıyoruz. Ancak yapılmak istenen düzenlemelerin eksik bilgilenmeden de
kaynaklanan önemli yanlış anlamalara dayandığı görüşündeyiz
Bizler, İnternetin temsil ettiği değişimin, sanayi devriminden daha önemli bir
gelişmeyi temsil ettiğini ve yaşamın tüm boyutlarını; çalışma, üretim, ticaret,
iş yapma, eğlence, öğrenme, yönetim biçimlerini köklü olarak değiştirdiğini
düşünüyoruz. Bu değişimin insanlığı yeni bir toplum biçimine götürdüğünü, adına
Bilgi/Bilişim Toplumu dediğimiz bu toplum biçiminde, birey, beyinsel emek,
bilgi, bilim, teknoloji, araştırma-geliştirmenin ve özellikle bilgi
teknolojilerinin itici güç olduğunu biliyoruz.
Öncelikle, İnterneti geleneksel basın-yayın veya medyalarla aynı kefeye koymak
onemli bir kategorik hatadır. İnternet hayatın bir çok boyutuyla kesişir. Basın
ve medyanın uzantısı olmak bunlardan yalnızca bir tanesidir. İnternette
alışveriş veya iş yapabilirsiniz; bu anlamda İnternet bir dükkandır, bankadır,
işyeridir veya bunların bir uzantısıdır. İnternette araştırıp öğrenebilir, ders
alabilir, bilimsel araştırma yapıp sonuçlarını yayınlayabilirsiniz; bu anlamda
bir kütüphane, bir üniversite veya araştırma kurumudur. İnternette özel bir
mektup gönderebilirsiniz veya bir grup arkadaşınızla sohbet edebilirsiniz; bu
anlamda kişisel ve mahrem bir iletişim ortamıdır. İnternette değişik insanlarla
tanışabilir, değişik konularda sohbet edebilirsiniz; bu anlamda kamuya açık bir
sosyal ortamdır. İnternette sivil toplum hareketleri yapılabilir; bu anlamda
derneklerin, vakıfların bir parçası olabilir. Bu örnekler hayatın her alanına
çoğaltilabilir. İnterneti yalnızca matbaa, radyo, televizyon, çizgisinde en son
medya icadı olarak görmek, bu teknolojinin doğası hakkında önemli bir yanılgıya
işaret etmektedir.
Kuşkusuz İnternet, yasaların geçerli olmadığı bir ortam olmayacaktır ve toplumun
faaliyet gösterdiği diğer alanlar gibi hukuk şemsiyesi altına alınacaktır.
Ancak, İnternetin geleneksel medyalardan çok farklı yapısal özellikleri
nedeniyle bunlarla aynı çerçevede ele alınması çok sakıncalıdır. Bunun ötesinde,
İnternette, neyin "yayın" sayılacağı, neyin "basın organı" veya "medya"
sayılacağı ile ilgili yerleıik tanımlar geçerliliğini yitirmiştir, Bu açıdan, bu
geleneksel tanımlar üzerine kurulu düzenlemelerin uygulanması büyük güçlükler
doğuracak, hatta mümkün olmayacaktır. Örneğin, elektronik tartışma listelerini
geleneksel medya araçlarının ve bu listelerin moderatörlerini de geleneksel
medyadakı editörlerin karşılığı olarak görmek, tamamen yanlış ve çok sakıncalı
sonuçları olabilecek bir benzetmedir. Bu tür tartışma listeleri, belli bir yayın
organı tarafından hazırlanan ve elektronik ortamda dağıtımı/sunumu yapılan
yayınlarla karıştırılmamalıdır. Bu tür ayırımlarla ilgili örnekler
çoğaltılabilir. Bu tür ayırım ve incelikler net bir şekilde ortaya konmadan
gidilecek düzenlemelerin çok büyük sıkıntılara yol açacağı açıktır.
İnternet kimsenin planlamadığı bir şekilde gelişmekte, yerleşmis kurumları
zorlamakta ve çözümü zor sorunlar üretmektedir. Matbaanın yaygın kullanımı veya
sanayi devrimi daha az sancılı olmamıştır. İnternet fikri haklar, bireysel
haklar, vergi, gümrük, kimlik tespiti, işlem kaydı gibi pek çok konuda çözümü
kolay olmayan sorunlar ortaya çıkarmıştır. Dünya bu sorunların üzerine dikkatli,
temkinli ve katılımcı bir şekilde gidiyor; kimse, acele ile alınmış kararlarla
İnternetteki gelişmenin önünü kesmek istemiyor, çünkü bunun ülkelerinin
gelişimine vereceği zararın hesabını veremeyeceklerini biliyorlar. ABD'den
Singapur'a, İrlanda'dan İsrail'e dünyanın bir çok ülkesi İnterneti gelişme
stratejilerinin bir parçası yapmışlardır. İnterneti geliştirmek, ekonomik ve
toplumsal yaşamın ve yönetimin etkin bir parçası yapmak için ulusal politikalar
geliştirmekte, teşvik ve düzenleme mekanizmaları kurmakta, eylem planları
yapmakta ve hayata geçirmektedirler. Bu konuda Avrupa Birliği'nin e-avrupa
girişimi özellikle dikkat çekicidir. Türkiye'de İnternetle ilgili yapılması
düşünülen ilk düzenlemelerden birinin teşvik değil kontrol ve ceza boyutunda
olması büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır.
Turkiye'de İnternetin gelişmesine ciddi bir darbe vurulmasından endişe ediyoruz.
Geçtiğimiz yılın ekonomik olayları, düşünülmeden yapılan işlerin ne kadar ağır
sonuçları olabileceğini hepimize öğretti. Ayrıca, İnternetin geleneksel basın ve
medya gibi kontrol edilemeyeceği teknik bir gerçektir. Bu nedenle bütün dünya
İnternetin yapısına uygun kontrol mekanizmalarını oluşturmaya çalışmaktadır.
Türkiye de bu konuda olsun kabuğunu kırıp bu arayışa katılmalı ve dünya ile
beraber ortak aklı arayabileceğini, bulabileceğini göstermelidir.
Geleneksel medyalarla aynı yöntemlerle kontrol edilmeye çalışıldığında,
Türkiye'de bu sektörün gelişmesi engellenecek, bu hizmetler yurt dışına
kaçacaktır. Önüne geçilmesi istenen sakıncaların bu şekilde azaltılmasını teknik
açıdan olası görmüyoruz. Öte yandan, hedef aldığı kişilere karşı etkin olmayan
bu önlemler, büyük çoğunluğu teşkil eden sorumlu kullanıcılara sıkıntı
verecektir. Bu gelişmelerin sonucu, matbaada olduğu gibi "pire için yorgan
yakmak" olacaktır.
Bugün İnternette işlendiği söylenebilecek ciddi bazı suçları işleyenlerin,
mevcut düzenlemeler çerçevesinde cezalandırılması yolları aranabilir ve devlet
tıpkı gelişmiş ülkeler gibi bu teknoloji ile baş etmesini öğrenmeye çalışabilir.
Büyük ve önemli bilgisayarları dünyanın diğer ucundan yazdıkları programlarla
kullanılamaz hale getiren saldırganların ABD yetkililerince başarılı takibi
bunun bir örneğidir.
Bu konudaki düzenlemelerin aceleye getirilmemesi, Üniversiteler, İnternet Kurulu
ve sivil toplum örgütlerinin görüşü alınarak yapılması katılımcılığın bir gereği
olduğu gibi, teknik açıdan daha doğru, daha anlamlı kararlar alınmasını da
sağlayacaktır. Türkiye İnternetinin gelişmesi için yapılması yıllardır beklenen
yasal düzenlemeler var: tüketici hakları, sayısal imza, noterlik, vb. gibi.
Bütün bu düzenlemelerin, dünyadaki gelişmeleri takip eden, konuyu bilen
kişilerin katılımı ile, özenle ve incelikle yapılması gerekmektedir. Biz, Bilgi,
Bilişim ve İletişim alanının sivil toplum örgütleri olarak ilgi ve uzmanlık
alanlarımızdaki karar süreçlerinin parçası olmak istiyoruz. Bunun bir diyalog
süreci sonunda ülkemizi daha sağlıklı bir noktaya taşıyacağını umuyoruz. Bu
önermenin ve hayata geçirmenin demokrasinin bir gereği ve sonucu olduğunu
düşünüyoruz. İnternet konusunda gereken düzenlemeler için beraberce çalışmaya
hazırız.
Sayin milletvekillerim,
Lütfen, İnternet konusunda aceleci ve zarar verici bir düzenlemeden kaçınınız.
Gerekli görülen düzenlemeler üzerinde kamu, üniversiteler, sivil toplum
kuruluşları ve İnternet Kurulu olarak beraberce çalışalım. İnterneti Türkiye ve
Türkiye'nin insanlari için en etkin şekilde ve sakıncalarını en aza indirerek
kullanmak için gerekenleri beraberce yapalım.
Türkiye'nin ülke olarak, İnternetin nispeten marjinal olan problemli yönlerine
değil, büyük potansiyeli olan olumlu yönlerine odaklanması gerekir. İnterneti
ülkenin rekabet gücünü artırma, dünya ile bütünleşme ve Avrupa Birliği’ne girme
stratejisinin bir parçası yapmalıyız. Türkiye’nin İnterneti büyütme yollarını
tartışması gerekir; okullarımızı nasıl internete taşırız, KOBİ’leri e-ticarete
nasıl alıştırabiliriz, rekabet gücümüzü artırmak için interneti nasıl
kullanırız, devleti nasıl etkin, verimli, hızlı ve vatandaşa saygılı hale
koyabiliriz gibi soruları tartışması gerekir. Ilgili tüm partilerin katılımı ile
saydam ve sürekli çalışan mekanizmalar kurmalı; bu mekanizmalar aracılığı ile
ulusal politikalar, master plan, gerekli eylem planları, teşvik ve düzenleme
mekanizmalarını hemen oluşturmalıyız.
Destekleyen Sivil Toplum Kuruluşları:
- BMD - Bilişim Muhabirleri Derneği
- INETD - İnternet Teknolojiler Derneği
- LKD - Linux Kullanıcıları Derneği
- TBD - Türkiye Bilişim Derneği
- TBV - Türkiye Bilişim Vakfı
- TESID - Türkiye Elektronik Sanayicileri Derneği
- TISSAD - İnternet Servis Sağlayıcıları Derneği
- TKD - Türk Kütüphaneciler Derneği
- TUBISAD - Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği
- TURKMIA - Tıp Bilişim Derneği
- TUTED - Tüm Telekomünikasyon İşadamları Derneği
- UNAK - Üniversite ve Araştırma Kütüphanecileri Derneği
|