|
17.01.2006 Tülay Çellek - netyorum.com / Sayı: 167
HAMİT KINAYTÜRK İÇİN
İnsanın yaşamında kilometre taşları vardır
İnsanın yaşamında ilkler vardır …
İnsanın yaşamında unutamadıkları vardır…
Sayın Hamit KINAYTÜRK yaşamımda çok önemli yeri olan bir değerdir.
“Resim Öğretmenisin, Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi Resim Bölümünde Müdür Yardımcısı
olur musun, lütfen”. Liseye gitmem ve böylece Hamit KINAYTÜRK ile karşılaşmam, tanışmam
bu sözlerle başlamıştı yıllar önce. İAGSL ye çok emeği geçmiştir, kuruluşundan
itibaren. Teşekkür ederiz.
Ve kimseye göstermediğim, gizleyerek yazdığım anılarımın dışında hayatımda ilk
defa Hamit beyden gelen öneri üzerine “SANAT ÇEVRESİ” için bir yazı hazırladım.
Ne kadar çok heyecanlandığımı bu gün gibi anımsıyorum. Çok da onurlanmıştım…
Orada 8 yıl kaldım ve Hamit Beyle iletişimi hiç kesmedim. YTÜ ye geçtiğimde de
devam etti görüşmemiz sergilerde, açılışlarda… Ama belirli bir süre görüşemedik…
Ve bir gün telefon geldi… Sesleri unutmam. Değerli Hamit KINAYTÜRK çok sevinçli bir
ses rengiyle, “Bir dernek kuruyorum, kuruyoruz, katılır mısın, lütfen. Kurucu üye
olmanı arzu ediyorum,” diyordu. Hiç düşünmeden, hemen kabul ettim. SAYED Sanat
Yazarları ve Eleştirmenleri Derneği… Tabii bu arada internet yoluyla gönderdiğim
yazıları sürekli dergisinde yayınlamaya da başlamıştı. Dergileri SANTAS’a gönderiyordu
düzenli olarak. İlk başkanımız o oldu. Aksi de düşünülmemeliydi. Böyle güzel
bir oluşumu başlatan ve organize eden oydu.
En güzel yönü organizatör tarafı bana sorarsanız. Dernek nedeniyle MSÜ de buluşuyor,
yemek yiyorduk sosyal tesislerinde. Dernek üzerine tartışıyor, kararlar alıyor ve
imzalarımızı atıyorduk. Olağanüstü bir hafızaya sahipti. Bu arada sık sık
koleksiyonundan bahsediyordu. En son dernek nedeniyle yapılan toplantı Gazeteciler
Cemiyetinde olmuştu. Hatta kanunlar gereği bir de dernek merkezimiz vardı. “Kiralanan
bu yere gidip toplanmak yerine yine Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde
toplanmaya devam ederiz,” diyorduk hep birlikte.
Ve bir telefon daha… Ses gayet dinç, enerjik, iyi. Doğrusu daha bir hasta sesi
bekliyordum, Hamit KINAYTÜRK’ ten…“Aman kimse duymasın, sana gizli telefon
ediyorum. Yeditepe Üniversitesi hastanesindeyim. Herkesle görüşmem yasaklandı.”
Heyecandan ne söyleyeceğimin şaşkınlığıyla, “geçmiş olsun, ablanızla konuşuyor,
sağlığınızı takip ediyorum,” dedim. Daha bir şeyler söyleyecektim sağlığı
ile ilgili ama sözü aldı ağzımdan. “Hemen dergiye yazılarını göndermelisin.
Kavramsal türden bir şeyler de olabilir. Ama mutlaka gönder, lütfen. Gönderdikten
sonra da sana 2 tane telefon vereceğim kesinlikle onları ara ve teyit et. Alıp almadıklarını
öğren hemen… Çok rica ediyorum.” “Hiç merak etmeyin yazılarımı gönderirim ve
verdiğiniz telefonları arar, teyit ederim.” Dedim.
Söz verdiğim gibi yazıları gönderdim ve verdiği telefonları arayıp teyit ettim. Çok
yazı göndermiştim. Birkaç yazı, bir seri içinde yer alıyordu devam da edecekti.
Temel Tasarım dersimin notları yaşamla ilişkilendirilerek, kapsadığı geniş alana,
çeşitliliğe dikkat çekmekti niyetlerimden biri… Ve diğer yazılarımı da gönderdim…
Telefondaki ses, bu yazılar birkaç ay sürer demişti. Temel Tasarım çerçevesinde
olan yazılar için de, benim, “arka arkaya sayılarda olabilir,” önerime “belki
aynı sayıda da verebiliriz” demişti teyit ettiğim arkadaş. Telefonu kapattığımda
Sayın Hamit KINAYTÜRK’ün ricasını yerine getirmenin mutluluğunu yaşadım. Çünkü
3 şeyi asla atlamıyorum, değişen değerler içinde, biri hastaya; geçmiş olsun, diğeri
ölüme; başınız sağolsun ve öbürü de nikaha – evliliğe kutlama mesajı…
Dün Sayın Ümit GEZGİN telefon ettiğinde daha konuşmaya başlamadan yüreğim
burkuldu. Hissettim. Acı haberi alacaktım. Ne yazık ki yanılmamışım. Bir gün önce
ablasıyla uzun uzun konuşmuştuk. İnanamıyorum bana telefon ettiğinde sesi o kadar
dinç, enerjik yaşam doluydu ki… Onu yaşama bağlayan bir işi yaptığı içindi
herhalde… Ona söz verdiğim için ablasına söylememiştim konuştuğumuzu…
Bu gün İstanbul güneşli.
Bil ki yüreğimde yağmurlu bir gün yaşanıyor.
Bil ki şu an çok yalnızlık hissediyorum…
Ama biliyorum ki,
Yarın cenazene geldiğimde
fotoğraftan bana seslenecek,
“yazılarını gönder, teyit etmeyi de unutma,” diyeceksin…
Neden gittin sanki bu kadar erken…
Seni o kadar özleyeceğim ki dostum…
Sen benim için önemli bir kilometre taşıydın…
Sen benim için ilklerden biriydin…
Sen benim unutamadıklarından olacaksın…
Sevgiyle, güle güle…
03 – 01 - 2006 / İSTANBUL
Öğr. Gör. Tülay Çellek
YTÜ Sanat ve Tasarım Fakültesi (SANTAS)
e-posta: tcellek@yildiz.edu.tr
web: http://www.tulaycellek.com
İAGSL: İstanbul Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi
İstanbul Avni AKYOL Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi
Sanatın İçinden; Hamit Kınaytürk
Sanat Çevresi Yayınları;
netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın
organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir.
Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link
verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.) |
|