|
17.01.2006 Cemal Aksu - netyorum.com / Sayı: 167
AYLARDAN KASIM OLURDU, MEVSİM SONBAHAR...
Üniversitede ilk günlerimdi. Gölcük belkide en puslu akşamlarından
birini yaşarken, arkadaşlarla her zaman gittiğimiz nargile salonunda tanımıştım
onu. Bir arkadaşın ev arkadaşıydı. Yüzünün beyazlığı mı yoksa gözlerinin güzelliği
mi etkilemişti beni bilmiyorum, ama gözlerimi bir türlü ondan alamıyordum. Kimi zaman
nargile dumanın arkasına saklanarak, kimi zaman loş ışıklardan yararlanarak kısa
aralıklarla tekrar tekrar süzüyordum. Bizleri tanımadığından olacak, konuşmaması
hoşuma gitmişti. Tıpkı bana benziyordu. Susuyordu. İşte böyle hiç anlamadan apansız
bir başlangıcı vardı ubudiyetimin. Nasıl yapmıştı yada ne olmuştu bilmiyorum ama
çok kısa bir zaman sonra tamamen kölesi olmuştum. O ne kadar, “bende senin esirinim”
dese de, ben bir köle, oda sahibimdi. Bu esaret gün geçtikçe ard arda ve karşılıklı
yapılan fedakarlıklar sonrasında yerini kusursuz bir aşka bırakmıştı. Ama diğer
arkadaşların yaşadıkalarını yaşamıyorduk. Yani aramızda hiç bir üryan gelişme
olmuyordu. Bunu yapmak yerine yağmurda gezmeyi, gece sokakta dolaşıp, sabahı aramayı
seviyorduk. Yada diğerleri gibi ailelerimiz gönderdiği paraları disko yada barlarda
harcamak yerine, soğukta üşüyen sokak çocukalarına eşit şekilde pay etmeyi
yeyliyorduk. Sabah olunca eve gidip, balkondan denizi seyretmeyi seviyorduk birde. Bu,
anlattığım şekilde iki yılı aşkın bir süre devam etmişti...
Yine bir kasım akşamı yağmurda yürümüş, sokak çocukalarına yardım etmiş ve
yollarda sabahlamıştık. Ama o sabahın ardındaki akşam bir başkaydı. Belkide ilk
yanlızlığımı yaşamıştım o gece, belkide babamın ölümünden sonra ilk kez öyle
sızlamış zavallı yüreğim. O olmasada yağmurda yürüyor, sokak çocuklarına yardım
edebiliyor ve sabahı bulabiliyordum, ama hiç bir sabah o kadar güzel görünmüyordu
bana.
İşte yine o bana güzel görünmeyen sabahlardan birinde, onun için yazdığım bir şiiri
sizlerinde duymanızı istedim.
Aylardan kasım olurdu, mevsim son bahar,
Gecenin karanlığına bırakırdık kendimizi.
Sonra yağmur yağardı, ıslanırdı sokaklar
Islanırdık, yeniden yaşarken kaderimizi.
Sevdalılar gayri meskun bir sahili pineklerdi. Sanki kaybolmuş gibi sabahı arardık
yollarda. Takım elbiseli şahir eşkiyaları ihtilasa giderdi. Cürümü olanlarsa,
mimlenirdi karakollarda. Sokak çocukalrını üşüten bir rüzgar eserdi, serin.
Dertlerini dinler, kapanmayan yaralarını dağlardık. Biri üşümekten yakınırdı,
dolardı ışıldayan gözlerin. Ateşi körüklerdin önce, sonra ağlardın, ağlardık.
Nihayet güneş gösterirdi kendini, gün aydınlanırdı. Hayat kadınları ıslak kasıklarıyla
sabaha yallanırdı. Geceyi aydınlatan fukara mumları tek tek sönerdi. Şehir eşkiyaları
birşey olmamış gibi ihtilastan dönerdi. Sonra balkona çıkar, denizi seyrederdik uzun
uzun, Olmayacak şeyleri hayal eder, dalardık derinlere. Ben bitmesini istemezdim bu kısa
yolculuğumuzun, Sense hep karışmak isterdin, denize akan nehirlere. Zira nehirler
denizlere akıyordu, denizler senin güzel şehrine. Sonunda aldandın, senin gibi asılsız
İstanbul’un sahte zehrine. Sen gidince unutmayı denedim olmadı, üşüdüm sonra,
sonra ürperdim. Seni belklemeyi denedim olmadı, düşündüm sonra, sonra boş verdim.
Şimdi ise yüksek rakımlı bir tepedeyim, adına eğrelti bayırı denen. Burada henüz
yaşanmamış nice sevda var, yaşanmayı bekleyen, bekleten. Birde sana aşık ruhum var,
gitmene rağmen hala dönmeni isteyen. Aşılar var birde, sen ve senin gibileri
beklemekte direnen, direndiren. Bekliyorum işte, önce Allah’a, sonra döneceğine
inanarak Belki bir rüzgarla, belki yağmurla, belki karla, gelirsin bir gün. Belkide o güzelim
şehrin zehrini zehirleyenlere bırakarak, belki hiç beklenmedik bir anda ansızın bir
firarla, kim bilir? Gelirsin birgün...
Sonra aylardan kasım olur, mevsim sonbahar. Gecenin karanlığına bırakırız
kendimizi. Sonra yağmur yağar, ıslanır tüm sokaklar, VE YENİDEN YAŞARIZ KADERİMİZİ...
Yüzünüzden tebessüm eksik olmasın...
Cemal Aksu
e-posta:cemalaksu85@mynet.com
netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın
organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir.
Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link
verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.) |
|