| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | | www.netyorum.com |
|
22.12.2005 Prof. Dr. İbrahim Ortaş - netyorum.com / Sayı: 166FORMULA YARIŞI ARTAN TRAFİK KAZALARI VE EĞİTİMİN ÖNEMİFORMULA YARIŞLARINA TERSTEN BAKMAK Bu tür şovlar yapılsın ancak bu denli de abartılmaya gerek yok. Hergün dünyanın bir bölgesinde bir çok motor şovu yapılabilir ve haber bültenlerinin sonunda ilgilenenlere kısa bir haber olarak iletilebilir. Formula 1 tamamen petrol imparatorluğuna dayalı bir tüketim sürecini teşvik
etmekten öteye gidememektedir. Arabaların markaları ve paha biçilmez fiyatları yine
otomobil devlerinin reklâmından başka bir şey ifade etmemektedir. Araba lastikleri
yine ha keza lastik firmalarının reklâmından başka bir şey değildir. Açıkçası
şovun arkasındaki araba devlerinin propagandası Formula l' i popüler yaptı. Arabaların
yüksek oktanlı benzin kullandığı düşünülürse, çevreye verdiği zararı varın
siz hesaplayın. Arabaların çıkardığı gürültü kilometrelerce uzaktan duyuluyordu.
Bilmiyorum o yükseklikteki ses dalgaları seyirciler beyninde ne tür bir etki bıraktı.
İnsanlık gürültü kirliliğinden kaçarken bizler kendimiz gürültü kirliliğine
gidiyoruz. Sonuç Grand Prix'si McLaren Mercedes'in pilotu Kimi Raikkonen'in zaferiyle sonuçlandı.
Renault pilotu Femando Alonso ise ikinciliği elde eti. Ferrari pilotu Schumacher sonuncu.
Sonuç itibarı ile çocukların ve gençlerin hız tutkunluğunu bir dereceye kadar anlarım, ancak bunun çevre üzerine yarattığı olumsuz etkiyi düşünmek gerekiyor. Şimdi sormak lazım, 220 milyon dolara mal olan ve bir defalık kullanılan bu pist için açılan alan, devrilen ağaçlar ve bozulan ekoloji insanlığa ne kattı? Hangi fakir fukara bu formüla l'i izledi ve bundan ne ders çıkardı? Formula 1 izleyicileri arasından yerli ve yabancı sosyetenin ünlüleri, Bo Derek,
Ursula Andress, Mike Tyson, Ailton ve Cordoba da varlardı. Bunların tamamı kapalı tribünde
350 Avro ödeyerek oturdular. Söylenti doğruysa bazıları "paddoc Club" adı
verilen tribünde 2500 Avro ödeyip ayrıcalıklı olarak 1,5 saatlik yarışı izlemişler.
Yarış sonrası bütün gazetelerde Türk hostesleri dünyanın ünlülerine servis yaptı
diye yazıyor. Ayrıcalıklı kişiler trafiğe takılmamışlar, arabalarından indikten
sonra güzel Türk kızlarının eşliğinde yerlerine oturmuşlar. Yine bu güzel Türk
hostesleri, konuklara Türk usulü yiyecekler ikram etmişler. Özel odalarda Fransız ve
İtalyan şampanyaları ikram edilmiştir. Acaba bu seçkinler çalışarak yorularak para
kazanmanın ne olduğunu biliyorlar mı? Yoksa süper star olarak iki şarkı ve türkü söyleyerek
veya dayak yiyerek/yedirerek mi çok sıfırlı Dolarlar, Avro'lar almışlar. Bugün
asgari ücretin YTL karşılığı 350 Avro bile olmayan ve günde 1,5 YTL ile geçin
milyonların hangi sorununu çözdü Formula I? Bu parkın hazırlanması için 220 milyon
dolarlar harcandı, acaba bu paralar ile kaç okul yapılırdı, kaç derslik yapılırdı.
Bunlar hiç düşünüldü mü? Bugün ülkemizin 10 milyondan fazla ilk ve ortaöğretim
öğrencisi ikili eğitime devam etmektedir. Milyonlarca öğrenci üniversite kapılarına
yığılmış, bir o kadarı yetersiz eğitim ve işsizlikten dolayı ne yapacağını
bilemiyor. Bazı konular var ki başlangıçta yaratacağı etkileri göremeyebilirisiniz. Ancak unutmayın ki bunların çevre ve toplum psikolojisi üzerinde çok olumsuz etkileri bulunmaktadır. Bugün ayağında giyecek ayakkabısı olmayan milyonlar bir yana, milyonlarca lira değerindeki dev tekerler ile hız yapmak diğer yanda, büyük bir paradoks oluşturuyor. Bu paradoksta Türkiye'nin önce kendi gerçeğine dönmesi, kendi insanını sağlıklı ve mutlu edecek faklı aktiviteleri yaratması gerekir. "Zenginin parası fakirin çenesi" örneğine düşmeden batılı zengin otomobil şirketlerinin motor yarışları Türk toplumuna bir şey katmaz. Tam tersi Türk toplumunun psikolojisini bozar. Bu yarışmanın mesajı biz kendimizden çok başka ülkelerin bizi beğenmeleri üzerine politika üretmeye kalkışmışız. Burada kendine güvenmeyen, başkasına şirin görünme sevdası bulunmaktadır. Buna hiç gerek yok. Biz zaten doğamızla coğrafyamızla güzeliz. Bu güzelliklerimizi pistlere feda etmeye veya çeşitli yollarla örtmeye- cilalamaya gerek yok. Yapılan bunca hazırlığa ve propagandaya karşın, yine binlerce insan trafiğe takıldı.
Daha önce de olimpiyat stadyumu yapıldı ve yollar unutuldu, şimdi pist yapıldı
buraya gelecek insanlar arabalarını park edecekleri yer bulamadılar. Bu da olaylara bütünsel
bakamadığımızın bir diğer örneği idi Basına yeterince yansımasa da FI' e tepkiler de vardı. Bir grup çevreci
bisikletleri ile olayı protesto etiler. Ve medeni bir şekilde aşırı petrol tüketimine
ve çevre kirliliğine karşı tavırlarını sergilediler. Hiç sevmediğim halde örnek
vermek zorunda kalıyorum. Almanya'da arkadaşlarımın bana gösterdikleri ilk örnek üniversite
rektörünün bisiklet ile işe gitmesiydi. Üniversite öğrencilerinin neredeyse tamamı
bisikletli olmaları idi. Her binanın ve yurtların önünde bisiklet parkları hepimizi
büyülemiştir. Bizim de artık artan trafik kazaları yanında aşırı petrol fiyatları
ve tehditleri karşısında toplumumuzu eğitmemiz, alternatif ulaşım araçları önermemiz,
temiz bir çevre ve sağlıklı yaşam için öneriler geliştirmemiz gerekir. Toplu taşıma
araçlarından yaralanmanın önemi anlatılmalı ve bu kolaylıklar yaratılmalıdır.
Kentlerimizin, yeni yerleşkelerin planlanmasında bisiklet yollan ve toplu taşıma
planlanması dikkate alınmalıdır. Bütün bu öneriler ancak sağlıklı bir gelişmenin
hedeflendiği bütünsel yaşam bilinci ile sağlanır. Bütün yaşadığımız sorunları
biraz da bu mercekle bakarak, toplumumuzu doğru eğiterek, yaşama bütünsel bakmasını,
dünyanın yaşanılır kılınması için hepimizin birlikte yaşam bilincini aşılamamız
gerekir. İletişim çağında küçülen dünyamızı hep birlikte yaşanır kılabilmek
için fosil ve nükleer enerji kaynakları yerine, yenilenebilir enerji kaynaklarına
dayalı politikalar üretmek ve hayata geçirmek gerekir. İnsanımızın rahat yaşaması
için kent, trafik, çöp, iletişim ve beslenme bilinci geliştirmek, bütün bunların
sağlanmasında yaşamı bir bütün olarak görmek ve ona göre yaşam yol haritasını
öğretmemiz gerekir. Bu da eğitim ile olur. Eğitimsiz olan yaşamda ise kimin gücü
kime yeterse, kimin arabası daha güçlü ise daha fazla gaza basar. Tek başına
kilometrelerce çok silindirli araba ile gider gelir, ancak kullanılan petrolün çevre
ve insan sağlığı üzerindeki etkisini dikkate almaz.
|
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2006 İstanbul-Türkiye |