| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

06.12.2005 Ebru Altın - netyorum.com / Sayı: 165

ROTALAR ALANYA'YA ÇEVRİLSİN

Akdeniz akşamları bir başka oluyorrrrrrr. Hele birde aylardan Temmuz ise bir başka diye boş yere dememişler öyle değil mi? O halde ne duruyoruz hep birlikte rüya kent Alanya’ya kısa bir yolculuk yapalım… Bakarsınız bu rüyaya hepimiz inanır ve burasının şaşalı yaşamı karşısında kaybolur gideriz… Ehhh hadi bakalım kaptanlar rotamızı Alanya’ya çeviriyoruz öyleyse…

****

Hadi tabu tarzında bir oyun oynayalım… Ben size kelimeyi vereyim sizde uygun olan bir kelimeyle ekibinize anlatmaya çalışın. Bu sıcak günlerde böyle eğlenceli bir oyuna var mısınız? Hep bir ağızdan ewetttttt diyorsanız eğer vakit geçirmeden hemen ilk kelimenizi veriyorum… Alanya… Hadi bakalım bunu nasıl anlatacaksınız çok merak ediyorum… Ukalaca tavırlarla bundan kolay ne var ki mi diyorsunuz yoksa sizde… nedir peki Alanya’yı en uygun anlatacak kelime… Deniz, güneş ve kum… Kısaca plaj kent ne olacak başka der gibi gözümün içine bakmayınız lütfen. Tamam kabul yine yenildim… Oyun sizin…

Madem ki gündemimizin gezelim görelim bölümünde Alanya yer almakta bizde bu eşsiz turistik beldemizle ilgili bildiklerimizi sizlerle paylaşalım. Ayrıca sizler için bizzat gidip gördüm oraları. Öyle kuru sıkı atmıyorum yani. Yalnız tam anlamıyla gezip gördüğüm bu güzel yerleri sizlere anlatmaya başlamadan önce işten güçten vakit bulduğunuz bir zamanda mutlaka gidin görün ve o doğa güzelliklerine bir kez de siz aşık olun derim… Benden söylemesi gerisi sizin güzel keyfinize kalmış bir şey. Bilmem anlatabildim mi?

Yukarıda da değindiğim gibi buraya gelenlerin önceliği, güneş, deniz ve eğlence… Zaten Alanya’da bu beklentiyi fazlasıyla karşılayabilecek nitelikte özelliklere sahip konumda. Deniz kuşları(!) içinde ideal bir yer çünkü burada Mayıs ayından yaklaşık Kasım ayının sonlarına kadar denize rahatlıkla girilebiliyor. Ee su soğuk olmuyor mu diye soranlarınız varsa eğer onlarında bu sorularına hemen cevap verelim… Burada hava sıcaklığı ortalama 28, deniz suyu sıcaklığıysa 26 derece civarlarında seyrediyor.

Siz siz olun buraya geleceğiniz dönemi çok iyi seçin. Bizim gibi pastırma sıcaklarının yaşandığı Ağustos ayında gelirseniz kavrulursunuz alim Allah. Sonra söylemedi demeyin. Ama olsun ben pastırma sıcağı falan nedir bilmem, oraların en kalabalık olduğu dönemlerde mekanlara akmam gerek diyenlerdenseniz o zaman benden günah gitti… Gerçi bu sıcaklarda da merak etmeyin imdadınıza Pınar Başındaki Dim Çayı yetişecektir. Bu Dim Çayı dediğim yer, sıfır nem oranına sahip olduğundan Akdeniz’in o bunaltıcı havasından bir an için kurtulmanızı sağlayacak niteliktedir. Tabii sayılabilecek özellikleri yalnızca bunlarla sınırlı değil. Ayaklarınız suda iken özel sosu ile hazırlanıp getirilen leziz alabalıklarınızı da yiyebilir, çınar ağaçlarının gölgesinde de yorgunluğunuzu alabilirsiniz. Belki de belli mi olur bizim gibi hımbıl hımbıl bronzlaşma uğruna şezlonglarda konuşlanmaz kendinizi çayın soğuk sularına bırakırsınız…

Dim çayı boyunca dere yatağına su içine yerleştirilmiş bir çok masa, bungolow tarzında yapılara sıkça rastlarsanız şaşırmayın. Çünkü burasının genel özelliği zaten bu tarz bir tesisten oluşmuş olmasıdır. Düşünsenize ayaklarınızın altından buz gibi sular akıp geçerken siz sevdiklerinizde güzel vakitler geçirerek eğlencenize renk katıyorsunuz. Burada daha çok turistlerin ilgi gösterdiği binicilik ve rafting faaliyetlerinde bulunan birde kulüp bulunmakta. Dediğim gibi Türklerin pek ilgi gösterdiğini görmedim ama yabancılar deli ilgili bu kulüple… Dim çayına kadar hazır gelmişken burada da konaklayalım diye düşünüyorsanız eğer düşük kapasiteli bazı pansiyonlar sizin bu isteğinize hemen cevap veriyor. Ancak kendinize ait bir aracınız yoksa akşam eğlence mekanlarına gitmeniz işinizi zorlaştırabilir. O yüzden günü birlik takılıp geri dönmekte yarar var…

Gelelim bu cennet vatanını simgeleyen sembole… Hani her ilin kendine özgü belirli bir sembolü vardır ya Alanya’nın da sembolü limana hakim olan Kızılkule… Beş katlı kulenin giriş katında Selçuklu eserleri üzerine çok başarılı bir sergi var. Kulenin, her biri oldukça yüksek 87 merdivenini tırmanırsanız, en üstteki terastan Alanya’yı farklı açılardan görebilirsiniz. Kule her gün 09.00-12.00 ve 13.00-19.00 saatleri arasında hizmet vermekte…

Buralara kadar gelmişken mağaralarından bahsetmekte olmaz değil mi ama… Liman boyunca sıralanan teknelerin tur güzergahlarında harbiden insanı hayrete düşürecek güzellikte mağaralar bulunmakta. Bölgede korsan hakimiyetinin hüküm sürdüğü dönemde, korsanlar bugün Korsan Mağarası olarak bilinen bu mağarada saklanır ve gasp ettikleri malları buradan kaleye taşırlarmış. Anlayacağınız hortumlama o dönemden günümüze yerleşmiş bir olgu…:) Bu mağaranın bir diğer özelliği de kaçak teknelerin ağzından girebiliyor oluşu… Neyse yarımadanın uç noktası ise Cilvarda Burnu. Buradan kaleyi ve ileride harap durumda bir manastır ile eski bir darphaneyi görebilirsiniz. Aşıklar mağarası ise teknelerin meşhur durağı niteliğini taşımakta. Yalnız buraya teknelerin girmesi uygun değil ancak demir atabiliyorlar… Bunun yanı sıra birde Fosforlu mağara bulunmakta. Fakat biz oraya gitmediğimiz için tam olarak ne gibi özellikleri olduğunu bilmiyorum.

Alanya’da göz alabildiğince uzanan plajlarda bulunmakta. Bunların en ünlüsü ve güzeli de elbetteki Kleopatra Plajı… Çok önceden okuduğum bir mitoloji kitabında Kleopatra Plajından şu şekilde bahsediliyordu. Kleopatra rivayete göre burada sevgilisi ile kalırken yüzmek için 40 basamaklı bir merdivenden plaja inermiş. Buraya özel olarak kum getirdikleri için giriş ve çıkışlarda sıkı güvenlik önemleriyle karşılaşıyorsunuz. Nedir kardeşim alt tarafı kum deyip geçmeyin. Çünkü buradaki kumun diğer bir özelliği de yakılabiliyor oluşu…
Bu arada unutmadan su sporları meraklıları içinde değişik alternatifler bulunmakta… Parasailing, jet ski, su kayağı, banana vs… aklıma gelenlerden yalnızca birkaçı…

Alışveriş yapmak isteyenlere gelince… Açıkçası buralardan hediyelik eşya almak pek akıl sırrı değil. Çünkü fahiş rakamlara olmayacak şeyler satıyorlar. Kaldı ki oyuncak bir eşekle fotoğraf çektirmek bile 5 cent. Gerisini varın siz düşünün. Yiyeceklerinizi de isterseniz Cuma günleri kurulan halk pazarından yada marketlerden yiyeceğiniz ölçülerde azar azar alabilirsiniz. Tercihinizi halk pazarından yana yapacaksanız eğer bu konuda size hemen küçük bir tüyo vermek istiyorum. Pazar alanına girdiğiniz andan itibaren Türk olduğunuzu konuşarak belli edin. Fiyatlar o zaman Türk işi indirime giriyor. Zira beni öyle turist zannedip kaç kere kazıklamaya kalktılar ama yemezler. Bende öyle kazıklanacak göz var mı hıh :)) güleyim bari…

Gelelim olayın eğlence kısmına... Havanın kararmasıyla birlikte başlayan dolu dizgin eğlence günün ilk saatlerine kadar sürüyor. Hem de hiç durmaksızın… Dans edenler, içenler, birbirleriyle yeni yeni arkadaşlıklar kuranlara rastlamak burada çok doğal. Tek tüfek olarak eğlenmeye gittiyseniz yada kız kıza da olsa hiç fark etmez gözünüze hoş gelen çocuklarla kesişmek serbest. Kesin kesebildiğiniz kadar… Nasılsa tatildesiniz tadını doyasıya çıkartmanız sizin için en yararlısı olacaktır… Sevgiliniz mi aman canım boş verin nasılsa siz yokken oda başkalarıyla ilgileniyordur… :)

Sonuç itibariyle uzun lafın kısası gezip görmüş birisi olaraktan buraya gitmediyseniz eğer: ısrarla gitmenizi öneririm. Yoksa gerçekten çok şey kaçırmış olacaksınız… Hepinize bol tatiller….

Ebru Altın


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
165. Sayı önceki yazı 165. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı  
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye